Bugün tam olarak iki kez rezil oldum. İlki sabah 2. teneffüste Mehmet hocanın yanına giderken sütyenimin kopçası açıldı ve yanımda Gülser vardı. Onu fark ettiğim anda direkt revire koştum ve geri taktım. Çok utanmıştım... Sonrasında felsefe sınavından çıktığımda yukarı çıkarken bir baktım Ayşe erkekler katında duruyordu. Ben de kalemimi bırakıp hemen Ayşe'nin yanına indim. O da sınıfının kapısının önünde apartmandaki dedikoducu teyzeler gibi ayakta çikolata yiyerek bizim oraya bakıyordu. O sırada da yanımıza Nisa konuşuyorlardı. Nisa'yla konuşurken ona baktım (aklıma geldikçe hâlâ gülüyorum) bir arkadaşı kolundan tutmuş diğer arkadaşı da onun boynuna kolunu dolamış sınıfa sokmaya çalışıyordu. İkinci defa sınıfından çıktı ve ona geri baktığımda arkadaşlarından birisi sınıfa sanki savururcasına kolundan tutup sınıfın içine soktu. Son çıkışında arkasından kapıyı kapattılar ve o da sınıfın kapısını açsınlar diye hem yumrukluyor hem de tekmeliyordu. Yorulduğunda durdu ve etrafına baktı sonra kapının arasında bir şey söyledi yine yumruklayıp tekmelemeye başladı. Sonrasında açmadığında arkasını dönüp merdiven başına gitti ve biraz bekledikten sonra arkadaşları kapıyı açtı. Sınıfa girerken başarısız oldu ve yine kapıyı açamadı. Sonrasında tuvalete gidiyor gibi yapıp Osman Hoca'nın odasına girdi. Biraz bekledikten sonra arkadaşları kapıyı açtı ve ikinci defa başaramadı. Yine merdivenin başına gitti ve bekledi. Kapı bu sefer açılmayınca merdivenin yarısına kadar indi. O sırada sınıftakilerden birisi çıktı ve korkuluklardan ona seslendi. Kısa bir diyalogdan sonra üçerli üçerli basamakları atlayarak koşmaya başladı ve yine başaramadı. En sonunda yine yoruldu ve bu sefer koridordaki sandalyeye bacak bacak üstüne atarak oturdu ( kızlardan bile güzel oturdu). Ve teneffüs bitene kadar öyle oturdu. En sonunda öğretmenler zili çalınca sınıfa girmek zorunda kaldı ve sınıfa tam girdiğinde (kapının önünde kaç kişi varsa artık) ensesine birden şaplak attılar. Sonrasında çıkışta Ayşe'yi pansiyona bırakırken Ayşe kek yiyordu. Ayşe ağzına kocaman bir ısırık almıştı ve bana "Arkana bak." demişti. Ama benim anladığım "Arkama bak." oldu ve Ayşe'nin üstüne mal mal baktım. Sonra Ayşe ne yaptığımı gördü ve kafama bir tane geçirdi. " Salak, arkana bak." dedi. Tam arkama döndüm ve onu gördüğüm anda önüme döndüm. Ayşe'ye baktığımda ise kahkaha atıyordu. Sonra geri baktığımda sanki bir film veya reklamda oynarmış gibi saçları rüzgarda savruluyordu. Sonrasında pansiyona vardığımızı fark ettim ve Ayşe ile vedalaşıp oradan ayrıldım.