Geçmişte Kalan Kahraman || Harry Potter Au

4."R.A.B"

1976

~Regulus ve Sirius bu kitapta ikiz. Karanlığın Yanında kitabımdaki gibi.~

"Regulus, uyan!" diyerek kafasına yastık attı Severus. Regulus gözünü açmadan sağa döndü ve yastığına sarılarak uyumaya devam etti. Dün gece oldukça geç uyumuştu.

"Regulus Arcturus Black, uyan dedim!" dedi Severus. Severus'un uzun, siyah saçları yüzünün hemen yanında sarkıyor, yüzünün birazını kapatıyordu. Üzerinde Slytherin binasınım gümüş ve yeşil renklerinde cüppesi ve hazır çantasıyla Regulus'un kafasında bekliyordu.

"Off, bir gün sadece bir gün uyusam olmaz mıydı?!" diyerek ayaklandı Regulus. Asil Black saçları karışmış, yakışıklı yüzü pencereden gelen yeşil ışıkla daha yakışıklı görünüyordu. Üzerinde okulda olduğu için siyah, saten geceliği vardı. Okuldan bunun yüzünden nefret ediyordu, Regulus gece uyurken bir şey giyinmeyi sevmezdi.

"Uyan dediysem uyan, küçük Black. Dün gece geç uyumasaydın." dedi Severus kollarını önünde birleştirirken. Regulus yüzünü yıkamak için lavaboya girmişti.

"Uyandığına göre seni ortak salonda bekliyorum. Uyumak gibi bir eylem yaparsan, en kötü büyülerime maruz kalırsın, Regulus Black!"

"Tamam, Sev."

Severus çantasını düzeltmiş ve aşağı inmişti. Slytherin Ortak Salon'u doluydu, çünkü daha dersler başlamamıştı.

Regulus yüzünü yıkayıp kendine geldiğinde hızlı bir şekilde hazırlanmaya başladı; ilk önce cüppesin giydi, çantasını topladı ve saçlarına şekil verdi. Tamamen hazır olduğunda aşağı indi, normal okul günlerinden birindeydi.

Onu beklemeyen Severus'la beraber Regulus kıkırdamış ve Büyük Salon'a doğru yürümeye başlamıştı. Yüzünde safkan maskesi vardı, sanki mermerden yapılmış bir heykeldi. Soy adına yakışır şekilde simsiyahti. Merdivenleri çıkmayə bitirdiğinde tam Büyük Salon'un koridorunda abisi ve onun arkadaşlarını gördü.

"Çatalak! Ah, kafam!" dedi Sirius. Kafasını kaldırdığı an, hızla Potter'a doğru koşmaya başlamıştı. "Aylak, kurtar beni!" Pettigrew kahkaha atmış ve onların ayaklarının altından çekilmişti. Lupin ikisinin de ensesinden tutup toplamış ve kafalarına vurmuştu. "Kendinize gelin!" Potter ve Sirius birbirilerine bakarak sırıttığında Lupin bir kez daha kafalarına vurdu. Pettigrew kahkaha attığında, Potter ve Sirius ona kötü kötü bakmaya başladı. Tam o sırada Lupin, Pettigrew'in de kafasına vurmuştu. Şimdi, üçlü elleri kafalarında, kafalarını ovuyorken Lupin sırıtmaya başladı ve Sirius, Potter, Pettigrew onu kovalamaya başladı. Yine de Büyük Salon'a girecekleri için Lupin'e bir şey yapmadılar ve kollarını birbirilerinin omzuna atarak Büyük Salon'a girdiler, oldukça neşeli bir şekilde.

Regulus düşen yüzünü sakladı ve yine safkan maskesini takarak Büyük Salon'un kapısından içeri girdi. Hızlı ve donuk yüzüyle Slytherin masasına gelip hızla Severus'un yanına oturdu.

"Reg?" dedi hemen karşısında ona bakam Lucius. "İyi misin sen?" dedi Severus. Regulus kafasını salladı ve yiyeceklere baktı. Bir şey yemek istediğinde midesi bulanıyordu, bu yüzden kahvaltı olmasına rağmen hemen ortada duran salatadan biraz tabağına koydu.

Salata yemek onun için normaldi, çünkü çocukluğundan beri gördüğü eğitim bunu ona alıştırmıştı, eğitim sayesinde salata yemek artık onun için normaldi. Salatadan birkaç çatal aldıktan sonra gözü istemsiz Gryffindor masasına kaydı. Sirius ve Potter'ın kahkaha ederek kahvaltısını yaptığını gördüğünde yüzü düştü. Tabağında olan salatayı yemek istemiyordu, iştahı kaçmıştı.