BÖLÜM 1

101 8 2
                                    

Bir sesin ritmik bir sekilde tekrarlanmasiyla gözlerim aralandı. Gözlerimi tamamıyla acmamdan bir iki saniye sonra telefonumun çaldığını fark ettim. Yatağımda doğruldum ve esnedim. O sırada telefon sustu. Sanırım biraz bekleyebilirdi. Ayaga kalkip paytak adımlarla banyoya doğru yol aldim. Yüzümü yikadim ve aynadaki aksimle bir süre bakıstim. Nihayet kendime gelebildigimde telefonumu almak ve arayanin kim oldugunu öğrenmek için çalışma masama doğru yürüdüm. Telefonumu elime almamla dikkatimi çeken ilk şey saat olmuştu ve saat sabah 9u gösteriyordu. Aah hadi ama bu saatte kim arar ki? Hızlıca son aramalara girdim ve beni kimin aradığına baktim. Tahmin etmesi çokta güç değildi. Arayan Buğraydi.
Buğra ile 9 sene önce, ailemle beraber onların mahallesine tasinmamiz sayesinde tanıştık. 8 yaşındaydım ve hiç arkadaşım yoktu. Erkekler benimle kız olduğum için oynamazlardi. Kizlarla ise zaten oldum olasi anlasamamisimdir. Bir gün indim mahalleye yine birkac cocuk top oynuyorlar. Elimde babama aldirdigim küçük bir araba. Kendi kendime oyuncağımla oynuyorum. Top oynayan çocuklar yanıma geldi ve oyuncağımı istediler. Onlar benim arkadaşım degildi bu nedenle oyuncağımı onlarla paylaşmak istemedim. Arabamı elime aldım ve ayağa kalktım. 4 kisiydiler, uzerime yürümeye başladılar. Içime ufak bi korku doldu ve onlar geldikçe geri geri gitmeye başladım. Her adımlarında geriye bir adım atıyordum. Ta ki ayağım takılana ve yere kapaklanana dek. Dizlerime baktığımda hafif kanamakta olduklarını gördüm. Canım yanıyordu ama kimsenin önünde ağlamazdım. Hele bu çocukların önünde asla. Onlara sinirli sandığım bakışlarımı diktim oturduğum yerden. Cocuklar bu halime gülmeye başladılar ve aralarından biri oyuncağımı almak için hareketlendi. O sıra tanımadığım bir cocuk bana yaklaşan çocuğu itti ve onlara bağırdı. Eğer beni rahat birakmazsalar, babasının polis olduğunu ve onları babasına şikayet edeceğini söyledi. Çocuklar korktu ve kaçtılar. Ben hala dizimin acısından dolayı yerde oturuyordum. Benim olduğum tarafa döndü ve sıcacık gülümsemesiyle o minicik elini bana uzattı. Elinden destek alarak kalktim ve bende ona gülümsedim. 'adım Buğra ' dedi. 'bende Kumsal' diyerek karşılık verdim. Bir kac saniye konusmadan durduk. Aniden 'yolun basina ilk varan kazanir ' dedim ve koşmaya başladım. Arkama baktığımda o da koşuyordu. Kahkaha seslerimizle mahalle inlemisti sanki. O gün hiç kosmadığım kadar hizli koştum ve o gün hiç kimseyle eglenmedigim kadar onunla eğlendim. Beraber dondurma yedik, bisiklet sürdük.
Artik cok iyi bir arkadaşım vardı. Ve abartisiz her günümüzü beraber oyun oynayarak geciriyorduk.
Buğra o zamanlar 9 yaşındaydı. Ve bana o küçücük yüreğiyle abilik yaptı.
Zaman su gibi açıp geçti. Ama hic birsey değişmedi. Biz hala o iki küçük arkadasiz ve Buğra bana hala abilik yapıyor.

Aşk maviye benzerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin