I listen for a while - TAEKOOK +18

getting carried away with you

.

.

✦✧✩✫✬✭✮✯✰

Gözlerimi açtığımda yandaki bedenin ısısını hissetmiş bu da gülümseme yaymıştı suratıma. Saat 10:30'u gösteriyordu ki biz uyuduğumuzda sabah 5 sularıydı. Kolları belime dolanmış bir şekilde yatıyorduk. Benim arkam dönüktü ona. Sırtım göğsüne yaslıydı. Onu uyandırmamak adına hafifçe döndüğümde mükemmelliyeti bulduğum suratıyla karşılaşmıştım. Uyurken öyle naif duruyordu ki dün gece içimi parçalayan kişinin bu olduğuna inanamamıştım. Tapılası görünen yanık teninin kokusu burnuma doluyordu ve ben daha da çok solumak istiyordum. Oksijenim yapmak istiyordum bu kokuyu.

Burnumu boynuna dayadığımda kokusunu güzelce içime çekmiş kendimi huzurla depolamıştım.
Kafamı huzurumdan ayırıp  tekrar yüzünü görebileceğim bir şekilde yerleştirdikten sonra parmaklarımı saçlarına götürdüm. Aralarındaki dalgalarda dolaştırdım biraz. Yüzünü inceledim en yakınından. Kirpikleri ok gibi kalbime saplanıyor, yüzünün her bir tarafı içimde oluşan zevki dindiremiyordu. Gözleri hafifçe aralandığında göz göze gelmiştik. Belimdeki kollarını iyice sıkılaştırıp bedenimi daha çok yapıştırmıştı bedenine.

''Günaydın güzel Jeon'' yeni uyanmış olduğundan sesi daha tok ve derin çıkıyordu. Bu tüylerimin dikelmesini sağlamıştı, içimde fırtınalar koparmıştı..
''Günaydın yakışıklı Taehyung''

''Yakışıklı mıyım?''
''Normalde zaten yakışıklısın ama sabah uyanmış halinin beni bu denli büyüleyeceğini tahmin edememiştim doğrusu''
''Sen kendi güzelliğini görmediğinden konuşuyorsun böyle değil mi?''
''Göster bana ne kadar güzelim''

Suratına yayılan gülümsemeyle kollarını belimden ayırmış tek kolunu kafamın altına koyduktan sonra diğer elini yüzümde gezdirmeye başlamıştı. İşaret parmağı gözlerim üzerinde dolanıyordu.

''Bu gözlerinin güzelliğini tarif edemem mesela. Hem masumiyeti hem de şehveti görüyorum içlerinde.'' Parmağı burnuma inerken konuşmaya devam ediyordu.

''Burnun fındık kadar bu da içimde onu ısırma isteğini oluşturuyor'' dedikten sonra yüzünü yaklaştırıp dişlerini nazikçe geçirmişti burnuma.

''Dudakların... tam bir felaket. Benim felaketim. Pembeliğinin bembeyaz teninde uyumu mükemmel. Buradan hem güzel hem de içimde ateşler yakacak sesler çıkıyor. Bağımlı ediyor kendini bana'' diyip dudağıma hafif ama uzun bir öpücük bırakmıştı. Ellerini vücuduma kaydırıp belimin çizgisine kadar inmişti.

''O kadar güzelsin ki ilkim oldun Jeon''

''İnanamıyorum hala ilkin olduğuma.. Nasıl senin gibi birisi daha önce hiç sevişmemiş olabilir ki?''

''Niye ben tanrı mıyım? Benim de kendime göre çizgilerim var güzelim. Daha önce birkaç kez sevişmek üzereydim ancak karşımdaki kişilerin gözlerinde sende gördüğüm o ateşi göremedim. Sen benim ilhamımı ortaya çıkardın. Seni ilk gördüğüm andan itibaren aidiyet hissediyorum ben.''

''Taehyung.. içimi yakıyorsun sözlerinle.''
''Asıl ben neden senin ilkinim söyle bakalım''
''Şöyle ki dün anlattığım şeyleri hatırlıyor musun bilmiyorum. O hakkımda çıkan haberlerin çoğunu arkadaşım sandığım insanlar yaymıştı. Bir açığımı bekleyip üzerime basarak yükselmekmiş hevesleri. Hoşlandığım kişiler oldu ve bende onlara açtım içimi. Sevişecek, içime alacak kadar hoşlanmadım kimseden. Ayrıca o haberler çıktığı sırada birçok sapık kişilikli insanlar bana ulaşıp rol kesmeye başlamışlardı. Sanki yıllardır bu anı bekliyorlarmış gibi. Kimseye güvenemedim ki bir de altlarına gireyim Taehyung...''