MEZARLIK

6 1 0
                                    

Kapkara bulutların oluştuğu kasvet dolu bir günde nereye gittiğimi bilmeden saatlerdir yürüyordum.

Hiçbir zaman kendim gibi hissetmediğim benliğim bugün kara toprak olmuş bir şekilde beni boğmaya çalışıyordu.

Aklımda ki tek soru " nasıl ""Nasıl olur du?"

Yıllardır yaşadıklarım bugün beni koskocaman hiçliğin içine atmıştı. Ben ne olursa olsun Lenay dım.
Ama bugün adım bile bana ihanet etmişti.

Kimdim ben kim. Annem, babam kimdi. Yıllardır Lena olan aslında kimdi.

...........

Dehşet içinde çıktığım evden saatler sonra ayaklarım bana ihanet ederek hayatımı çalan insanlara getirdi.
Bana her zülmü reva gören, bir gün olsun sevgi görmediğim, 22 yıldır şiddetin her türlüsünü tatdığım ama ne olursa olsun annem ve babam dediğim, ailem dediğim insanlara.

Sedat Kılıç.... Aygül Kılıç....

Onların adının bulunduğu mezar taşlarına bu zamana kadar hiç hissetmediğim bir duygu ile bakıyordum. Boşluk, hissiz, kaybediş... içimde hissettiğim dünyada ne kadar olumsuz kelime varsa hepsi bir bütün olup beni yok ediyordu sanki.

Kalan son dirayetimi toplamaya çalışıp bir kaç adım atıp annem bildiğim kadının mezarının yanına dizlerimin üstüne yığıldım.

İçimdeki ses bağır , çağır dök içini, bunca yılın hesabını sor diyordu. Ama yapamıyordum. Çünkü hesabını soracağım şeylerin bana karşılığı yine koca bir sessizlikti.

Daha fazla kendim ile olan savaşa dayanamadım. Hıçkıra hıçkıra durmadan ağlıyordum. Omzum öyle şiddetli birşekilde sarsılıyordu ki adeta içimde yaşanan depremler dışıma yansımaya başlamıştı.

Aradan geçen sürede ne ağlamam kesildi ne hesap soracak cesarette sahip olabildim. Yıllardır görünmez olan, herşeye tamam diyen ama yinede şiddet yaşayan o küçük kız kendini yine savunamayacak hale geldi.

Oysa daha 3 ay önceydi. Kendime verdiğim sözler. Herseye rağmen her zaman kendimi savunacaktım. Bugün tekrardan onardığım yerimden daha çok yaralandım ben.

"A.an.anne" derin bir nefes alıp cevabını asla bulamayacağım ama hakkım olan gerçekleri aradım annem sandığım insanda.

"Anne bak ben geldim." Derin bir nefes aldım "Biliyormusun ben bugün koskoca bir yalan hayat yaşadığımı öğrendim. Aaaa tabi biliyorsun dur. Çünkü benim hayatımı çalan insandan birisin. "

Hem ağlayıp hem hesap soruyordum. Avuçlarım arasında çiğnediğim toprak canımı o kadar çok yakıyordu ki ama yinede bırakamadım.

"Aklım almıyor. Aklım bir türlü idrak edemiyor anne nasıl böyle bir şey olabilir."  

O kadar zorlanarak konuşmaya çalışıyordum ki sanki kelimelerim arasında bir asır geçiyor gibi hissediyordum.

"Beni görüyor musun. Ben Lena. Yıllarca senin bir kere bile annelik yapmadığın kızın."

Geçmiş gözlerimin önünden adeta bir film şeriti olup geçmeye başlamıştı. Yaşadığım her an her acı birer iğne olup etimi lime lime batıyordu sanki. Beynim o kadar kötü anıları bir düşmanmışım gibi bana yaşatırken içimde bu zamana kadar hiç hissetmediğim bir öfke beni ele geçirmişti.

Nasıl olduğu bile anlamadan yerde bulduğum koca taş parçasını annem sandığım kadının adının yazılı olduğu mermer taşına defalarca vurdum. Benim ellerim parçalandı içimdeki öfke dinmedi. Vurduğum mermer taşı tuzla buz oldu içimdeki nefret geçmedi. Ben bittim hırsım bitmedi.

"LENA"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin