cesaretten uzak

629 35 7
                                    

Okul çıkışı yurda gitmiyordum kararlıydım bugün öleceğim. Hemen koredeki inşaat aşamasında olan yüksek binalardan birine girdim bina yaklaşık olarak 30-40 kattı. Hayır, binanın tepesine çıkmaya bir kat kaldı bir kat sonra etrafım tamamen açık olucak ve ben bunu yapamam şuan duvarlardan dolayı göremediğim yüksekliği bir kat sonrada görmek istemiyordum benim yükseklik korkum varken çatıdan atlamak isteyen beynimde sıkıntı. Kendime söylene söylene aşağıya inerken patlayan silah sesiyle çığlık attım. Ne oluyo o silah sesi neydi. Hızlıca aşağıya indiğim sırada iki kişinin önümü kesmesiyle durdum hemen arkamı dönüp kaçacağim sırada arkadan iki adamın daha geldiğini gördüm. İşte şimdi kapana kısılmıştım. Adamlardan bir tanesi saçımdan tutup beni çekmeye başladı resmen adamın arkasında sürünüyordum. Az önce önünden geçtiğim odaya girdik ve adam beni yere fırlattı. Oyuncak mıyım ben ya bı tutuyo bı atıyo. Elime değen sıvı ile irkildim bu kırmızı şey kıyafetlerim ellerim tamamen kan içindeydi. Kafamı yanımdaki ölü bedene çevirdiğimde nefesim kesildi. Kanım donmuştu ben ilk defa ölü görüyorum. Adamın ölü bedenine bakan gözlerim karşımdaki adamın konuşmasıyla dolmaya başladı.

(Kimin kim olduğunu anlayın diye isimleri yazıyorum yani kız isimleri bilmiyor)

Hyunjin:"bu binaya girmen baştan hataydı çünkü acıyorum bazen senin gibi masum insanlara"

Chan;"sanırım şimdi sana ceza vermek zorunda kalacağız,"

Ceza mı ne cezası hayır ama bu benim hatam değil ben hiç bir şey yapmadım. İşte şimdi dolan gözlerime hakim olamıyorum gözyaşlarım akıp gidiyor.

Changbin:"sanırım en kolay yolu bu"

Tetiği çeken adama doğru kafamı kaldırıp bakınca kafamın dibindeki silahı gördüm.  Aynı adam peach gülümsemesiyle tekrar konuştu.

Changbin:"şakaa nasıl şaka ama beğendin mi?"

Adam gülerek ayrıldı yanımdan dört kişilerdi. Ben ne olucam öldürecekler mi beni daha çok gencim. O an farkettim ki benim ne ölmeye cesaretim var nede yaşamaya.

Minho:"kalk hadi bizimle geliyorsun"

Jiwoo;"t-tamam"

Acaba ne konuştular ya da bana ne yapacaklar. Beni büyük bir arabaya bindirdiler arabaya en fazla 10 kişi sığardık. Arabanın arka koltukları birbirine karşılıklıydı.  Az önce kalkmamı söyliyen adam konuşmaya başladı.

Minho:"ağlamayı ne zaman kesiceksin"

Ellerimi yüzüme götürüp gözyaşlarımı sileceğim sırada yanımdaki adam kolumu tuttu.

Chan:"ellerin kanlı al bunula sil"

Elime verdiği bezle yüzümü ve ellerimi sildim o sırada büyük bir malikanenin önünde duran arabadan indik korumalardan birinin kolumu tutmasıyla arkamdaki adamlardan biri yine konuştu.

Hyunjin:"bırak kolunu biz gösteririz yolu"

Korumanın kolumu bırakmasıyla az önce konuşan adam bana söylediği gibi yolu gösterdi.

Hyunjin:"burası artık senin odan"

Ne!!! Oda mı ne odası lan artık burada mı yaşıyacağım. Ben zihnindeki düşüncelerle cebelleşirken adam yine konuşmaya başladı.

Hyunjin:"telefonunu ve çantanı ver"

Başka seçenek olmadığı için kabul edip verdim.

