Part II

94 3 1
                                    

s “Yön bulma konusunda çok kötüyüm.” m “Sabah insanı değilim.”

* “İsimleri hatırlama konusunda kötüyüm.” s “Her zaman geç kalırım.”

« “Teknolojiyle aram iyi değildir.”
“Matematikte berbatım.”
Şuursuz, bilinçsiz ve bilinçaltı terimlerinin hepsi farkmdahk ya da düşünce eksikliğini tarif etmek için kullanılabilir. Akademik çevrelerde bile bu sözcükler ince dokuyup sık elemeden birbirlerinin yerine kullanılıyor. Benim kullanacağım kelime bilinçsiz olacak çünkü hem zihnin hiçbir zaman bilinçli olarak erişemeyeceğimiz süreçlerini hem de bizi çevreleyen şeylere dikkat etmediğimiz anları içine alacak kadar geniş. Bilinçsiz, bilinçli olarak düşünmediğiniz her şeyi içine alan bir tanım.
.. .ve daha binlerce versiyon.

Bir hikâyeyi kendinize yıllarca tekrar ettiğinizde bu zihinsel oyuklara düşmek ve onları bir olgu olarak kabul etmek çok kolaydır. Zamanla, “Ben böyle değilim,” diyerek belli eylemlere direnmeye başlarsınız. Öz imajınızı korumak ve inançlarınızla tutarlı bir şekilde hareket etmek için içsel bir baskı hissedersiniz. Kendinizle zıt düşmekten kaçınmak için her yönteme başvurursunuz.

Bir düşünce ya da eylem kimliğinize ne kadar derinden bağlıysa onu değiştirmek de o kadar güçleşir. Yanlış bile olsa kültürünüzün inandığı şeye (grup kimliğine) inanmak ya da öz imajınızı (kişisel kimliğinizi) ayakta tutan şeyi yapmak iyi gelebilir. Her seviyede -bireysel, takım, toplum- olumlu değişimin önündeki en büyük engel kimlik çatışmasıdır. İyi alışkanlıklar akılcı gelebilir ama kimliğinizle çeliştiklerinde onları eyleme geçirmeyi başaramazsınız.

Normalde çok yoğun, çok yorgun, çok sersemlemiş olduğunuz için ya da yüzlerce farklı nedenden alışkanlıklarınızla mücadele edebilirsiniz. Ancak uzun vadede alışkanlıklara bağlı kalmayı başaramamanızın asıl nedeni öz imajınızın araya girmesidir. İşte bu yüzden kimliğinizin tek bir versiyonuna aşırı bağlanmama-lısınız. İlerleme, öğrendiklerinizi silmeyi gerektirir. Kendinizin en iyi versiyonuna dönüşmek için inançlarınızı sürekli elden geçirmeli ve kimliğinizi bir üst seviyeye taşıyıp genişletmelisiniz.

Bu bizi önemli bir soruya götürüyor: İnançlarınız ve dünya görüşünüz davranışınızda bu kadar önemli bir rol oynuyorsa en başta nereden gelirler?
Kimliğiniz tam olarak nasıl biçimlenir? Ve kimliğinizin size hizmet eden yeni yönlerini nasıl vurgulayabilir, sizi önleyen parçaları kademeli olarak nasıl silebilirsiniz?

KİMLİĞİNİZİ DEĞİŞTİRMENİN İKİ ADIMLI SÜRECİ

Kimliğiniz alışkanlıklarınızdan doğar. Önceden belirlenmiş inançlarla doğmazsınız. Kendinizle ilgili olanlar da dâhil her inanç tecrübeyle öğrenilir ve inançlara şartlanılır.1 Daha net ifade etmek gerekirse, alışkanlıklarınız kimliğinizi somutlaştırma şeklinizdir. Her gün yatağınızı toplayarak düzenli bir insanın kimliğini somutlaştırmış olursunuz. Her gün yazarak yaratıcı bir insanın kimliğini somutlaştırırsınız. Her gün antrenman yaparak atletik bir insanın kimliğini somutlaştırırsınız.

Bir davranışı ne kadar çok tekrarlarsanız o davranışla bağlantılı kimliği de o kadar pekiştirirsiniz. Hatta kimlik kelimesi orijinal olarak Latince oluş anlamına gelen esserıtitas ve tekrarlı anlamına gelen identidem kelimelerinden türetilmiştir. Kimliğiniz kelime anlamıyla “tekrarlı varoluşunuzdur.”

Şu anda kimliğiniz ne olursa olsun, ona sadece kanıtı olduğu için inanıyorsunuz.
Yirmi yıldır her pazar günü kiliseye gidiyorsanız elinizde dindar olduğunuza dair kanıt var demektir. Her gece bir saat biyoloji çalışıyorsanız elinizde çalışkan olduğunuza dair kanıt var demektir. Kar yağarken bile spor salonuna gidiyorsanız formda olmaya baş koyduğunuza dair kanıtınız var demektir. Bir inanç için ne kadar kanıtınız varsa ona o kadar çok inanırsınız.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 17 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Atomik Alışkanlıklar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin