0.3

18 3 0
                                    

-
Ve yine yorucu ama güzel bir gün bugün abimlerin son günü olduğu için Barın'ın Babaannesinin yayladaki evine gelmiştik annemler içeriye geçerken bizde çantalara yardım ettik Barın ile onların evindeki yakınlaşmamızın etkisinden çıkamamıştım hala kokusu ciğerlerime kazınmıştı etkisi üzerimde sürüyordu çantaları alıp içeriye geçtik çok oturmadan Barın odun almak için odunluğa gitti bende biraz dolanmak için çıktım hava serindi klasik karadeniz havasıydı kısaca, odunlara yardım etmek için Barın'ın yanına gittim çok taşıyamasam da birkaç tane almıştım maksat katkım olsun(!)

Üst taraftaki verandadan çıkan büyük babannesi seslendi ikimize

"Ulaa yavuklini mi geturdun ha buraya" opss gerçekten çok yanlış anlaşılmalar oluyordu tam ağzımı açacaktım ki Barın konuştu "Alalum mi bu kizu nene güzel midur " noluyodu şuan tam olarak, Nene cevapladı çok sürmeden "Turnayu gözunden vurmişsun uşağım alalum tabi başkalarina birakmayalum guzel kizi " ikisinin konuştuklarını dinlerken konuya fransız kalmıştım resmen

Yanına giderek dürttüm Barın'ı "Ne diyosun kadınla dalga geçme ya " diye uyardım bana dönerek "yaşlı başlı kadını üzelummi ha alalum seni bak beğenmiş Nenem " güldüm bu hallerine arada şiveye bağlıyordu yukarıdan nene seslendi "Kizum saha da diyeyrum bu çoçiğu kaybetma da bak boylu posli yakişukli kaptırma kimselere" Barın'ın gülümsemesi büyürken bende gülümsedim "Ya Ninecim çok yakişukli torunun maşallah rabbim nazarlardan saklasın " dedim odunlar elimizde beraber içeriye geçtik Nineyide içeri geçmesi için uyardı Barın hava soğuktu ve dediği gibi hasta olabilirdi yaylanın havası içini açıyordu insanın

Sobayı getirdiğimiz odunlar ile yaktık zalımın evladı çok karizmatik duruyordu bu haliyle de boğazlı kazak çok yakışmıştı geniş omuzları ortaya çıkmıştı abimleri aradı gözüm ama ne Ilgın ne Abim ortada yoktu merak duygusu derinlerden çıkıp içimi sarmıştı ne yani onları bulup basacaksam Ilgın'dan alınacak bir intikamım vardı zaten botlarımı giyerek tekrar çıktım dışarı aklıma bizim eski yayla evi geldi oraya doğru yöneldim kar o kadar güzel yağıyordu ki usul usul dökülüyordu ağaçlara kulaklığımı alıp kulağıma taktım ama ne yaparsam yapayım bağlanmıyordu sinirlenmemek elde değildi sonra kulağımda bir müzik çaldı

Sevduğum bak gözüme
Birşey söyle yüzüme
Ben severum uzaktan
Üzülme sen hiç bize

Yine düştüm yollara
Yolun sonu gelmedi
Kaldi senden geriye
İki damla gözyaşi

Ağlama dayanamam
Gözlerinin yaşına
Biter bu dertler geçer
Sen kal o bana yeter

Sen kal o bana yeter
Oy sevduğum gel yeter
Bu yağmurlarda geçer
Oy sevduğum gel yeter
Bu yağmurlarda geçer

Etrafıma bakındım arkamda elinde telefon ile bekleyen Barın'ı gördüm gülümseyerek bana bakıyordu onun kulaklığını almıştım arabadan inerken karışmıştı yani , kulaklıkları çıkartıp ona doğru yürüdüm

"Senin işin yokmuydu ne yapıyosun burda" bir adım daha yaklaşıp dibime girdi "seni göremeyince merak ettim hadi yürüyelim bari havanın tadını çıkaralım" diyerek dönderdi beni beraber yürüdük bizim yayla evine kadar ve evet doğru tespit abimler buradaydı evin duvarına yaslanmış birşeyler konuşuyolardı ve abim yaklaştı yaklaştı tam Ilgın'ı öpecekken arkamdaki öküz bağırdı "Noluyo lan orda " abimle Ilgın ışık hızında birbirinden uzaklaştı Barın'da onlara doğru gidiyordu abim ona doğru gelen tehlikeyi farketmişti "Açık açık konuşayım kardeşim Kuzenine sevdalandım olay budur söyleyemiyordum ama anladım ki ölüm herkese üç adım yakınsa bize bir adım daha fazla dayanamadım açıldım bacına seninde iznin varsa onu hayatımın başrolü yapmak istiyorum" Barın sinirlenmişti abime bir yumruk geçirdi anında sonrasında ise "Şovu kes piç afferim lan korkmadan söyledin adam gibi var iznim var" dedi ve yerden kaldırdığı abime sarıldı, Ilgın ve ben ise rahat bir nefes verdik abimde Barın'a sarılıp "Sağolasın kardeşim onu üzmiyeceğime emin olabilirsin " Barın, ayrılınca "Üzersen kardeşin olarak değil Komutanın olarak ağzına sıçarım "

𝑇𝑢𝑡𝑢𝑛 𝐵𝑎𝑛𝑎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin