Nasmiye hocasının bu tavrına alışık olduğu için hafif bir baş sallaması ile
"Günaydın hocam."dedi.
Okuldan içeriye girip merdivenlere yöneldi. Sayısal sınıfına doğru gidiyordu ki ilk dersin edebiyat olduğunu hatırladı. Sıkılmış bir şekilde oflayarak topukları üzerinde döndü ve ortak sınıfa doğru yürümeye başladı. "Sabah sabah edebiyat dersi ne alak- "
Nasmiye' nin sözlerini kafasına gelen, ağzına kadar dolu olan su şişesi kesmişti.
..."Nazmiye, kafana noldu? İyi misin?"
"Önemli bir şey yok hocam. Bazı arkadaşlar SAĞ OLSUN beyaz ışığı görüp geldim."
Özetlemek gerekirse Nasmiye kafasına gelen şişe sonrasında hafif bir baş dönmesi yaşamış ve alnı şişmişti. Gültekin hoca ile beraber hastaneye giderek muayene olmuştu. Şimdi ise edebiyat dersinde idi, kurtulamamıştı.
"Nasıl oldu?"
Hakan hocanın sorusuna Gülseren atılıp cevap vermişti.
" Hocam biz sınıfta oturuyorduk sonra Aslı geldi. Elli diyerek dalga geçti benimle. Dayanamadım sinirlendim, aldım şişeyi fırlattım. Aslı da eğilince Nazmiye' ye denk geldi."
"Neden böyle bir şey yapmaya karar verdin peki?"
"Hocam sinirlendirdiler iyice n'eden yaa."
Hakan hoca Gülseren' in konuşmasına gülerek kafasını cama doğru çevirdi. Ve dalıp gitti.
Teneffüs zili çalınca Ummahan
"Hadi sayısala gidelim" dedi.
"Hadi gidek." diye tamamladı Özlem.
Sayısal sınıfına doğru yürümeye başladılar. Sınıfa girince internet kablosu olmadığını görüp, ufak bir kablo kaçırma planı yaptılar. Bir süre sonra ortak sınıftan kaçırdıkları kablo ile Fâdime ve Özlem sınıfa girdi. Hızlıca kabloyu takıp YouTubedan video izlemeye başladılar. Ders zilinin çalması ile tahtayı kapatıp ortak sınıfa geçtiler.
Hakan hoca her zamanki gibi ışık hızı ile derse geçti. Nasmiye hocanın hızına yetişemiyordu. Hatta sadece kendisinin değil tüm sınıfın bu şekilde düşündüğünü biliyordu.