Broke you, just to own you

188 24 31
                                    

Yorumlarınızı bekliyorum.

"Ortalıkta çok acayip bir dedikodu dolaşıyor Jimin. Gerçek olduğunu bile düşünmek istemiyorum yoksa sıçtık." Jin'in stresle söylediği kelimelerle ona döndü. Ortak bahçedelerdi.

Severus Eğitim Kampı.

Varlıklı ailelerin oğullarını ve kızlarını gönderdiği gizli bir kamp. Her türlü silah, dövüş ve diplomasi öğretiliyordu. Yaklaşık 6 seneye tekabül ediyordu tüm eğitim de.

Jiminse Jin'in duyduğu şeyi tahmin edebiliyordu.

"Doğru." Yoongi döndü ona. İhtimal bile vermemişti.

"Yalan söylüyorsun. Jungkook bana anlatırdı." Olumsuzca salladı kafasını Jimin.

"Demekki anlatmamış Yoongi." Taehyung önünde uğraştığı çakıyı cebine koyarken kafasını kaldırdı.

"Jimin anlat şunu doğru düzgün. Ne şimdi ayrıldınız mı?" Kafasını salladı sadece. Jungkook da ortalarda yoktu sabahtan beri. Aklına tonlarca şey geliyordu ki Yoongi'nin kolundan tutmasıyla döndü.

"Jimin ne demek ayrıldık? Jungkook dün gece seninle David'in mekanına gittiğini söyledi. Senin olduğunu söyledi bana, tek mi gitti?" Jimin'in kaşları çatılırken gözlerini kapayıp kafasını geriye atmıştı.

Dakika bir gol birdi.

David'in mekanında David'e sorulması gereken bir hesap vardı. Erteleyip duruyorlardı Jungkooksa tek gitmişti.

"Arasana." Yoongi Jimin'in cümlesini tamamlamasını bitirmeden Jungkook'u aradı. Telefon çalsa da açan olmamıştı.

Diğerlerinin gözleri Jimin'e dönerken o sadece yüz ifadesini koruyordu. Birkaç dakika sonra otoparka bir araba girmişti. Arkasındaki iki arabada onu takip ederken gözleri yöneticiye gitti.

Hızlı adımlarla arabalara doğru ilerliyordu.

"Bu ne şimdi?" Hoseok'un sorusuna cevap gelmedi. Jimin'in gözleri arabadan inen kişiyi görmesiyle büyümüştü.

Jeon Carlos. Jungkook'un babası kendine açılan kapıyla inerken elleri milyon dolarlık takım elbisesinin ceplerindeydi.

Öbür kapıdansa babasının kemikli yüzünü tıpatıp almış Jungkook inmişti. Bir problem vardı ki arkadan giren iki arabayla anladılar.

Jeon Carlos arabaları umursamadan etrafındaki korumalarla yanlarına gelirken Jiminle beraber diğerleri ayaklanmıştı.

"Çocuklar. Nasılsınız?" Sert sesi üstündeki babacanlığı sıfıra indirirken Jimin'in gözleri elmacık kemiğinde yeni bir dikiş oluşmuş Jungkook'a gitmişti.

Diğerleri Jungkook'un babasıyla el sıkışırken Jimin sadece kafa selamı verdi. Bu Carlos'u güldürmüştü.

"Baban... Seni çok iyi eğitmiş." Jimin gülümseyerek kafasını sallarken Carlos Jungkook'a dönmüştü. Elini onun omzuna attı.

"Ama oğlumun sevgilisiyle düzgün bir ilişkim olsun isterim." Jimin'in ela gözleri Jungkook'a dönerken Jungkook'un yüz ifadesi değişmemişti.

Daha dün ayrılmışlardı söylemeye vakti olmadığının farkındaydı.

Elini uzattı Jimin.

"Memnun oldum." O sırada arkadaki arabadan inen sinirli adam onlara doğru ilerlerken yönetici seslenmişti.

"Bay Jeon, isterseniz toplantı odasında konuşalım." Sinirli adam hızla ilerlerken Carlos onlara döndü.

"Gelmek ister misiniz? Benim için sorun teşkil etmiyor." Jungkook geldiğinden beri konuşmamakla beraber elleri cebinde ilerlemişti.

Gotta be in love'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin