Sabah erkenden kalkıp hazırlandı minho, duş aldı, vücuduna bütün lavantalı ne var ise sürdü ve çiçekçiye gitti.Bir kaç yıldır sık sık buradan çiçek aldığı için bir teşekkür niyetine minhoya özel lavantalardan bir buket yapılmıştı.
Minho teşekkür etti ve çiçeği alıp hastaneye gitti.
Jisungdan sorumlu doktorun numarası zaten kayıtlıydı telefonunda, hemşireyi arayıp jisungu iki saatliğine de olsa dışarı çıkaracağını söyledi.
Zor da olsa ikna etmişti doktoru, asansöre koşar adımlar ile binmişti ve jisungun olduğu katı tuşlamıştı.
Koşarak asansörden indi ve jisungun kapısının önünde durdu.
Kendine çeki düzen verdi, ardından kapıyı tıklattı. İçeri girdi ve elindeki buketi jisung'un eline verdi.
"Bu çok güzel! Çok teşekkür ederim!"
Jisungun mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Buketi minhoya verip kenara koymasını istedi. Sonrasında aklına takılan soruyu sordu.
" Senin işte olman gerekmiyor mu? Neden geldin?"
"Gelmemi istemiyor muydun?"
"Hayır! O anlamda değil, Merak ettim sadece."
"İzin aldım işten."
Minho yanında getirdiği kıyafetleri çıkardı ve jisung'un kucağına dikkatlice koydu.
"Bu ne?"
"Hadi giyin, gidiyoruz."
"Ne? Nereye? Ben çıkamam ki?"
"Sen bana güven. Hadi git giyin, bekliyorum."
Jisung kıyafetleri kucağından aldı ve lavaboya yöneldi.
Jisung tuvaletin aynasında kendine son bir kez baktı ve çıktı. Minho jisungun saçlarını düzeltti ve hafif bir makyaj yaptı. Ardından Yanında getirdiği ve kombine uyacağını düşündüğü ceketi de jisungun omuzuna attı.
"Çok güzel oldun!"
"Öyle mi?"
Boy aynasında kendine bakmıştı jisung, son bir kaç yılda çökmüştü resmen, ama şimdi resmen eski haline dönmüştü. Jisung bu halini görünce ağlamak istedi. Eski anıları geliyordu aklına, yaz aylarında her akşam minho ile dışarı çıkmak. Yada rastgele yağan yağmurun altında eve varmaya çalışmak. Çok iyi hissettiriyordu. Çünkü beraberlerdi.
Minho bu durumunu anlamıştı ve hemen kolunu jisung'un omuzuna atmıştı.
"Bugün hüzün yok! Ağlamayacaksın! Tamam mı?"
Jisung gülerek kafasını salladı. Kol kola çıktılar hastaneden. Jisung minhonun bir motora doğru ilerlediğini görünce şaşırdı önce.
"Bu ne? Motor mu aldın?"
"Hayır, ilk seni bindirdiğim motor bu. Tanıyamadın mı?"
Jisung yeniden hüzünlenmişti, ama tutmuştu kendini. Bugün sadece eğlenecekti.
"İnanmıyorum!"
Jisung hızlı adımlar ile motorun yanına gitti.
"Nasıl?"
"Bir de soruyor musun, mükemmel!"
Bir kaç yılda motorda değişiklikler olmuştu tabii ki. Minho hepsini jisungun zevkine göre düzenlemişti. Beyaz ve siyah karışımı.
"Neyse, atla da gidelim!"
Jisung minhonun binmesini beklemişti, sonra arkasına oturmuştu. minhonun kaskını takmasını beklerken minho kaskını takmayıp ona uzatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavanta Güzelim / Minsung
Fanfiction"seni o lanet çiçeklerden bile daha çok seviyorum minho." ♪~