Hyunjin:"iyi söz dinliyorsun dolaptan kıyafet alıp giyebilirsin ama sana tavsiyem önce duş al"

Adamın önünde eğilip odaya girdim dolaptaki boy aynasına bakınca her tarafımın tamamen kan olduğunu farkettim sanki adamı onlar değil ben öldürmüştüm. Hemen banyoya girdim bir an önce duş almak istiyordum.

Jeongin'in ağzından

Kapının çalmasıyla kapı açıldı hyunjin hyung ve yanındaki kız yukarı çıktılar minho, Chan ve changbin hyung ise içeri yanımıza geldi. Salonda oturan jisung, seungmin, Felix ve ben olayı hala çözememiştik bu kız kimdi?

Seungmin:"hyung bu kız kim"

Minho hyung bize herşeyi baştan anlattı suçsuz olmasına rağmen genç bir kızı öldürmek istememişler o yüzden polise şikayet etmiyeceğinden emin olana kadar gözetlemeye karar vermişler yani sôylediklerine gôre bir süre bu kız ile yaşıyacağız. Hyunjin hyung aşagıya indi ve hyunglar tekrar iş konuşmaya başladı. (Jeongin, seungmin, Felix, jisung mafya değil çünkü why not)

Yarım saat sonra hyunjin hyung bir çanta ve telefon çıkardı.

Hyunjin:"bakalım bu kız kimmiş?"

Çantayı açtı ve içinden bir çok kitap çıkardı. Sanırım kız tıp öğrencisiydi çünkü kitapların tamamı tıp ile ilgiydi.

Hyunjin:"yoon jiwoo 21 yaşında tıp öğrencisi, zeki bir kız olduğu belliydi"

Changbin:"asıl konu tıp öğrencisiyse onun okula gitmesini engelliyemeyiz sonuçta emek verip başarmış bu onun hayatını bitirmeniz anlamına gelir"

Minho:"haklısın ama ne yapacağız"

Seungmin:"hangi üniversitede okuyor"

Jisung:"ne alaka be"

Chan:"bi saniye doğru seungmin de tıp öğrencisi hangi üniversitede söyle"

Hyunjin:"Seul üniversitesinde"

Felix:"yani kızı seungmin mi kontrol edicek"

Changbin:"seungmin kabul ederse"

Seungmin:"bana sorun yok zaten aynı bölümü okuyoruz"

O sırada hyunjin hyung temizlikçilerden birine jiwoo'yu çağırmasını söyledi. Temizlikçi jiwoo'yu çağırdığında jiwoo'nun saçları hala ıslaktı ve normal bir eşofman takımı giymişti.

Chan:"saçlarını niye kurutmadın"

Jiwoo:"başımı döndürüyor"

Chan:"bu şekilde de hasta olursun"

Jiwoo:"aslında pek kolay hasta olmam yine de teşekkür ederim"

Kızın kelimelerini dikkatle seçe seçe konuştuğu belliydi. Hyunjin hyung bir süre evdeki kurallardan bahsetti kimsenin odasına kapı çalınmadan girilmez, herkes önüne gelen yemeği yemek zorunda, kimse kimseyle kaba bir şekilde konuşamaz vb.

Yemek hazır olduğunda hepimiz yemek masasına oturmuştuk biz yerken jiwoo tabağına bakıyordu.

Changbin:"kurallardan birinin herkes önüne gelen yemeği yemek zorunda olduğunu unttun mu niye yemiyorsun"

Jiwoo:"doğru, ama yiyemem"

Minho:"nedenmiş o, niye yiyemezsin"

Jiwoo:"şey benim domatese alerjim var ve bu yüzden domatesli yemekler yiyemem"

Jeongin:"seninde amma sorunlu bedenin var"

Chan:"ne yiyebilirsin peki"

Jiwoo:"içinde domates olmayan her şeyi yiyebilirim"

Chan:"sana yemek söyliyecegim o zaman"

Jiwoo:"ah hayır hiç gerek yok inşaata girmeden önce yemiştim"

Chan:"bu sadece bugün olucakbbir şey biliyorsun değil mi"

Jiwoo kafasını evet anlamında salladı...

mfyaskzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin