Bay Ackerman'a günaydın demek için kapısını çaldım ve içeri girdim. Bay Ackerman sandalyesinde yayılmış, kafasını geriye yaslamıştı. Ne kadar sinirli olduğu yüzünden ve hâlâ belirgin olan boynundaki damarlarından belli oluyordu.
Sinirini benden çıkartmasa bari.
"Günaydın Bay Ackerman."
Bay Ackerman düz bir ifadeyle bana baktı, bir süre sessiz kaldı. Yüzü sinirli gibi duruyordu ama gözleri başka bir hikaye anlatıyordu. Sanki biraz... kırılmış gibiydi.
"Günaydın."
Aramızda kısa bir sessizlik oluştu. Uzayan sessizliğin olayı garipleştireceğini bildiğim için konuşmaya başladım.
"Bay Acker-"
"Sadece Levi de Y/N."
Bir an yanlış mı duydum acaba diye tereddüt etmiştim. Bay Ackerman çok garip davranıyordu. Ben sinirli olduğu için belamı öpecek diye düşünürken o daha nazik davranıyordu.
"Ama efend-"
"Off sadece dediğimi yap işte Y/N! Bir de seninle uğraşamam şuan."
"A-anladım..."
Bu adam neden birden bire böyle hassaslaştı!?
"Y/N, buraya gel."
Bay Ackerman'ın uzun parmakları şakaklarını ovuştururken beni yanına çağırmıştı. Biraz tedirgin olsam da masasının yanına kadar yürüdüm.
"Evet efendim?"
Bir anda belimde hissettiğim iki el ile neye uğradığımı şaşırmıştım. Bay Ackerman beni belimden kaldırıp masasına oturtmuştu.
"Levi. Sadece Levi."
Ne oluyor bu adama böyle?
Sandalyesini biraz ileri çekerek masaya yaklaştı.
"Y/N... sana bir şey soracağım, ama bunu cevaplarken beni patronun olarak görmeni istemiyorum. Tamamen dürüst olmalısın, tamam mı?"
Aman Tanrım...
Bu kesinlikle ondan asla beklemediğim bir şeydi. Bay Acke- öhm, yani Levi konuşurken bile ses tonu ve imlası gerçekten ilk defa bu kadar nazikti.
"Tamam... tamamen dürüstçe cevaplayacağım."
Levi gözlerinde hüzünlü bir bakışla kıkırdadı.
"Gerçi bunu neden söylediysem... normal zamanda da yeteri kadar sivri dillisin zaten..."
"Eh... inkar edemeyeceğim..."
Levi benimle göz göze gelebilmek için kafasını kaldırdı ve yüzüme baktı.
"Y/N ben kötü bir abi miyim?"
Levi bana bu soruyu sorarken titreyen sesi kalbimi de titretmişti. Mikasa ona ne demiş olabilirdi ki Levi bu kadar üzülmüştü?
"Açıkcası ev içinde nasıl bir abi olduğunu bilemem, ama şirkette gördüklerimden yola çıkarak söyleyebileceğim tek şey kesinlikle kötü bir abi olmadığın. Benim de bir abim var ve aslında kardeşlerinize olan davranışlarınız açısından benziyorsunuz. Mikasa falan mı bir şey dedi yoksa?"
Levi kafasını aşağı eğdi ve sessiz kaldı. Elleri kucağında parmaklarıyla oynuyordu. Sonra birden kafasını bacağımın üstüne koydu.
"O zaman Mikasa neden bana benden nefret ettiğini söyledi?"
Mikasa'yı bulduğum yerde boğacağım.
"Hey, saçmalama! Neden öyle bir şey söylediğini bilemem, belki regl falan olmuştur, anlarsın ya. Ama sen nefret edilecek bir insan değilsin, çok ciddiyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SECRETARY LADY/ LEVİ X Y/N
FanfictionY/N: Ben sizin sekreterinizim, kişisel amaçlarınız için kullanabileceğiniz bir alet değilim Bay Ackerman. Levi: Bu kişisel bir amaç değil Y/N, bunlar benim kalbimden geçenler. Y/N: Kalbinizden geçenler doğru değil. Levi: Kalbimin kime karşı atacağın...