GARİP BİR TESADÜF

76 29 73
                                    

Gözlerimi yavaş yavaş açtım. Neredeydim ben? Beyaz duvarlar, beyaz bir yatak ve serum. Bi saniye. Serum mu? Hastanede miydim ben şimdi?

En son hatırladığım okul kapısının önünde bayıldığımdı. Ve..."Sen seçildin" cümlesiydi. Sahi, ne demekti bu "sen seçildin"?

Kafam çok karışık diye düşünürken kapı birden açıldı. Annem ablamla birlikte içeri girerken aynı anda bir doktorla konuşuyordu.

Doktor bir doktor için fazla gençti. 20-22 yaşlarındaydı. Büyük ihtimalle ya intörn doktor yada stajyerdi

Doktor bana baktı ve "Selam İklim ben d.r. Uğur. Burada stajyerim. Sana birkaç soru sormak istiyorum" dedi. tahminlerim doğru çıkmıştı. "Olur. Sorun" "Son günlerde kafa ağrısı gibi rahatsızlıkların var mıydı?" "Yoo baya enerjik ve dinçtim" "Tamam, peki hiç kalp hastalıkları v.b. hastalıkların var mı?" "Hayır, yok" "Tamam. Dinlenmene bak. 1 saat içerisinde seni taburcu ederiz zaten" diyerek odadan çıktı. orada olduklarını unuttuğum annem ve ablam hemen yanıma koşup "Noldu? İyi misin? Bir şey ister misin?" gibi şeyler demişler ama ben hiçbirini duymadan uyumuşum

Rüyamda yeniden o silueti gördüm. "Seçildin! Seçildin!" diye bağırıyordu. Bu kabustan ter içinde uyandım ve annemi çağırdım. "Anne ben kendimi son derece iyi hissediyorum açıkçası, ancak hastaneden bi gitsek daha iyi hissedeceğime eminim"dedim "Tamam kızım"diye cevap verdi.

***

Ah... sonunda salı olmuştu ve beni deli gibi merak eden kankamın yanına gidip tüm merakını giderecek, şu "sen seçildin" şeysini anlatacaktım. Uyandığım anda yataktan fırlayıp giyinmeye başladım. Ablamı uyandırırken yine bir ton azar işittim ve yüzümü yıkadıktan sonra doğum lekemin daha da kızardığını farkettim. Aşağı inerken anneme sordum "Anne benim hiç birşeye alerjim var mı? Test yaptırmış mıydık bana?" diye "Evet canım. Sen 1 yaşındayken yaptırdık testlerini. Sadece portakala alerjin var ki onu da zaten biliyorsun" "Tamam, bilgi için teşekkürler. Görüşürüz" Diyerek hemen dışarı çıktım.

Servis beni bekliyordu. Mert pisliği iğrenç şakalar yapmak için sabırsızlanıyor olmalıydı. Servise girmeden önce servis camından içeriye baktım. Hayret! Mert yoktu. Büyük ihtimalle o "Zengin" ailesinden onu götürmesini istemişti. O kadar zenginsen neden okula servisle gidersin ki arkadaş? Neyse ben her şekilde mutluydum. Sonunda okula gidip Deniz ile konuşacaktım. Okula vardığımızda direkt olarak onun yanına koştum. Deniz; Akıllı ve aşırı derecede neşeli bir kızdı. Aynı zamanda benden sadece 5 gün büyüktü! Bu kesinlikle ruh eşi olduğumuzun kanıtıydı.

Birlikte yavaş yavaş sınıfa giderken bana sınıfımıza yeni bir öğrencinin geldiğini, öğrencinin aynı zamanda bir hastanenin sahibinin torunu olduğunu, onun sayesinde hastanede stajyer olarak çalıştığını söyledi. O kadar mutluydu ki onun moralini şu "Sen seçildin" şeysiyle bozmak istemedim.

Ders biyolojiydi ve biyoloji en sevdiğim dersti. Hani derler ya; insanlara dersleri hocalar sevdirir diye, işte benim bu derse sevgim okula Derya hoca geldikten sonra başlamıştı. Derya hoca sınıfa girdi ve "Bugün aramıza biri katıldı. İçeri bir canım" dedi. Deniz'i görmeliydiniz. Meraktan kıvranıyordu neredeyse. Sınıfa sarı saçlı biri girdi. Kafasını kaldırıp "Merhaba, ben Uğur" dediğinde ağzım bir karış açıldı. Bu, doktor Uğur'du

***
Ufak çaplı bir şok geçirmiştim. Neden böyle bir tepki vermiştim anlamamıştım doğrusu. Neyse, dersi zar zor dinleyip sin²+cos² nin 1 olduğunu öğrendim (evet uberkuloza gönderme yaptım) . Teneffüste Uğur ile konuşmak için yanına gittim.

"Doktor U-" burada doktor olmadığını hatırladım. "Uğur?" Bana baktı. "Oo İklim. İlk hastamı bu okulda görmek ne tesadüf" "İlk hastan?" "Evet, belki sana söylememiştim ama, benim ilk hastam sensin" garipsedim ama garipsediğim kadar garip görünmemek için gülümsedim.

Teneffüs bitti ve ders başladı. Ders İngilizceydi ve hoca "bugün sizi quiz yapacağım" deyince neredeyse kahrolmuştum çünkü hastanedeyken ders çalışmaya vaktim olmamıştı

Aslında sadece ödevimi yapmayacak kadar tembeldin

Evet, belki okula gelmedim diye biraz keyif yapmış olabilirim ama hastanede kolum 3 analiz, 2 tane de iğne  yediği için halsiz olduğumu es geçmeyelim derim.

Neyysee...

En azından bu sınıfın %80inden akıllı olduğum için düşük alsam bile hiçbir şey olmaz çünkü bu düşük puanı buradaki neredeyse herkes alıyor. Kpss için çok korkmam gerekmiyordu çünkü ben ders çalışırken onlar lavoboda sigara içiyordu. Hehe... burada rakip elemek kolay olacaktı ama biz quize dönelim. Sadece birkaç kelimenin anlamını yazmak lazımdı

(Burada soruları sizin cevaplamanızı isterim)

Angry/_____

Mountain/______

Unfortunately/________

Everything/_________

Neyse ki sorular kolaydı ve 98 yaptım. Böyle gıcık sayılar gerçekten sinir bozuyor.
                  ***
Kantinde Deniz ile bir şeyler atıştırıyordum ta ki kantine  "kavga varr!" Diyerek birisi girene kadar. Bu cümleden sonra herkes kalkıp çocuğun gösterdiği yöne doğru koştu. Ben ve Deniz de tabii. Böyle şeyleri oturup izlemeyi çok severdim.

Ama bu sefer değil. Gelince Kıvanç ile kavga eden Uğur'u gördüm.

Kıvanç; eski sevgilimdi ve beni aldatmıştı. Ama onun beni aldattığı kız da onu aldattığında yeniden benim peşimde koşmaya başladı. Şu anda Kıvanç Uğur'u dövmeye çalışırken bir yandan da "niye yaklaştın lan ona? Ne konuştun orospu çocuğu?" Zaten 2 sarı kartı vardı bu malın. 3.yü alıp uzaklaştırma almak mı istiyordu ne istiyordu anlamıyorum.

Bu işe biri girişmese Uğur bu sefer hastaneye doktor olarak değil hasta olarak gidecekti. "Mal amk ne istiyorsun çocuktan?" Kıvanç başını bana çevirdi "ne dedi bu oç sana?" "Seni alakadar etmez canım(!) hemen onu bırak!" Ben bunu söylerken hoca geldi. Aklımdan biraz erken gelmişsiniz hocam az sonra gelseydiniz(!) Diye geçirdim. En azından benim görevim burada bitmişti...

Nasılll? Hoşunuza gitti mii? Biraz klişe oldu sanki...
Neyse umarım beğenmişsinizdirr

Seçilmiş kişi /1 aylık ara verilecek/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin