Selamlaaarrr düzyazıyla geldim... Texting yazmak çok zor omg... O yüzden hemen bi düzyazı bölümü atmalıydım. Choi San bir tık aceleci davranmış olabilir ancak bunun sebebi grubun onu bunaltması. Yani oha amk ne ara falan demeyin diye sebebini açıklıyorum. Grup onu çok bunalttığı için önüne ilk gelen fırsatı yani Wooyoung'u değerlendiriyo. Öyle düşünebilirsiniz. Anyway çok konuştum iyi okumalar birtaneleerrr
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Wooyoung oldukça heyecanlıydı ve heyecanını ağlayarak atmaya çalışıyordu. San'a son mesajlarını yazdığından beri aralıksız ağlayarak kıyafetlerini seçmiş ve giyinmişti. Ağlaması bir türlü durmuyordu. Şuan yaşadıkları ona gerçek gibi gelmiyordu. Hayalinin bu kadar hızlı ve spontane gerçekleşmesi asla beklediği bir şey değildi.
Choi San
Geldim ben
Hazır mısın?Wooyoung
Evet geliyorum hemen
Choi San
Girişinde bekliyorum.
Tabii eğer konum doğruysa.Görüldü✓
Wooyoung'un eli ayağı titriyor aynı zamanda ağlamasını durduramıyordu da. Ancak bir şekilde buna son vermeliydi. Titreyen elleriyle gözlerini silip aynaya gülümsemiş ve kendini onaylayınca aşağı inmişti. Kapının ardından baktığında gerçekten de kapının önünde arabasına yaslı bir şekilde duruyordu. Wooyoung'un kalbi teklemiş ve ne yazık ki bu süreç esnasında hıçkırık tutmuştu.
"Hoşgeldin."
"Hoş- hoşbuldum-."
San'ın yüzüne bakamıyor, başı önde duruyordu. San bu durumu fark edip başını eğmişti ona göre.
"Neden yüzüme bakmıyorsun?"
"Pek görmek isteyeceğin gibi değilim sanırım. Hem bakarsam ölecekmiş gibi hissediyorum."
Wooyoung kafasını daha da çok eğmişti ancak San'ın parmakları bunu engellemişti. Çenesine koyduğu parmaklarıyla yüzünü kendine doğru çevirmiş ve Wooyoung'un epey kızarmış yüzü, hafif şiimiş gözleriyle karşı karşıya kalmıştı. Ve elbette ki devam eden hıçkırığıyla.
"Bu kadar heyecanlanacağını bilmiyordum. Açıkçası mesajlarından çok rahat biri olduğunu düşünmüştüm."
"Sen onu bi de bana sor. Mesajı yazdığından beri ağlıyorum. O zamandan beri etraf bulanıktı."
"Çok tatlı. O zaman bunlara değecek güzel bir kahvaltıya gidelim mi artık?"
Wooyoung başını sallamakla yetinmiş ve San tarafından açılan kapıdan içeri girip koltuğa oturarak kemerini bağlamıştı. Yol esnasında sakinleşmişti. Hıçkırığı da durmuştu. Daha rahat hissediyordu. Kafasını kurcalayan şeyler vardı, biriyle başlamak iyi olacak diye düşünüp sorusunu sormuştu.
"Bir şey soracağım. Neden bir anda böyle bir şey yazdın ve biz şuan kahvaltıya gidiyoruz?"
"Güzel soru. Neden yazdığımı bilmiyorum galiba başka birine ihtiyacım vardı ve sen bir seçenektin. Hem senin için de iyi olmadı mı?"
"Evet, öyle."
Bu bir tık hayal kırıklığıydı ancak şuan bunu düşünecek durumda değildi. Ne olursa olsun onunla kahvaltıya gidiyordu. Bu Wooyoung için çok şey ifade ediyordu. Bu yüzdendi ya bu denli ağlaması.
Az sonra sonunda vardıklarında Wooyoung'un hıçkırığı tekrar devam ediyordu. Ancak ağlaması durmuştu. Güzel bir yere geçip oturmuşlar ve siparişlerini vermişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dimples | WooSan
FanfictionBir müzik grubu solisti Choi San ve ölümüne fanlığını yapan Jung Wooyoung. Biraz zor ancak sonunda elde edilmiş bir aşk hikayesi. 04.08.2024 #jungwooyoung etiketinde 1. sıradayız periodt