_*_"Dediğim gibi, hafta da üç seans yeterli olacaktır hyunjin. Ekstra bir durum olursa, bana danışmaktan çekinme olur mu?"
Jisung bir haftanın ardından istediği kliniği açmış, yavaş yavaş mesleğine geri dönüş yapmıştı. İlk hastası hyunjin olurken, gayet rahat ve ilgili bir tavırla yaklaşmış hyunjin'in alışmasını sağlamıştı.
Diğer yandan hyunjin hem stresli hem de boşlukta hissediyordu. Bir haftada hem ruhen hem de bedenen çökmüş gibiydi. Desteği kabul etmişti fakat işe yarayacağından pek emin değildi, yine de kendi ve felix için mücadele edecekti.
"Teşekkür ederim jisung, yani her şey için bilmiyorum biraz tuhaf hissediyordum açıkçası ama şuan sanki yenilenmiş gibiyim. Biriyle konuşmak iyi geldi." Jisung anlayışla gülümseyip masada ellerini kenetledi. "İnan bana sen içindekileri kustukça daha da yenileneceksin. Seanslarını aksatma lütfen." Hyunjin onaylamış, kısa bir vedadan sonra evine doğru yol almıştı.
Büyük bahçeli evine vardığında kapısında duraksayıp başını eğdi. Bazen felix ile kalıyordu bu evde, koca bir haftadır sessiz evde delirecek raddeye gelmitşi. Dışarıdan çok özenilen bir çift gibi gözükseler de bu evde yaşanılanları kimse bilmiyordu.
Hyunjin'in, defalarca felix'i kırması, felix'in kalbi her paramparça olduğunda sessiz ağlayışları.. Kimse bunları bilmiyordu, evin boş duvarlarına işlenmişti kırık cam parçaları. Fiziksel olmasa da ruhsal şiddet en büyüğüydü insana zarar veren.
Hyunjin derin bir nefes alıp evin kapısını yavaşça aralayarak içeri süzüldü. Bir haftadır olduğu gibi yine sessizlik karşılamıştı onu. Oysa ki bu eve her girdiğinde minik sevgilisi kollarına atlar öpücükler kondururdu. Özlüyordu.
Kendini salondaki koltuklara atarak sırt üstü uzanmış, boş bakışlarını tavana dikmişti. Felix'i kırdığının, incittiğinin farkındaydı, bu yüzden kafasını toplamadan sevgilisinin
-ki artık değillerdi- karşısına çıkmamıştı.Yarım saatin ardından hyunjin kendini uykuya teslim edecekken anahtar sesiyle heycanla yerinde doğrularak kapıya taraf döndü. Bu evin anahtarı kendinden sonra sadece felix'te vardı. Sakin kalmaya özen göstererek sessizce içeri girmesini bekledi.
Diğer yandan felix evde kimsenin olmamasının bilinciyle kapıyı açarak içeri süzüldü. Havalar soğumaya başlamıştı, bunun en büyük kanıtı kızaran küçük burnu ve yanaklarıydı. Hızlıca çantasını askılığa asıp ayakkabılarını çıkardı. Uzun kalmayacaktı, burada bıraktığı bir kaç eşyasını almaya gelmişti.
Elindeki büyük sırt çantasıyla birlikte uzun koridoru geçerek hyunjin ile birlikte kaldıkları odaya ilerledi. Evde biri varmışçasına sessizce ilerlerken arkasında duyduğu sesle korkup çığlık atmıştı, yönünü arkasına verdiğinde tanıdık beden ile kızgın tonda söylendi. "Aklını mı kaçırdın sen! Ne diye sessizce arkamda beliriyorsun?!"
Hyunjin onun bu sevimli çıkışına burukça gülümseyip omzunu duvara yasladı. Bir hafatnın sonunda felix'i görmek iyi gelmişti ona. Ondan bir farkı olmadığını fark edince kaşları çatıldı. Olduğundan daha zayıf duran bedeni karşısında suçlulukla başını eğdi hyunjin. Hatalı olduğunu biliyordu.
"Korkutmak istemedim.." Biraz duraksayıp devam etti "Üşümüşsün, polar ceketin dolapta onu giy." Felix sessiz kalarak odalarına yöneldi. Hyunjin'in evde olduğunu bilse gelmezdi, hemen işlerini halledip gitmek istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
boxring dr. ✓
Teen Fiction» minsung | Kural tanımayan Dünya Boks şampiyonu Lee Minho ve onun kuralcı doktoru Han Jisung