Deponun boğucu havası, etrafa yayılan sigara ve ter kokusu, tekinsiz bir çok insanın çıkardığı gürültüler.. Jisung tam da böyle bir ortamın merkezindeydi. Etrafına baktıkça yüzü buruşuyor miğdesi bulanıyordu. Daha fazla bu kasvetli ortamda durmak istemiyordu ama minho'yu burada bırakmaya da niyeti yoktu.
Adımlarını ortada duran ring'e doğru ilerletip, güvenli bulduğu köşeye sindi.
Her bir ağızdan rakiplerin isimleri bağırılıyor, bahisler havada uçuşuyordu. Minho'nun çıkmasına beş dakika kalmıştı, jisung ring ismi söylenen rhino lakabıyla sırıtıp beklemeye başladı.
Bir kaç dakikanın ardından rakipler yavaşça ringe giriş yapıp kendi bölgelerine geçmişti. Jisung anında bakışlarını boksöründe gezdirdi. Siyah şortu, siyah boks eldivenleri, kusursuz üst vücudu ve alnına dökülen siyah kısa saçlarıyla adeta doktorun aklını almıştı. Bir kaç defa maçını izlemiş olsa da her defasında etkilenmekten kendini alamıyordu.
Boksörü dikkatle izlediğinde yanındaki felixi fark etmişti. Böylesine masum duran birinin bu tür ortamlarda işi ne diye düşünmeyi bugün den itibaren bırakmıştı jisung. Bakışları tekrar boksörünü bulurken her bir ayrıntısını izlemeye başladı.
Diğer yandan minho son hazırlıklarını tamamlamak için felixten yardım alıyordu. Felix elindeki dişlikleri minho'ya yardım ederek dişlerine takıp geri çekildi. Bu işlere küçük yaşında başlamıştı. Sorarsanız pişmandı fakat bırakamıyordu.
Raund'u anons edilen sesle felix yerinde gerinip minhoya döndü. "Koluna dikkat et." Minho'nun şansa ihtiyacı yoktu galip geleceğinden emindi. Tek endişesi dünya şampiyanosunda yaralandığı koluydu.
Minho boks eldiveniyle felix'in saçını karıştırıp yönünü rakibine çevirdi. Kendisinden daha yapılı duran rakibi gözünü bir kez olsun korkutmamıştı. Hadi ama dünya şampiyonuydu o!
Mini etekli bir kızın ring'e çıkıp elinde tuttuğu raund 1 yazısıyla silkelenip kendine geldi. Rakibiyle kısa bir selamlaşmadan sonra ataklar başlamıştı. O sırada onu köşeden izleyen doktor rahat tavırlarla kollarını birbirine bağlayıp ufak gülümseme bahşetmişti. Bu yaptığı yanlıştı ama eğer ki minho'ya iyi geliyorsa buna engel olmazdı. Tek derdi yaralı koluydu.
Birinci raund bitmek üzereyken iki rakipte yüzlerindeki ufak sıyrıklarla son ataklarını gerçekleştiriyorlardı. Uyarı sesle kendi alanlarına geçip araya girdiler. Minho terden alnına yapışan saçlarını kafasını sağa sola sallayarak dağıttı. Dudağındaki yarayı umursamadan su şişesini kafasına dikti.
Felix edişeyle yaraya bakarken minho sorun yok dercesine başını sallayıp ikinci raund için ayaklandı.
Dakikalar birbirini kovalarken minho aniden yaralı koluna yediği sert darbeyle acıyla inleyip geriledi. Jisung bu hamleyle yerinde dikleşip ringe yaklaştı. Minho'nun rakibi bunu fırsat bilip ardı ardına aynı noktaya vuruşlar yaparak minho'yu güçsüz düşürüyordu. Jisung'un endişesi git gide artarken artık tamamen ringin dibine girmişti.
Karşı rakip son kez minho'nun koluna sert darbe indirip sırıttı. Minho acıya dayanamayıp ağzındaki dişlikleri bir çırpıda yere atıp dişlerini birbirine bastırdı. Acısı dayanılmaz bir hal alırken rakibi onun bu dikkatsizliğinden faydalanıp sol korşe hareketiyle minho'yu yere devirmişti.
Jisung korkuyla minho'nun düştüğü kısma ilerleyip titreyen ellerini ring'in zeminine koydu. Minho hızlı nefes alış verişleri arasında gözlerini yumarak acının geçmesini bekledi. O sırada kulağına ilişen sesle kafasını kaldırıp yanı başında ona korku dolu gözlerle bakan doktora dikti bakışlarını. "Minho.. Minho lütfen kalk."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
boxring dr. ✓
Teen Fiction» minsung | Kural tanımayan Dünya Boks şampiyonu Lee Minho ve onun kuralcı doktoru Han Jisung