_*_"Mingyu, uğraştırma beni hadi."
"Abicim yapamam diyorum, ne istediğinin farkına mısın?"
Minho oturduğu deri koltukta geriye yaslanarak sıkıntılı bir nefes verip, karşısındaki savcı arkadaşına döndürdü bakışlarını. "Farkındayım ama benim için önemli bir konu mingyu yap bir şeyler." Mingyu inatçı arkadaşına göz devirmiş elindeki kalemi sakince masaya bırakarak minho'ya dönmüştü.
Bu zamana kadar ondan asla bir şey istememişti arkadaşı, minho için yapamayacağı şey yoktu fakat bu istediği ikisinin de mesleğine zarar verebilirdi. Yine de bunca yıl ondan yardım istemeyen arkadaşının bu isteğini geri çevirmek istemedi.
"Tamam, ama sadece yarım saat. Fazlasına benim de yetkim yok minho." Minho aldığı cevapla gülümsemiş masaya uzanarak arkadaşının koluna vurmuştu. "Adamsın sen, yarım saat yeter de artar merak etme. Hemen şimdi ayarlayabilir misin?"
Mingyu kafasını olumlu anlamda sallayıp ayaklanmıştı. "Burada bekle, halledip geliyorum." Mingyu odadan çıktığında minho keyiflenerek yerinde gerindi. "Şimdi seni elimden kim alacak bakalım do-yun."
Bir kaç dakikanın ardından mingyu odasına girmiş, minhoyu aldığı gibi ceza evinin yolunu tutmuştu. Mahkumla görüşmek için sadece yarım saatleri vardı ve hızlı olmaları gerekiyordu.
Ceza evinin savcılığa yakın olması sebebiyle çok vakit kaybetmeden istedikleri yere varan ikili yavaş adımlarla içeri adımladı. İki arkadaş koridorda yürürken mingyu arkadaşına dönerek, "İki dakika bekle, yazılı belgeyi alıp geliyorum." deyip yetkili biriyle görüşmeye gitmişti. Minho ise sırtını duvara yaslayarak cezaevinin rutubet kokan koridorunu boş gözlerle süzmeye başladı.
Yaklaşık beş dakikanın ardından koridorun başında mingyu görünmüş, elini havaya kaldırarak minho'yu yanına çağırmıştı, minho anında yerinde doğrulup arkadaşına adımladı.
İkili bir yandan yürürken mingyu arkadaşına gerekli bilgileri veriyordu. "Şimdi, beni iyi dinle. Görüşme odalarında olmayacaksınız, buradaki üstün tutulan mahkumlar için ayrılan özel odalar var bir tarafı camla kaplı gözetim için, cam tarafında ben olacağım ona göre yanlış bir hareket yapma. Müdahale etmekten çekinmem. Onun dışında sadece yirmi dakikan var, anlaşılmayan bir şey?"
Minho arkadaşını onaylamış adımlarını hızlandırmıştı. "Anladım gyu, bana nasıl da güveniyorsun öyle." Mingyu arkadaşına göz devirmiş geldikleri odanın kapısını yavaşça aralamıştı. Minho'nun karakterini bildiği için önden uyarmak istemişti.
İkili odaya girdikleri gibi masada elleri kelepçeli olan adam görüş açılarına girmiş, minho tanıdık yüzü görmesiyle sinirli bir nefes vermişti. Elleri inanılmaz derece karıncalanıyordu.
Mingyu yanındaki arkadaşına dönerek bir kaç bir şey söyledikten sonra kapıya yönelmişti ki minho'nun seslenmesiyle durdu. "Anahtarları ver." Mingyu şaşkınca minho'ya bakmış ardından olumsuzca başını sallamıştı. "Bunu yapmayacağımı biliyorsun minho, işini hızlı hallet."
Minho dudaklarını birbirine bastırmış kapıdan çıkan arkadaşına bir hızla yaklaşarak cebindeki anahtarı almış ardından mingyu'yu sırtından itekleyerek uzaklaşmasını sağlamıştı. Aynı şekikde kapıyı sert bir şekilde kapatarak vakit kaybetmeden kilitlemişti. Kapı ardından bağıran arkadaşını görmezden gelerek kendisine korku dolu gözlerle bakan adama döndü minho.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
boxring dr. ✓
Teen Fiction» minsung | Kural tanımayan Dünya Boks şampiyonu Lee Minho ve onun kuralcı doktoru Han Jisung