Temas

8 0 4
                                    

Sabah belimin ağrısiyla uyanmıştım bu yataklar çok rahatsiz ediyordu. Kollarımı açarak esnerken gülme sesiyle kollarımı önümde birleştirip karşımda duran kişilere baktım changbin bangchanin kucağında oturmuş Felix ise hyunjin'e çay dolduruyordu.
"Günaydın iyi uyudun mu"diye sordu bangchan
" Yani biraz belim ağrıyo ama evet" dedim.
Herkes oradaydı gözüm Han'ı aradı ama göremedim,
"Han nerede Felix?"
"O lavaboda en son midesi bulanıyordu çıkmadi hala"
"hiç mi merak etmediniz çocuğu ben bakim hem yüzümü de yıkamış olurum"
Ayağa kalktığımda hepsi bana sırıtarak bakıyordu ama ne yapayım o çocuğa karşı içimde bisey olur korkusu vardi. Hemen lavaboya girdim girdiğimde kimseyi göremedim sonra yere doğru baktığımda Han'ı yerde dizlerini karnına çekmiş kollarını da etrafına sarmış bir şekilde buldum. Hemen yanına çöktüm,
"Han iyi misin neren ağrıyo başın mı?"elini alnına koydum ama ateşi olucak kadar sıcakta değildi.
" Ateşin de yokki han hadi söyle neyin var?"
Kafasını kaldırdığında ağladığıni gördüm elini kaldırarak göz yaşını  sildi.
" Midem bunaliyo ve karnım ağrıyo Minho"
Elimi sacina atarak geriye doğru taradım,
"Hadi kalk ben sana sıcak bir şeyler yapıcam sen de yatıp beni bekliyiceksin anlaştik mi"
Deyip burnumu saçlarına daldırıp derince içime çektim kokusunu çok güzel kokuyordu tıpkı bir bebek gibi.
Elimi bacaklarının altından gecirip kucağıma aldım kollarını ani havalanmasiyla boynuma doladı başını da göğüsüme gömdü çok güzeldi melek gibi, geri döndüğümde herkes Han'ı kucağımda görüp şaşırmıştı hepsi başımın yanına gelip
Han neden senin kucaginda diyerek üzerime gelmeye başladılar
Han'ı yatağa koyup üzerini güzelce örttüm.
"Burada bekle beni tamam mı sana sıcak bir şeyler yapıcam" deyip göz kirptim usulca kafasıni salladı ve bana küçük Bi gülümseme sundu böyle bile yanağındaki küçük güzel gamzeleri görüyordum çok güzeldi.

"Felix bana ısıtıcının yerini söyler misin" diye seslendim 
"Hemen geliyorum mınho bekle" dedi ardından bende kafa sallayarak onayladım onu.
Hemen sonra yanıma geldi ve bana ısıtıcıyı verdi diğer malzemelerin de yerini söyledikten sonra felix giderken kolundan tuttum.
"Felix bir şey soracağım, han neden bu hapishanede suçu ne yani"diye sordum
O da bana hemen dönerek yüzümü yere eğdi ve sonra kaldırip suratıma baktı,
" Han'ı babasını öldürmekle suclamislar hiçbir kanıt olmadığı için hemen içeriye tikmislar o yüzden bizimle hiç konuşmuyo gülmüyo taki bunlar sen gelmeden önceydi"
Nasıl der gibi kaşımı kaldırdim
"O seninle konuşmayı seviyo gülüyo sürekli senin sayende tabi ileride ne olur bilmiyorum"dedi ve bana doğru bir gülümseme sundu.
"bu kadar masum bu kadar temiz kalpli bir çocuk nasıl olur da babasini öldürmekle suclanip buraya düşer"
Kendi kendime konuşuyordum sanki çünkü felix sadece kafa sallamakla yetiniyordu galiba daha anlatamayacağı birsürü şey vardı neyse deyip kafami iki tarafa doğru sallayarak düşüncelerimden kurtuldum.
Çayı yapıp han'a götürmem lazım güzel yüzü solgun duruyordu ben böyle olsun istemiyordum gerçi bu haliyle bile beni yükseltmeyi basariyordu.
Cayi bardağa koyup han' in yanına döndüm uyuyordu hemen yatağın ucuna oturup saçlarını severek adını söyledim,
"Han hadi kalk bunu iç sonra güzelce uyursun hadi"
Küçük küçük bir şeyler mırıldandi ve sol tarafına döndü allahım bu çocuğun her hareketi çok tatlıydı dayanamıyordum yanaklarından tutup ısırasım geliyordu. sonunda bana doğru döndü ve yataktan destek alarak arkaya yaslandi.
Elini bana doğru uzattı bende ne istediğini anlayip eline çayi verdim bana gülümsedi ve,
"Teşekkür ederim minho bana yardım ettiğin için"dedi ve bana kocaman bir gülümse sundu.
" Sorun değil han hadi iç biraz sonra hemen uyu olur mu"
Kafasını salladı ve çayından Bi yudum daha aldı arkamı döndüm ve masaya yöneldim.
Giderkende kendi kendime şu cümleyi tekrarlıyordum,
"beraber iyileseceğiz güzel bebeğim"

KOĞUŞ BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin