5."Nagini'nin Saldırısı"

296 55 10
                                    

1996

Hogwarts'ın kış aylarına girmesiyle beraber herkes kalın kalın giyinmeye başlamış, çocuklar ortak salonlarda şöminenin önünde oturup sıcak çikolata içmeye bayılıyorlardı.

Hermione ve Ginny şöminenin önünde yerde oturmuş ders okurken Ron kanepede oturmuş az önce geldiği Quidditch antremanını düşünüyordu. "Harry'nin nerede olduğunu biliyor musunuz?" diyerek sordu Ginny. Heyecanla kafasını kitaplardan kaldırmış ve yanındakilere-Hermione ve Ron- bakmıştı.

"Hayır, Ginny." dedi Hermione. İlk defa derslerle uğraşırken kafasını kaldırmıştı.

"Son günlerde-" sulanan gözlerini saklamaya çalıştı Hermionr. "Son günlerde değil, beşinci sınıfın bitiminden beri Harry değişti, Ginny. Ama onu anlamak zorundasın, ailesi olarak gördüğü tek kişiyi kaybetti. Bu zor ve hiç birimizin anlayamayacağı bir duygu, Ginny."

Ginny ağır ağır başını salladı, Harry Potter gerçekten değişmişti. İlk olarak mutlu değildi, umutlu değildi, aylardır yas tutuyordu, dersler sanki onun hayatında hiç yokmuş gibi davranıyordu. Sirius Black onun için her şeydi; bir aile, bir arkadaş, bir yoldaş, bir sırdaş, en önemlisi ise bir baba.

Ron gevşek gevşek gülümseyerek elindeki cevizi kırdı, "Antreman oldukça iyi geçti, aslında daha iyisini de yapabilirdim. O Cormac kimle kapıştığını bilmiyor."

Hermione bıkkınca baktı Ron'a. Sanki, bu konuşmayı daha önce yüzlerce kez anlatmıştı Ron. "Abartma, abi. Sadece antreman, maçta nasıl oynayacaksın sen onu düşün." dedi Ginny, tam o sırada içeri giren Harry'le heyecanla ona döndü Ginny. "Harry!" Harry ise aklı bir karış havada ona cevap bile vermeden ortak salondaki merdivenlere yöneldi.

"Var bunda bir şeyler." dedi Hermione gizemli bir tavırla. "Anlamadım, Hermione?" "Nasıl anlamazsın, Ron?! Bu sadece bir yas değil, Harry gerçekten değişti."

"Fazla abartıyorsun, Hermione. Harry sadece yasta, bunu neden abartıyorsun?"

Hermione kendinden emin bir şekilde baktı şömineye. "Emin olun, bu sadece bir yas değil."

{☆}

Harry cebinin içinde olan madalyonu sıkarak Gryffindor Ortak Salon'una gidiyordu. R.A.B kimdi tam olarak bilmiyordu ama şüpheleniyordu. R.A.B'in olabileceği birisi vardı ve Harry gerçekten onun olduğu öğrenirse neden ihanet ettiğini çok merak ediyordu. Küçük notta sadece delirdiğine göre ihanet ettiği yazıyordu. R.A.B'nin kim olduğunu öğrenmeli ve Voldemort'la nasıl bir ilişkileri olduğunu çözmeliydi. Hem de en çabuk şekilde.

Kulakları sanki her şeye kapanmıştı. Harry sadece elinin altındaki madalyonu hissediyordu. Gözlerini yerden çekmeden odasına gitti Harry. Bütün gece uyuyamayacağını bildiği için düşünmeye oldukça zamanı olacaktı, değil mi?

Yatağını açıp içine girdiğinde ardından Çapulçu Harita'sını açtı ve önüne koydu. Yanına Sirius'un verdiği Karanlık Büyüler kitabını aldı ve okumaya başladı.

Neville geldi uyudu, Seamus ve Dean geldi şakalaştı, konuştular, uyudular. Ron geldi, hiçbir şey demeden uyudu ama gecenin yerini güneş alıncaya kadar Harry uyumadı. Güneş en tepedeki yerini alırken bile okumayı durdurmadı, uyku ona bu gece uğramamıştı.

Geçmişte Kalan Kahraman || Harry Potter AuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin