Her iki elini de lavabonun tezgahına dayamış, derin nefesler alıyor ve öğürürcesine sesler çıkarıyordu Tord. Az önce kustuğu kanlardan küçük damlalar ağzının kenarından doğruca lavaboya damlıyordu. Derin nefeslerinin arasında yavaşça kafasını kaldırıp aynadaki yansımasına baktı.
Kustuğu kanların bir çoğu yüzüne, eline ve tişörtüne bulaşmış bir vaziyette perişan görünüyordu.Tord her aldığı nefeste bir hışırtı sesi işitir oluyor gibiydi. Ama bunun garip tarafı da ses dışardan değil, doğrudan onun içinden gelirmişcesineydi.
Nefes almasını engelleyen, nefes borusunu tıkayan bir şey hissediyordu. Gen adam bir kez daha öğürdü. Bu sefer boğazında ne yakıcı bir tat oluştu, ne de ağzından bir damla kan aktı. Çok daha hafif bir şeydi.
Bu tıpkı tüy gibi bir şeyi andırıyordu. Tord yavaşça bakışlarını aşağıya, ağzından çıkan ve çoktan lavaboya düşmüş birkaç mavi renkteki gül yaprağına baktı.
O gül yapraklarını görmesiyle vücudu buz kesmişcesine dondu. Bakışları yapraklar dikili kaldı. Az önce cidden çiçek mi kusmuştu yoksa deliriyor muydu? Sessiz geçirdiği bir kaç saniyenin ardından ikinci seçeneğin daha iyi olduğunu düşündü Tord.
"Hey, orda yatıyor musun sen? Çık artık."
▀▄▀▄▀▄▀▄▀▄▀▄▀▄▀▄▀▄▀▄▀▄
Ya ben ne uzun bölümler yazıyorum ya. Gerçek yazarla görse ellerimden öperler. Neyse nasılsınız? Ben bokum(opsiyonel) Niye enayi gibi yeni bir kitap yaptım bilmiyorum ama iyi olcak gibi sanki. Umarım bölümü beğenmişsinizdir netse yazarınız eldiwen sizi sewiyo💚💜💙❤
(Gebercek)