;;beach¹⁴

257 29 30
                                    

"Jake! Sen delirdin mi! Bu saatte burada ne işin var!" dedi Sunghoon, diğerinin yanına gelince. "Seni hayal ediyordum işte." dedi gülerken.

Sunghoon duraksadı. "Hadi Jake! Kalk şu banktan ve eve git! Ciddiyim." Jake'in gözlerinden yaşlar akıyordu. "Sunghoon lütfen. Bana ümit verme, ben katlanamam buna. Anla beni, lütfen." Gözleri yalvarıyordu.

"Jake, sonra konuşuruz bunu. Hadi kalk, eve git."

Jake, diğerine sarıldı. "Benim evim sensin zaten. Sen de geldin işte." Sunghoon hareket etmedi. "Jake, lütfen. Evine git."

"Gidemem oraya, annem bana kızacak..."

Sunghoon o diyene kadar farketmemişti. Kendini aptal olarak düşündü. "Ne yapacaksın bu soğukta o zaman?" Jake sesli ağlamaya başladı. "Bilmem, üşürsem herhalde biraz daha bira içerim, içim ısınır belki."

"Böyle bir şeye izin veremem..." dedi ve telefonunu çıkardı. "Alo anne... Arkadaşım içmiş biraz ama benden büyük reşit tamam mı? Evine giderse annesi kızarmış, bu yüzden bize gelebilir mi?.. Hayır, ilk defa içmiş ama yine de annesi kızar diye korkuyormuş... Peki, geliyoruz biz sahilden, peki görüşürüz."

Telefonu kapattı, iç çekti. "Evime gidiyoruz, dua et ki annem izin verdi."

"Oh, tamam. Özür dilerim, senin başına iş çıkardım." Sunghoon, diğerine baktı. "Önemi yok." dedi ve beraber Sunghoon'un evine gittiler. Kapıyı çaldılar.

Kapıyı annesi açtı. "Hoşgeldiniz, geçin içeri. Odana götür onu, Sunghoon." Başını salladı. "Tamam anne." dedi ve içeri geçtiler. Jake'i odasına götürdü. "Koltukta yatarsın. Sana yastık ve battaniye getireyim." dedi ve odadan çıktı.

Jake koltukta oturdu ve bekledi. Sunghoon geldi ve ona verdi. O kadar sarhoş olmamıştı çünkü. O yatınca kendisi de yattı. O uyudu ama Jake uyuyamamıştı. Düşünmekten uyuyamıyordu.

Sonra kalktı ve oturdu koltukta. Telefonunu çıkardı. Hiçbir şey yapmadan öylece ekrana bakıyordu. Sunghoon su içmek için uyandı. "Sen neden uyanıksın?" dedi gözlerini ovarak.

"Uyuyamadım." dedi telefonunu kapatırken. "Hm, anladım." dedi ve su içip geri geldi. "Yanında uyuyabilir miyim?" dedi utanarak. Sunghoon şaşırdı. Ona umut vermemesi gerektiğini söylemişti.

Jake ona umutla bakıyordu, o endişeyle. "Bana umut vermemem gerektiğini söylemiştin." Jake, hafif güldü ve yere baktı. Gözleri dolmuştu zaten koltukta düşünüp durmuştu. Normalde böyle bir şey için ağlamazdı. Ancak buraya geldiğinden beri bunun hakkında düşündüğü için korkmuştu. "Doğru, özür dilerim..."

"Özür dilenecek bir durum değil, Jake"

Jake konuşmadı, sustu. Sunghoon iç çekti ve yanına oturdu. "Sen iyi misin? Bir şey mi yaptım?"

"Sadece... boşver. Sen bir şey... yapmadın ne de olsa."

Sunghoon kaşlarını çattı. "Gerçekten mi? Yalan mı söylüyorsun?" Jake'in gözleri büyüdü. "Hayır tabii ki! Biraz fazla düşünmüşüm de o yüzden. Seninle alakası yok."

"Anladım..."

Jake, Sunghoon'un dudağına yöneldi. Diğeri şaşkınlıkla bakakaldı. Hareket ettiriyordu dudaklarını. Ayrıldı, ondan biraz uzağa oturdu ve yere baktı utanarak.

"Neden yaptın bunu..?"

"Özür dilerim, çok özür dilerim. Gideyim mi belki etkisi geçmiştir, çok özür dilerim tekrardan. Sadece içimden geldi." derken kalktı. Başı döndüğü icin sendeledi. Ancak sonra biraz kendine gelir gibi oldu ve kapıya yöneldi bir o yana bir bu yana.

Sunghoon kalktı ve kolunu tuttu. "Bu hâlinle hiçbir yere gönderemem seni. Geç yat." Jake, kolundaki ele ve Sunghoon'a baktı. "Ama... ben seni öptüm. Beni evinden Koçman falan gerekmez mi?"

"Hayır, gerekmez. Bundan gerçekten hoşlandığımı bilmiyorsun çünkü."

"Ne? Sen oyun mu oynuyorsun bana? Eğer öyleyse hiç komik değil haberin olsun." dedi gözleri dolarken. "Hayır, oyun falan değil. Sadece... bilmiyorum, hoşuma gitti."

"Tekrar... öpebilir miyim o zaman?"

"Elbette."

Jake, atıldı hemen. Karşılık alması onu heyecanlandırdı. Biraz geriye itti Jake. Koltuğun yanına gelmişlerdi. Sunghoon ayrıldı. Nefes nefeseydi. "Bunu ilerletebilir miyiz?"

"Nasıl?" dedi anlamaz bakışlarla. "Yani... anlamadın mı?" Jake, diğerinin elini tuttu. "Sevgili mi olalım diyorsun?" Başını sağa sola salladı. "Bir kere olsa n'olur?"

"Sen sevişmek mi istiyorsun?"

Jake zemine dikti gözlerini. Başını salladı. "Sen sarhoşsun, sana umut vermemem gerektiğini söylemiştin." Sunghoon iç çekti. "Umrumda değil, hatırlamayacaksam hatırlatma ve ben kendim istedim. Umut şu an sikimde değil, tek istediğim sensin."

Jake'in söyledikleri Sunghoon'u şaşkın etse de bozuntuya vermedi. "Ama sen kırılırsın." Jake gozlerini devirdi ve kafasını kaldırdı. "Beni umursama, Sunghoon. İkimiz de reşitiz, seks yapabilecek sağlığa sahibiz, neden yapmıyoruz o zaman?"

Sunghoon sırıttı. "Çok mu istiyorsun?" dedi. Jake, onu itti koltuğa ve oturmasını sağladı. Üstüne oturdu ve konuştu. "Evet, çok fazla."

starboy, jakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin