"NE DİYOSUNNN!?"
"LAN Y/N ŞAKA MISIN!?"
Ellerin titriyordu, basit bir getir götürcü olacaktın işte sekreterlik de nereden çıkmıştı şimdi!?
Eren ile karşılıklı birbirinize bakıyordunuz.
"Lan çabuk ol çabuk!"
"Niye ya bir dur kendime geleyim!"
"Bay Ackerman geç kalırsan valla gebertir seni çok takıntılıdır zamana."
Çattık ulan.
"Tamam dur şu dosyaları alayım yerden."
Ben daha yerden dosyaları almak için eğilemeden Eren dosyaları kapıp koltuk altıma sokuşturdu ve beni sırtımdan ittirdi.
"Hadi ulan kovulacaksın az sonra! Ben Erwin abiye ne hesap vereceğim o zaman hiç düşündün mü?"
"Tamam dur bir ittirme ya!"
Kendimi Eren'den kurtarıp üstümü başımı silkeledim ve koşar adımlarla Bay Ackerman'ın ofisine gittim ama...
Oha.
Ofisin kapısı bizim evin salonundan daha büyük
Gösteriş meraklısı zengin züppesi.
Ama çok yakışıklı bir züppe.
Neyse.
Kapısını tıklattım ve "Gel" sesini beklerken çok sevdiğim kuzenim sağ olsun boka dönen saçımı düzelttim. İçeriden boğuk bir "gel" sesi gelince tereddüt ederek kapıyı açtım ve içeri girip kapıyı arkamdan kapattım.
KAPIYI NEDEN KAPATTIM Kİ!?
Şimdi olası bir rezillik anında nasıl ofisten kaçacağım!?
Sıçtım.
"Beni çağırmıştını-"
"Dosyaları getir."
"Tabii efendim."
Kovulursam abim azıma sıçar ve tüm yaz milletin bitli saçını temizlerim.
Asla.
Kovulmayacağım.
Dosyaları dikkatlice ona uzattım. Uzun parmakları sertçe dosyaları kaptı ve masasına attı. İki dosyayı da bir kaç saniye inceledikten sonra ayağa kalktı ve ofisteki büyük dolaba yöneldi.
"Yardım etmemi ister misiniz efen-"
"Buraya gel esmer."
Esmer ne lan dağ ayısı.
"Evet efendim?"
Yanına gittim ve o dolabı karıştırıp bir şeyler ararken arkasında dikildim.
"En çok hangi rengi giyersin, çabuk söyle."
Ha?
Bu adamın sorunları mı var?
"Uhm... siyah ve yeşil... sanırım?"
Ben konuşurken yüzüme bile bakmıyordu, elleri dolaptaki yeşil kapaklı dosyalardan birini kavradı ve bana uzattı.
"Güzel, kırmızı dosya Hange'nin, sarı olan eski sekreterin. Renk uyumsuzluğundan nefret ederim. Eğer yeşil giyorsan yeşil dosya kullanacaksın, anladın mı?"
"Anladım efendim..."
Bu adam nasıl bir ruh hastasıydı böyle!?
"O sarı dosyayı da yak. Ya da parçala ve yok et. Ofisimde başka sarı bir şey istemiyorum. Ofisimde sarı ne varsa yok et."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SECRETARY LADY/ LEVİ X Y/N
FanfictionY/N: Ben sizin sekreterinizim, kişisel amaçlarınız için kullanabileceğiniz bir alet değilim Bay Ackerman. Levi: Bu kişisel bir amaç değil Y/N, bunlar benim kalbimden geçenler. Y/N: Kalbinizden geçenler doğru değil. Levi: Kalbimin kime karşı atacağın...