biraz beklettim ama upuzunnn bir bölümle geldim.
yorum yaparak okuyalım🌟★
aynı gün
22.38
"ben artık gidiyorum."
jeongguk oturduğu bar taburesinde geldiğinden beri içi içini yer bir şekilde içkisini yudumlarken sonunda buna bir son vermiş, arkadaşlarına doğru seslenirken yavaşça ayaklanmıştı. evet, buraya kadar dayanabilmişti.
"jeongguk nereye abicim ya? saat daha erken kal biraz daha."
"evet jeonguuk." diye onaylamıştı konuşan mingyu'u hyein. "çok erken daha, eğleniyoruz ne güzel."
jeongguk eğlenmiyordu. hiç ama hiç eğlenmiyordu üstelik. sabahtan beri içindeki huzursuzluk onu boğacakmış gibi hissediyor, eve gitmeden bunun geçmeyeceğini çok iyi biliyordu.
eve gitmeliydi, taehyung uyumadan o eve gitmeli, sabah kalbini kırdığı oğlanla konuşmalıydı çünkü sikeyim o ki bakışları aklımdan çıkmıyor diye düşünüyordu sabahtan beri. aptal hisleri yüzünden bile bile onun kalbini kırmış, yine onu saatler boyu evlerinde tek bırakmıştı. tıpkı o mesajı gördükten sonra 3 gün boyunca götünü başını dağıttıp eve uğramadığı gibi çünkü biliyordu işte. korktuğu başına gelmiş taehyung pişman olmuştu. hata diyordu yaşadıklarına. ya bir de onun büyüsüne kapılıp daha da ileri gitseydim? diye düşünüyordu sürekli jeongguk. öpüşmelerinden bile pişman olan taehyung ile nasıl yüzleşecekti? uzak duruyordu bu yüzden. uzak durmalıydı ama aynı zamanda bunu arkadaşını kırmadan yapmalıydı ve jeongguk bunu nasıl yapacağını bilmiyordu. şu an bildiği tek şey eve gidip taehyung'u görmesi gerektiğiydi.
"zaten içtin, oturalım biraz daha kalkar sonra bana geçeriz bir gün daha kalırsın bende n'olacak?"
hala ısrar edilirken başını olumsuz anlamda salladı jeongguk. "o kadar içmedim iyiyim, eve gitmeliyim. teşekkür ederim yine de mingyu. görüşürüz."
mingyu'ya kısa bir veda ettikten sonra diğer herkese el sallamakla yetindi ve hızla kulübün çıkışına ilerledi. bu hızı arabasına binerken ve onu sürerken de devam etti. sürekli nefesi kesilircesine iç çekme ihtiyacı duyuyor ve sıkıntıyla şakalarını ovuşturup duruyordu. içinde bir huzursuzluk vardı. taehyung'la araları kötü olduğundan böyle olduğunu düşünüp geçiştirmeye çalıştı çünkü sorun yok ki diyordu kendi kendine birazdan evimize varacağım, taehyung bana kapıyı açacak, ben ona sıkı sıkı sarılırken biraz mızmızlanacak çünkü bana küs fakat dedim ya sorun değil gönlünü alacağım. hep aldım."
fakat öğrenemediği bir şey vardı insanoğlunun, hayat bizim planladığımızın %10'u hatta daha azıydı. onun üzerinden planlar kurmak ve geç kalmamak.. işte bu pek mümkün değildi.
jeongguk'da bunu bu gece biraz daha anlamıştı çünkü taehyung ona kapıyı açmamış, jeongguk ona sarılamamış, taehyung ona mızmızlanamamış ve o da onun gönlünü alamamıştı.
çünkü jeongguk, taehyung ona kapıyı açmadığında küs olduğu için yaptığını düşünmüş ve kendi anahtarı ile içeri girerken dudaklarındaki minik heyecanlı gülümseme ile gönlünü almak adına taehyung'un odasına adımlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love is (not) easy
Fanfictionsadece arkadaş olduğumuzu söylemek daha kolay. sevişen türden arkadaşlar, ama aşık olduklarında söylemeye korkuyorlar kalbimde çiçekler var. diken yetiştiriyorlar ve bu acıtıyor. ne zaman çevremde olsan sevişiyoruz ve seni bir daha göremeyeceğim hak...