True Beauty

55 3 0
                                    

Lee Soo Ho dışarıya çıkar;
Rahatladım.

Ju Kyung dışarıya çıkar;
Seni takip ediyorum. Fotoğraf yüklediğini gördüm.
Tanrım, çoktan tonlarca beğeni almışsın.
Gerçekten mi?
- Stagram arkadaşı olabilir miyiz?
- Çok güzelsin.
Sende beni takip eder misin?
- Sen çok tatlısın.
- 100'den fazla beğeni aldım.
- Harikasın.
- O gerçek bir güzel.

Ju Kyung'un gözünden;
Güzel olduğumu düşündüklerine inanamıyorum. Bu saçma.
Ya okulumuzdan insanlar beni görürse?

Ju Kyung Prens Çizgi Romanları dükkanına gider;
Tanrım, burası hiç değişmemiş.
Sahibi hala aynı mıdır merak ediyorum.
Tanrım, tamamen aynı.
Hoşgeldiniz.
Bayım, hala buradasın.
- Kim...
- Beni hatırlamıyor musun?
Ju Kyung?
Evet.
Nihayet döndün.
Annen bana buraya geri döndüğünüzü söyledi.
Tanrım, ne kadar oldu?
Sanırım yaklaşık sekiz yıl oldu.
O kadar uzun zaman oldu mu?
Tanrım, çok büyüdün. Sen hiç değişmemişsin.
Evet, hala çirkinim.
Hala çok tatlı olduğunu söyleyecektim.
Bu eğlenceli.
Çizgi roman kokusu.
Duvara yazdığım şeyler hala burada.
Bahsettiğim buydu.
Kimsenin onunki kadar büyük bir korku koleksiyonu yok.
Nerede?
Buldum.
Önce ben geldim.
Önce ben yakaladım.
Lee Soo Ho?
Sen.
Ben bittim.

Tanıtım;
Ben Lim Ju Kyung, güzelliğin ta kedisiyim.
Sadece makyajımı silene kadar.

Telefon Ju Kyung'u tanımaz;
Hey, telefon.
Benim. Beni neden tanımıyorsun?
Bekle.

Geçersiz kullanıcı uyarısı verir;
Kahretsin! Ju Young yine...
Telefonumu karıştırmış olmalı.
Doğru. İki farklı yüzle yaşamak...
Bir dizi yorucu ve aşağılayıcı anları
beraberinde getirir.

True BeautyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin