I listen for a while - TAEKOOK +18

knowing each other

Sabah erkenden kalkmış, sporumu yapmış ve güzelce bakım banyosu yaptıktan sonra giyeceğim kıyafeti seçmiş haliyle de güzelce hazırlamıştım kendimi. Size benim üzerimdeki Kim Taehyung etkisini nasıl anlatsam bilemiyorum ancak içim içime sığmıyor. O gün onu dinledikten sonra kulaklarıma dolan sesiyle dinlediğim bütün şarkıları sorguladım ben. Meğersem dinlediğim hiçbir şarkı ruhumu bu kadar doyurmaya yakın bile değilmiş. Onu gözümün önünden ayırmamak için gözümü bir saniye bile kırpmak istememiştim. Onu dinlerken içtiğim şarap bile en pahalılarından, en yıllanmışlarından daha da anlamlı ve lezzetliydi. Fotoğraf makinamın lensinin gördüğü en güzel, en yakışıklı insandı. Mükemmelliğin ta kendisiydi. Dün sözleşmiş ve kaçta geleceğine dair plan yapmıştık. Telefon numarasını da almıştım bu bahaneyle. Hayatında da kimse yoktu sosyal medyasından yorumladığım kadarıyla ve benim ona yakın olma olasılığım bile beni heyecanlandırır ve içimi içime sığdırmazken bir de onunla çift olmayı düşlemiştim. Eminim çok güzel görünürdük beraber.. Onun o kavrulmuş teni, benim tenimin üzerinde mükemmel bir uyum yakalardı bence.

.

.

『  ♩ ✩ ☽ ☾ ✩ ♩ 』

.

.

Kim Taehyung
Jeon, selam.
Ben 1 saat sonra oradayım.

Gelen mesaj bildirimi içimde fırtınalara sebep olurken olduğum yerde zıplamaya başlamıştım. Nasıl yanında kızarmadan duracaktım ki?

Jeon
Selam Taehyung
Tamam ben bekliyorum

mesajına güzelce cevap verdikten sonra hemen motoruma atlayıp yola çıkmıştım. İçimdeki heyecanım rüzgara karışırken bir saniyeliğine kapadım gözlerimi. Denizin kokusunu içime çektim. Sahi Taehyung nasıl kokuyordu acaba? Eminim kokusu da kendisi gibi mükemmeldir. Gözümü denize kaydırdığımda sakin vuran dalgaları gördüğümde bile saçlarının dalgalı oluşu düşmüştü zihnime. Böyle aklıma işlemişti işte.

✿

Stüdyoma vardığımda ortamın tozunu gördüğüm için moralim bozulmuştu bu nedenle o gelene kadar temizlik yapmaya karar vermiştim. Stüdyom iki katlı ve birden fazla çalışanım bulunsa da bugün sadece Kim Taehyung ve ben olacaktık. Herkese izin vermiştim bugün.Raflardaki dekorasyon eşyalarını düzeltmiş, rafları da güzelce silmiştim. Yasemin kokulu özel temizlik spreyimden kullanıyordum her yere. Doğal olduğu için kimseyi tıkamıyordu kokusu hem. Stüdyonun camlarını güzelce açmış ve ışıkları düzeltmiştim. Onun için kullanacağım tripodu kurmuş kameramı da güzelce yerleştirmiştim. Şimdiden elim ayağım titrese de bu benim işimdi ve kendimi kontrol etmeliydim. Aradan geçen yarım saatin sonunda stüdyomun zili çalmıştı. Koşarak yerimden kalkmış kameradan Taehyung olduğundan emin olduktan sonra kendim karşılamak için iki kat aşağıya koşarak inmiştim. İndiğimde nefessiz kalsam da kendimi kontrol etmeliydim ki eminim yüzüm kızarmıştı çoktan. Buzlu kapının arkasından slüetini görebiliyordum ki bu bile nabzımın yüzün üzerine çıkmasını sağlamıştı. Kapı kulbunu avuçladıktan sonra derince bir nefes çekmiş ve açmıştım kapıyı. Tanrım.. gerçekten gelmişti. Saçlarına vuran rüzgar alnını açıyor onun o yakışıklı suratını iyice görmemi sağlıyordu.

''Hoş geldin Taehyung''
''Hoş buldum Jeon''

Kare gülümsemesi samimiyetle yüzüne yayıldığında gözlerimi gözlerinden ayırmayarak en içten gülüşümü vermiştim ona.