Bir sonbahar günüydü, Nasmiye sokağın ortasında dikilmiş etrafa bakınıyor, fizik öğretmeninin verdiği performans ödevini düşünüyordu. Öyle ki fizik dersi onu hayattan soğutmuştu. Günlerdir gece geç saatlere kadar soru çözmekten kalemi tutan parmakları nasır tutmuş, beyni pelte olmuştu. Öte yandan edebiyat dersinin konuşma sınavını nasıl yapacağını geçiriyordu aklından. Anksiyetesi vardı ve cidden başa bela bir durumdu. Tahtaya çıkıp tüm sınıfın karşısında öğretmen gözetiminde konuşma yapmak gerçekten zordu. Onu bu baş ağrıtan düşüncelerden sıyıran şey Emine Teyzesinin ona seslenmesi olmuştu.
"Nazmiye, kız ne işin var yavrum sokağın ortasında? Bak arabalar geçiyor mazallah çarpar Allah korusun."
Nasmiye ona cevap verecek kafada değildi. Bu yüzden sadece baş sallamasıyla onu geçiştirdi. Yavaş adımlarla okula doğru yürümeye başladı. Evi okula yakın olduğu için sabahları pek sıkıntı yaşamıyordu. Bu sırada hafiften yağmur yağmaya başlamıştı.
Okulun önüne ulaştığı an yağmur iyice şiddetlendi, hızlı adımlarla girişe doğru ilerlemeye başladı. Kapıda fizik öğretmeni şemsiyesi ile dikeliyordu. Nasmiye' nin sırılsıklam olmuş haline bakarak,
"Nasmiye erimişsin kız." dedi.
Ve ardından o mükemmel kahkahası,
" HAhahahahHahahahaHaha."