-11-

70 9 58
                                    

oma oma ga

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

-Yazarınızdan-

-Basketbol takımı seçmesi olacağı gün-

Zaman hızlıca geçmişti. Bu süre boyunca pekte önemli birşey yaşanmamıştı. Minsung ikilisi yine tartışmış, Minho Jisung'dan daha çok hoşlanmaya başlamıştı.

Şimdi ise basketbol seçmesi olacak heyecanıyla okula hazırlanıyorlardı. 

Yedek kıyafetlerini çantalarına koyup kahvaltı bile etmeden evden çıkmışlardı. Aslında aceleleri yoktu. Daha okulun başlamasına yarım saat vardı. Ama onlar erkenden gitmek istemişlerdi.

İkiside koşa koşa okula gidip aynı anda içeri girmişlerdi. Aa tesadüfe bakınnn.

Minho Jisungu gördüğü gibi yanına koşup saçlarını karıştırmıştı. Bu sıralar onu gıcık etmek için bunu yapıyordu. 

"YA RAHAT BIRAK SAÇIMI EBESİNE KOYDUĞUMUN MALI! DUR KAÇMA APTAL!""

Minho Jisung'un söylenmesi ile direkt koşmaya başlamıştı, Jisung'da onu kovalamaya.

Bir günleri böyleydi işte. Minho Jisung'u sinir ediyor, Jisung onu dövüyor, bir birlerine küfür ediyorlar, dalga geçiyorlardı. Minho yaptığı zorbalıkları azaltmıştı. Eh, Jisung'un bunda büyük bir etkisi vardı. 

"AAAĞĞ İMDATT ÇEKİLİN YOLDANNN!" 

Minho, önündeki kalabalık yüzünden durmak zorunda kalmıştı. Jisung'da hemen aralarındaki arayı kapatıp Minho'nun kafasına geçirmişti.

Minho kafasını tutup "AHH! YA BEN SENİN KAFANA VURMADIM AMA!" diye bağırdı.

"BANANE? SAÇIMI BOZMASAYDIN!"

"AMA BEN SENİN CANINI ACITMADIM Kİ!" dedi Minho. Haklıydı.

Jisung gözlerini devirip "Of tamam özür dilerim." dedi. 

Minho aklına gelen fikirle kafasındaki acıyı unutup sırıtmaya başladı.

"Vurduğun yeri öpersen afedebilirim belki." dedi sırıtmaya devam ederek.

 Jisung anında gözlerini büyütüp kafasını hayır anlamında salladı.

"Ay affetmezsen affertme. Gidiyorum ben." dedi. Aslında Minho'nun kabarık saçlarına minik bir öpücük kondurmak is- ha devam edelim.

Minho arkasından sırıttı. İşte her gün böyle Jisung'la şakalaşıyordu. Jisung'u gördüğünde bütün gerginliği uçuyordu. Jisung durumdan pek hoşnut olmasa da o seviyordu bu şakalaşmaları.

Basketbol seçmesini beklerken dersler nasıl geçip gitti anlamadılar bile. Normalde kırk dakikalık ders onlara bir saat gibi gelirdi, ama bugün sanki bir dakika olmuştu bu dersler.

Son zil çaldığı gibi hızla ayağa kalktılar. Eşyalarını toplayıp koşa koşa beden salonuna gittiler. Salon, Jisung'un düşündüğü gibi kalabalık değildi. Aksine on kişi falan vardı. Jisung içinden 'Bu iş düşündüğümden daha kolay olacak.' diye geçirdi.

O salona bakarken Minho çoktan soyunma odasına girmişti bile. Jisung rakiplerine bir süre daha bakıp Minho'nun arkasından soyunma odasına girdi.

Çantasından kıyafetlerini çıkarırken Minho'nun varlığını bile fark etmemişti. Sonunda tişörtünü ve pantolonunu çıkarınca önüne baktı, baktığı gibide gözleri şaşkınlıkla açıldı. E tabi Minho'nun kaslarını görürsen açılır öyle gözlerin.

Meyve suyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin