2.6

2.6K 336 179
                                    


"Günaydın gençler"

Chan'ın neşeli sesi spor salonunda yankılanınca tüm gözler ona çevrilmişti. Neredeyse tüm ekip buradaydı.

Barışmalarının üzerinden 1 yıl geçen hyunjin ve felix, sevgililiğe yeni adım atan changbin ve jeongin, aşklarını doruklarda yaşayan grubun gözde çifti minho ve jisung son olarak evlenmelerine günler kalan chan ve seungmin çifti.

Geçen bir yıl içinde bir çok şey değişmişti onlar için, daha sağlıklı ve mutluydular artık. Tüm kötü günleri geride bırakmış kendilerine temiz bi sayfa açmışlardı. Bu konuda özellikle minho iyileştiğini hissediyor ve her daim yanında olan sevgilisine minnetle bakıyordu.

İki yıl ara verdiği boksörlüğe seneye devam edecek ve ülkesini gururlandırmaya devam edecekti.

Oluşturdukları çembere dahil olan chan, direkt sevgilisinin yanına oturmuş kolunu sarmıştı omzuna. Neredeyse bir hafta içinde eveleneceklerdi ve bunun için çok heycanlıydı. "Nerde kaldın sen?" Seungmin'in sorusuyla yan dönüp gülümsedi. "Ufak bir işim vardı güzelim, bakma öyle halledip geldim." Seungmin üstünde durmayıp sohbete döndü.

"Yalnız beni çok şaşırttınız söyliyim." Hyunjin, karşısında sarma dolaş oturan ikiliye söylenmişti. Bununla minho kaşlarını çatarak anlamaya çalıştı. "Nasıl şaşırtmışız yarım akıllı?"

Hyunjin bu hitapla göz devirmiş, geriye yaslanarak konuşmaya başlamıştı. "İlk siz evlenirsiniz sanıyordum, baksana gıcık kaptığın herif evlenmek üzere."

"Abicim, beni niye karıştırıyorsun şuan? Zaten buzları yeni erittik." Chan huysuzca söylenerek hyunjin'in ensesine vurdu. "O buzlar erimeyen olanında canım, ölene kadar unutmazsan sevinirim." Minho sırıtarak konuşup kolunu doladığı sevgilisine döndü.

Chan isyan edercesine cümlelerini sıralasa da minho hiç oralı olmamıştı. Ama chan biliyordu ki uğraşmak için söylemişti her bir kelimesini. Minho'yu geçen bir yılda tanıma şansı olmuştu, ona ne kadar kızıp önüne engeller koysa da tek derdi kardeşi gibi gördüğü seungmin'di. Sevdiği adamı böylesine sahip çıkan biri olduğu için şanslı hissediyordu. Minho'ya ne kadar minnettar olsa azdı.

"Sevgilim, uğraşma artık adamla. Evlenecekler yakında, hâlâ küçük çocuk gibi tartışıyorsunuz."

"Bir de evleniyorlar değil mi, kendimi nereden atmalıyım sence?" Jisung, sevgilisinin çocuksu haline kıkırdamış yerinde dikelip yanaklarına öpücük kondurmuştu. "Biz evlendiğimizde, seungmin böyle yapsa hoşuna gider miydi?" Jisung oturduğu yerde biraz daha kayarak başını minho'nun gövdesine koymuş mırıldanmıştı.

"Öldürürüm onu." Minho umursamazca mırıldanıp sevgilisinin saçlarını okşamaya başlamıştı.

Sohbet gece yarısına kadar devam ederken jisung uykusunun geldiğini hissedip, yarı kapalı gözleriyle alttan sevgilisine bakarak mırıldandı. "Minho, kalkalım mı? Çok uykum var, şuracıkta uyuyabilirim." Minho, jisung'u ikiletmeyip onaylayarak ayaklandı. Beraberinde sevgilisini kucaklamış, arkadaşlarına gideceklerini söyleyerek dış kapıya yönelmişti.

Kısa süren yolculuktan sonra evlerine varan ikiliden minho, sevgilsini odasına kadar kucağında taşımış, henüz arabaya biner binmez uyuyan jisung'u sarsmadan yatağına yatırmıştı. Ardından dolabına yönelerek jisung'un pijamalarını eline almış, sevgilisini giydirmeye başlamıştı.

Rahatsız kıyafetleri ile uyuyamadığını bildiğinden, işini hızlıca hallederek jisung'un üstünü örtmüş, kendi odasına ilerlemişti. İkilinin odaları farklı olsa da, jisung her gece minho uyuduktan sonra sessiz bir şekilde yanına kıvrılıyor, uyuduğu sandığı sevgilisi tarafından bol öpücüklere boğuluyordu.

boxring dr. ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin