20

6.1K 589 74
                                    

Soğuk hava üzerindeki kıyafetleri aşarak tenine ulaşırken titriyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Soğuk hava üzerindeki kıyafetleri aşarak tenine ulaşırken titriyordu. Biraz kafasını dağıtmak için motoru ile çıktığı yolculukta kendini Han Nehri kenarında bulmuştu. Düşüncelerinin içerisinde sürüklenirken dalgaların sesini, âşıkların birbirine karışan kahkahalarını, soğuk havada koşturan çocukların bağırışlarını duyuyordu. Bitkin hissediyordu. Yüreği beklemediği bir yorgunluğun altında eziliyordu.

Omzuna bırakılan ceket irkilmesine neden olurken başını geriye doğru çevirdi. Kim Taehyung kalın kahverengi kazağı, siyah renk kabanı ve onunla aynı renk pantolonu ile başında dikiliyordu. "Üşümüşsün ama burada oturmaktan da vazgeçmiyorsun." dedi Jungkook'a, ona gülümsüyordu. Jungkook bir insanın gülümsemesinin iyileştirici etkisi ile ilk kez karşılaşıyordu. "Biraz kafamı dağıtmak istemiştim fakat kafamı karıştıran kişi tarafından yakalandım." Jungkook hafif tebessüm ile konuştuğunda Taehyung güldü, hemen yanına oturdu ve dalgaların kıyıya vuruşunu izlemeye başladı.

Sessizlik ikisi arasına girerken Jungkook iç geçirdi. Yüreğindeki varlığı her geçen gün biraz daha büyüyen o kişi hemen yanındaydı fakat hiçbir şey yapamıyordu. Ona dokunmak, sarılmak, onun tarafından sevilmek istiyordu ama yapamıyor olmak boğazına düğüm atıyordu. "Konuşmak ister misin?" diye sordu Taehyung, ne demesi gerektiğini bilemediği bir konuşmaya başlamak istemiyordu. Başını iki yana sallayarak reddetti. "Tamam, benim konuşmamı ister misin?" Taehyung bu kez sorduğunda gözlerini dalgalardan ona çevirdi. Kim Taehyung'un kahverengi gözlerindeki o ışıklar kalbini ısıtıyordu.

"Kamp gecesi seni ilk kez gördüğümde sevimli olduğunu düşündüm. Jimin'i iyi hissettirme çabalaman, her şeyi yapmak için çabalaman, onun için yanında sıcak çikolata tozu getirmen hoştu. İyi yüreği olan bir çocuk diye düşündüm."

Taehyung onun hakkındaki ilk düşünceleri hakkında konuşmaya başladığında daha fazla gözlerine bakma cesareti bulamadı, bakışlarını yeniden dalgalara çevirdi. "Mesaj olarak bana sevgini söylediğinde inanmak istemedim. Benimle alay ettiğini bile düşünüyordum, bazen. Bir süre beklemek istedim. Düşünmek, seni tanımak, ciddi olup olmadığına emin olmak istiyordum." diye devam etti Taehyung, bir elini uzattı ve Jungkook'un rüzgârdan dağılan saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı. Jungkook onun dokunuşu ile içi titredi, eli uzatmak ve onun elini tutmak istedi.

Bakışları yeniden yanındaki bedeni buldu. "Bana olan bakışların, konuşma tarzın, düşüncelerin her geçen gün kendimi sorgulamama neden oluyordu. Sen kendinden emindin. Bir dergi testi ile çözmüştünüz, yine de oradaydı işte. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Tatlıydın işte, kalbimi anbean aldın, götürdün." Jungkook onun sözleriyle nefesinin kesildiğini hissediyordu. Güzelliği, konuşması, hislerini kabul edişi ve kalbinde oluşmaya başlamış kıpırtıların varlığı ile sarsılmıştı. "Dergi testi işin eğlencesiydi. Aslında Jimin sürekli olarak hislerimin aşk olarak bahsetmesinden bunalmıştım. Yeni motorlar hakkında bir yazı okuyordum ve dergide testi gördüm. Aslında Jimin'i aşık olmadığıma ikna etmeye çabalıyordum." diye itiraf etti Jungkook, anlatışına güldü.

hopeless romance' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin