3 aylık görevinde sonuna gelmiştim eve dönme vakti gelmişti heyecanlıydım mahalle mi özlemiştim dedemi ablamı herkesi çok özledim. Bavulumu verdiğimde bagaj bölümüne bende hızla uçağa doğru ilerledim. Sonunda Samsun'a geldiğimde canım memleketimin kokusunu derince içime çektim gerçekten özlemiştim. Hızla taksiye binip mahallenin yolunu tuttum. Mahalleye girdiğimde her yer cıvıl cıvıldı sokakta oynayan çocuklar kapılarının önünde oturan komşular hepsi ayrı güzeldi be. Taksiden indiğimi Mualla teyze görmüş olmalı ki
"Ahhhh bizim kızzz döndü yaaa" diye avazı çıktığı kadar bağırdı yaz akşamlarının vazgeçilmezi kapı önü oturmaları meşhurdur bizim mahallede de bütün herkes bana baktığında utanmıştım birazcık mahallenin gençleri de kahvehanenin önünde oturmuş sohbet ediyorlardı onlarda Mualla teyzenin sesiyle bana dönmüşlerdi mualla teyzeye el sallayıp eve geçecekken Mualla teyze
"Kız iki dakika gel hoş beş edelim ev kaçmıyor ya" diye söylendiğinde mecburen onların yanına doğru gittim bavulu demir kapının önüne bıraktım tabi ki oraya kadar götürür müyüm hiç? Neyse mahallenin kadınları aldılar beni ortalarına sordukça sordular kafamı kaldırıp yardım edecek birilerini ararken gözüm onu gördü yiğit Ali o buradaydı onunla göz göze geldim şaşırmıştım neredeyse 3 yıldır denk gelmiyorduk ben geldiğimde görevde oluyordu ya da o geldiğinde ben olmuyordum neyse hızla gözlerimi çektim ondan Mualla teyzeden yakamı kurtarmak için
"Mualla teyzem valla başka bir gün oturalım çok yorgunum malum evdekilere de sürpriz yapacağım daha fazla oyalanmayayım" diyip hızla kalktım o kadar adamla başediyordum şu kadınla baş edemiyorum ya kahvehaneye Emirhan'ın gelmişti ve beni görmüştü
"Ah fıstık hoşgeldin ne zamandır yoksun" dediğinde
"İş güç emir ne yapalım" dedim o
"Belli kızım ne olmuşsun spor yapıyorsun galiba vücuda bak be" dediğinde kafasına vurup
"Hadi emir hadi sonra görüşürüz eve geçiyorum" dedim o da kahvehanede ki çocukları gösterip
"Bizim çocuklara da bir selam verseydin bana bakan gençlere döndüm ve omuz silkerek onların duyacağını bile bile
"Gerek görseydim verirdim emir" dediğimde emir kafasını kaşıyarak
"Sizin aranız da bir şeyler geçmiş ve benim bundan haberim yok" dediğinde amcamın oğlunun çok zeki olduğunu sanmıyorum bu durum neredeyse 4 yıldır böyle ama o daha yeni anlıyordu salak çocuk telefonumun çalmasıyla aşkımın aradığını gördüm
"Bir durum mu var?" Diyerek açtım telefonu aşkımda bıkkınlıkla
"Bir kerede güzel açsan şu telefonu keşke avare" dediğinde
"Bir şey mi oldu aşkım ?" Emirhan'ın yanından ayrılarak konuştum o da
"Yooo merak ettim sadece ne yaptın diye sorayım dedim" diyince
"Defol " dedim ve telefonu kapattım hızla apartmana girdim ve zili çaldım aile apartmanında oturuyoruz annem ve babamı 15 yaşındayken kaybettim dedem de ben ve ablamı bırakmayıp aynı evimizde oturmamız gerektiğini söyledi ve evi ablamla bana verdi. Ablam beni gördüğünde çok şaşırmıştı ve sevinmişti de bir o kadar. Hızla satıldığında ben de ona sımsıkı sarıldım ben de çok özledim çünkü ailemden kalan tek insan biz babamıza çok düşkündük önce bu pislikler annemi sonra da babamı bizden kopardılar babam bir askerdi o zaman babamdan intikam almak için kaçırmışlar annemi babama tuzak kurup kendi karısını öldürtmüşlerdi evet annemi babam öldürmüştü sonra da babam şehit olmuştu zaten zor zamanlardan geçtik ben de babam gibi olmak istedim onun gibi bu vatanın her karışını korumak için bu yola baş koymuştum. Neyse odama geçip banyoya attım kendimi birazdan geldiğimin haberini alan gelirdi fırsatım olmaz. Banyodan çıkıp üzerime eşofman takımı giyip aşağıya indim apartmanlarımız da daireler dubleksti üst katta ben ve ablamın odası alt katta da diğer odalar vardı. Kendimi koltuğa attığımda zil de aynı anda çalmıştı ablam gelip bana bakıp
"Geldiğini duyan döküldü" dedi gülerek ben de onunla kapıya ilerledim amcam, yengem ikizler ve Emirhan önden geçerken tam kapıyı kapatacakken dedem de gelmişti hepsiyle sarıldım ve içeri geçtiğimiz de evde bir şenlik vardı tekrar zil çalınca kapıyı açmak için ben kalktım açmamla şok olmam bir oldu mahallenin erkekleri gelmişlerdi ve tabi ki yiğit Ali ayıp olur mu olmaz mı düşünmeden
"Hayırdır?" Diye sordum Halil abi
"Süleyman amca davet etti bizi" dediğinde ben de
"Siz de utanmadan kabul ettiniz öyle mi?" Diye sorduğumda Soner bu sefer
"Bak bizi hiç dinlemiyorsun bizi bir dinle be abim" dediğinde
"Neyi anlatacaksınız nasıl güzel iddiaya girdiğinizi mi ya da salaklığımla alay etmenizi mi anlatacaksınız?" Dediğimde içeriden dedem bağırarak
"Alin kızım mahallenin gençlerini davet ettiydim yukarı çıkın siz amcanlara orada yemek yiyeceğiz bizde geliyoruz" dediğinde ben oflayarak
"Yukarının anahtarları nerede dede" diye bağırdım içeriye Emirhan o sırada gelerek
"Hadi yürüyün bakalım çıkalım anahtar bende" dedi
Hep beraber yukarıya çıktığımızda
"Fıstık terastayız biz annem masayı kurmuştu oraya" dediğinde kafamı salladım
"Siz gidin ben mutfağa bakayım" dedim ve hızla mutfağa geçtim sinirlenmiştim 6 yıl önce biz yiğit Ali ile sevgiliydik çok seviyordum onu hala da seviyorum neyse bunlar yiğit Ali ile iddiaya girmişler beni kendisine aşık eder etmez diyerek tabi ben bunu rastgele öğrendim ve bunu yapacak kadar düşeceklerini düşünmemiştim ama insan oğlu çiğ süt emmiş diye boşuna dememişler. Boğaz temizleme sesiyle o tarafa döndüm yiğit Ali gelmişti
"Su alacaktım" dediğinde dolaptan bardak çıkarttım ve önüne bıraktım
"Nasılsın?" Diye sordu bu sefer
"Sanane" dedim sinirle o
"Erva yapma" dediğinde sinirle gözlerimi kapattım
"Bir şey yapmıyorum zaten" dedim sesi bütün duygularımı alt üst ediyor resmen daha fazla onunla aynı yerde durmak istemediğim için çıkmaya yöneldim kolumu tutarak hareket alanımı kısıtladı.
"Kaç yıl oldu nefesini hissetmedim kaç yıl oldu gözlerine bakmadım kaç yıl oldu sesini duyamadım yetmez mi?" Acı çekercesine konuştuğunda hızla gözlerine çevirdim bakışlarımı
"Gerçekten komik olma bir de acı çekiryormuş gibi konuşuyorsun ya daha çok sinirleneyim diye mi yapıyorsun?" Diye sorduğumda
"Komiklik mi kızım sana seni özledim diyorum sen bana ne diyorsun ya" dediğinde hızla kolumu çektim ve
"Ne o yeniden mi iddiaya girdiniz?" Dedim kollarımı göğsümde bağlayarak yiğit Ali'nin çenesi sinirden gerilmişti
"Bak gerçekten o gün sarhoştum kızım ben o günü hatırlamıyordum bile lan" dediğinde ben gerçekten uzak bir kahkaha attım ve
"Bu cümlenin sonu nasıl bitecek sarhoştum hatırlamıyorum seni çok seviyorum diye mi?" Dedim ve omzuna çarpıp çıktım mutfaktan terasta yemekler yenilmiş çay keyfi yapıyorduk tabi ne keyif ama dedemler amcamlar sohbet ediyorlardı gül yengem
"Eee alin damat adayı ne zaman göreceğiz senin yanında" diye sorduğunda ben yengeme dönüp
"Beni evlendirmeye pek meraklısın gülüm" dediğimde yengem kahkaha atıp
"Allah seni bildiği gibi yapsın deli kız yok ben ağzını arayayım dedim bizim yeğen senin fotoğrafını görmüş geçen Emirhan'ın sosyal medya hesabında sordu bana ben de sana diyeyim dedim" dediğinde
"Yengem senin o yeğenim dediğin çocuk Harun mu?" Diye sordum bu sefer Emirhan
"He lan nerden biliyorsun"
"Bir kaç defa yazdı numaramı da bulmuş bir yerden aradı numarası olmayınca açtım bir şeyler geveledi ağzında hemen kapattım" dediğimde yiğit Ali sinirden patlayacak dereceye gelmişti. Emirhan
"Oha lan biz arasak açmazsın sen de fenasın kızım ama Harun iyi çocuktur" dediğinde
"Ne iyiler gördük biz emir hepsi bizi salak yerine koydu"