"bugün nasılsın?"
jungwon nazikçe gülümsedi girenin arkasından kapıyı kapatırken.
"çok iyiyim, geldiğin için teşekkürler."
onu neden çağırdığı ve daha soracağı çoğu şey aklından uçtu gitti. 5 saatin sonunda yine onunla mükemmel vakit geçirmişti. ikisi de duvara yaslanır pozisyonda yere çökmüştü. pantolonlarını pisleten kirlerden habersiz birbirlerine sırıtarak bakıyorlardı.
"adın ne?"
"jay. sen de jungwon'sun. benim en iyi arkadaşım."
jay başını hafifçe yana eğdi ve yüzlerinin yakınlaşmasını sağladı. jungwon'un kalbi bir çita ile yarışabilecek kadar hızlı atmaya başladı. sıcak bastı ve sırtı gerildi. ama jay sadece yanağına ufak bir öpücük bırakmıştı. arkadaşça.
yüzünü astı jungwon. önüne dönüp kollarını bağladı. dudaklarını büzdüğünde jay sessiz kahkasını attı.
"ne o? istediğin olmadı mı kedicik?"
son cümlesiyle beraber kediciğin burnunu hafifçe sıktı. dışarıdan sesler geldiğinde ise ayaklandı ve hiçbir şey demeden ortadan kayboldu.
"jungwon, senin burada ne işin var?"
jungwon ağır ağır gözlerini açtı.
"jake?"
arkadaşı kolunun altına girip ona çıkışa kadar eşlik etti.
"hadi gidelim ve yemekhanede bize neler olduğunu anlat."
"hmm demek adı jay. en son ne diye oraya gittim demiştin?"
heeseung ağzını bir daha doldurdu ve meraklı gözleriyle jungwon'un iştahsız iştahsız tabağını karıştırışını izledi.
"tiktok izliyordum. buradaydık hepimiz. sonra bir video gördüm ve denemeye çalıştım."
sunoo, kaşığıyla dudaklarını oynattı.
"ama neyi?"
"bir dakika, eğer dünden beri tiktok izlemediysen -ki izlememişsin- en son beğendiğin videoyu görebiliriz."
niki sözlerinden sonra elmasından bir ısırık aldı.
"aslanım zehir gibi yine. çak lan."
"mantıklı, bekleyin hemen bakayım."
jungwon kaşığını bırakıp cebinden telefonunu çıkardı ve tiktok'a girdi. ancak beğendiği videolara girdiğinde aradığı şeyi bulamadı. tam hepsi hayal kırıklığına uğrayacakken bir de favorilere bakmaya karar verdiler.
işte orada, en son favorilere eklenen videonun başlığı duruyordu ve şöyle diyordu; hayali arkadaş nasıl çağırılır?
hepsi birden göz göze geldi.
"oğlum embesil misin sen? sence senin hayali arkadaşa mı ihtiyacın var?"
"ya hayır ondan değil sadece denemek istedim, gerçekten meraktan."
o akşam jungwon pansiyona gitmedi. gizlice yine o eski müzik odasına gidip piyanonun başına geçti. kendini öyle kaptırmıştı ki içeri giren jay'i parça bitince fark edebilmişti.
jay sırtından sarılmış, çenesini omzuna yerleştirmişti. jungwon yüzünü döndüğünde dudakları birbirine değdi. ama ikisinin de geri adım atmaya niyeti yoktu.
jungwon ayağa kalktı ve ellerini korkakça jay'in şakaklarına yerleştirdi. jay'in soğuk elleri ise onun tersine cesurca sırtında geziniyor, ufak şekiller çiziyordu. soğuk eller beline ulaştığında ürperdi ama bu jungwon'u durdurmadı.
dudakları kanayana, acı da dayanılmaz hâle gelene kadar ayrılmadılar. sonunda birbirlerinden uzaklaştıklarında ikisi de güldü.
"sen benim en iyi arkadaşımdın."
jungwon gülümsemesini genişletip jay'in boynuna sarıldı.
o gece yerdeki eski halının üzerinde sarılır vaziyette uyuyakaldılar. ikisinin de vücudu sıcacıktı. öyle sıcaktı ki soğuk onları etkileyemedi. sabaha hasta olmasalar iyiydi.
___________________________________________
slm askım
bu sey benı cok sardı cok begendım
bunu best kankısım jaywon asıgı nısosum ıcın yazıyorum btw🙄
👩🏻❤️👩🏼💗🎀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fine line
Fiksi Penggemarjungwon bugün de gelsene dün çok güzeldi piyano çalarım yine sana jay kapıdayım 💗 hikayenin playlist'i ⬇️ fine line💮 https://open.spotify.com/playlist/4W6sIScglDIifdqOTcf3RK?si=BY-6ycfNSfCQ596Z4E-yXg&pi=e-v1kd3Om4Qrio