"Basladı benim mesai" diye içimden konuşarak masalarına doğru yol aldım.Size yine ve yine söylemeyi unuttum.Minho neden sizin kampüste? Değil mi? Bende merak ettim.Muhtemelen Taehyun'u derse yetiştirmeye çalıştı ama geç kaldıklarını fark edince fırsat bu fırsat diyerek Taehyun'u kafetaryaya sürüklemiş ve muhabbet etmeye çalışmış. Başarısız olmuş olmalı ki beni davet etti...
Taehyun bugün garip bir şekilde benimle göz temâsı kurması üzerine anın garipliğine gariplik katarak(garip diyorum çünkü bu adam ile göz göze gelişimiz max 2 salise sürerdi)gözümü gözünden ayırmadan öylece durdum.3-4 saniyelik bakışmamızı tabii ki beni yanlarına davet eden abisi bozdu.Bozmasına sevinecektim ama demin dünya rekoru kırmak üzereydim,o yüzden çok da sevinemedim.Her neyse.Abisine olan saygımdan baş selamı vererek abisinin karşısındaki sandalyeye geçtim.Kendisi zaten abisinin dibinden ayrılmadığı için yanında oturuyordu.İstesem de Minho abinin yanına oturamazdım.
"Naber Beom, görüşmeyeli saçlarını kestirmişsin.Uzun çok yakışıyordu halbuki..."
diye lafa girdi Minho.
Muhtemelen yüzümdeki yaraların sebebini zaten bildiğinden ve beni kötü hissettirmek istemediğinden,neden bu hâlde olduğumu sormadı ve konuyu saçlarıma çekti."Ah...dün akşam biraz tartışma çıktı da.Bilirsin babam saçımı kesmek için bahane arıyordu zaten."dedim.Babama inat kızıla çevirdiğim saç tutamlarıma dokunarak.
Bu kadar rahat konuşmam garip gelebilir size ama dediğim gibi,babalarımız düşman olunca otomatik olarak tanışmış bulunduk önceden.Ayrıca birbirimizin en büyük sırdaşı olmuştuk Minho ile.Taehyun çok konuşkan olmadığından benimle dertleşmeyi tercih ederdi abisi.Zaten aynı zorlukları yaşadığımızdan empati yapmak daha kolaydı bizim için.Ayrıca babalarımızın düşman olması bizi de düşman yapmaz ya.Tabii Taehyun'u saymazsak.
"Ah anladım...kuzenin evde değildi galiba. Çünkü benim tanıdığım HanJisung kardeşi yerine koyduğu Beom'un güzelim saçlarına kıyılışına sessiz kalamazdı."
dedi Minho abi.
Eklemeyi unuttum,kendisi tam olarak HanJisung bağımlısı.Aşığım demez ama onun hakkında konuşmadan duramaz.Muhtemelen hislerine bir ad koymaya korkuyor.Korkmakta haklı.Mafya çocuğu olmak kolay mı?
Hislerine ve duygularına sahip çıkman gerekiyor 'nefret' duygusu dışında..."Evet,babam tarafından biraz dinlensin diye tatile gönderildi"
diye cevapladım.Yalan.
Koca bir yalan.
Benim gibi bir aptal için sığınak olmaya çalıştığından babam onun beni güçsüzleştirdiği yanılgısına düştü.O yüzden uzun bir süre 'oda hapsi'nde...
Tabii bunu ortalıkta söyleyemezdim.Minho da anlamış olacak ki yüzü düştü.Benim yüzümden 'oda hapsi'nde olduğunu düşünmedi tabii(Oda hapsi derken ailenizin size kızıp odaya kilitlediği bir durumdan bahsetmiyorum maalesef...Mafya babalarının oda hapsi anlayışı çok farklıdır).Sadece bir şeylerin ters gittiğini anlamış olmalı. Çünkü büyük kuzenim HanJisung iki eli kanda dahi olsa beni tek bırakmazdı.Kendisi kan bağım olan tek ailem.Büyük kuzenim olur kendisi.Küçükken annem beni doğurmadan önce,halam Jisung abiyi doğurmuş.Tabii babam tek varisti ve ondan sonraki varis de kendi oğlu olmalıydı.Bir oğlu olmadığı için ve sabırsız piçin teki olduğu için Jisung'u 'yedek varis' olarak halamın ellerinden almış.Halam tabii ki sessiz kalmamış ama oğlunu geri alma girişiminden sonra şüpheli bir araba kazasında vefat etmiş.Daha sonra ben doğmuşum tabii ama ne fayda,olan olmuş. Jisung abi kısmen hâlâ 'yedek varis'...
Aslında neden bana düşman olmadığını merak ediyorum.Annesinin katili olan amcasının oğluyum ne de olsa. Her neyse,o da Soobin gibi evdeki sınırlı sevenlerimden biri.
"Siz nasılsınız?Etrafta Yeonjun'u göremiyorum bir şey mi oldu?Taehyun'u 2 saniye yanlız bırakmazdı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ma chérie~Taegyu
Fanfiction"Senden nefret etmiyorum." ▪︎ Uzun süredir nedense benden nefret ettiğini düşündüğüm bu çocuktan sürekli bu kelimeleri duymak,artık garip hissettirmekten çok; tanıdık bir his veriyordu...