bölüm playlisti
billie eilish - ocean eyes
jamie duffy - solas
sarah cothran - love story✯✯✯
"Hadi siz terası gezin." Zeliha Abla, Kaan'a doğru yönelmiş ve beklemediğim bir teklifte bulunmuştu. Teras kat olduğunu bilmiyordum ve burası o kadar farklıydı ki merakla Kaan'ın, Zeliha Abla'nın teklifini kabul etmesini bekliyordum.
"Gel benimle." Kaan sandalyesini geriye ittirmiş ve başımda dikilmişti. Tabii ki itiraz etmeden annesinin peşine takılan ördek yavrusu gibi arkasından takip etmiştim. Teras kata çıkan merdivenleri adımlarken kahvaltı sofrasını toplamaya yardım etmediğim için kısa süreli bir vicdan azabı çeksem de hemen geçmişti. Dediğim gibi, hayattaki yenilgilerim arasında en başı merakım çekiyordu ve şu an tek odak noktam teras kattı.
"Hazır mısın?" dedi kilidi açarken. Yüzündeki gülümseme ile tepkimi bekliyor gibiydi.
"Hazır olmasam ne olacak ki?" Kilidini açtığı kapıyı ileri doğru ittirmiş ve menteşelerinden çıkan sese kulak kesilmiştim. Yağlanması gerektiğini bas bas bağırıyordu ama şu an konumuz bu olmamalıydı.
Kaan gülmesini yeni durdurarak yanımda durmuştu. Boğazını temizleyerek dikkatimi kendisine çevirmemi sağladığında şaşkınlığımı gizlemeye gerek duymadan yönümü ona döndüm.
"Yerinde olsam burda yaşardım Kaan."
"Bir ara, tam olarak öyleydi."
Yavaş yavaş öğlene doğru yaklaşıyorduk. Kaan, gün ışığını arkasına aldığı için kahve saçlarının rengi daha açık görünüyordu. Odaklarını benden ayırdığında kahve harelerinin güneşte kısıldığını fark etmiştim. Hafiften bize doğru esen rüzgar ile saçları dalgalanarak kulaklarının arkasına doğru yöneldiğinde, kulak bitiminin hemen altında bir yara izi yer ediniyordu.
"Ne düşünüyorsun?" dedi ellerini eşofmanının ceplerine sokarak. Sırtını bana dönmüş, terasın sol arka köşesine doğru ilerlemişti.
"Burası hakkında mı?" Yanına doğru yaklaşmış, neye baktığını görmeye çalışıyordum. Sırtının genişliği merakımı gölgeliyordu.
"Evet." Yere çömelmiş bir vaziyette bir çiçeğin kuruyan yapraklarını koparıyordu. Çiçek bakmaktan anlıyor gibi dursa da biraz fazla sert davrandığını düşünmeden edememiştim. İçimdeki dürtüye engel olmadan yanına çöktüm.
"Bu kadar sert olma ona karşı." Kuruyan yaprağı onun yaptığının aksine daha nazik bir tutuşla çiçeğin gövdesinden ayırıp toprağına gömdüm. "Zaten ölmüş bir yaprak."
"Bir şey olmaz, zaten ölü." Kopardığı yaprağı toprağına geri gömmek yerine yere atmıştı. Sıkıntılı bir nefes ile yere attığı yaprakları teker teker toplayıp saksının toprağına karıştırmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ankara sahili
Teen Fiction"Kardeş kardeş..." Kaan elinde tuttuğu şişeye bakarak yüksek bir nara attı. Hıçkırdıktan sonra vücudunda gezinen alkolün etkisiyle aptalca bir gülümse yer etti yüzünde. Parmağını bir hışımla havaya dikip boşluğa doğru tehdit edercesine salladı ve gü...