/tamamlandı/
motosiklet yarışçısı Wang Yibo & tasarımcı Xiao Zhan
Müşteri ince ve uzundu. Giydiği deri dolgulu motosiklet ceketi üst gövdesine yapay bir hacim katmıştı ve bu da motosikletin her iki yanında yere sabitlediği ince bacaklarına keskin b...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*
Xiao Zhan ertesi gün kendisini almak için gönderilen arabayla Yibo'nun evine gitti. Gazetecilerden oluşan kalabalık hâlâ evin önündeydi ama önceki güne göre sayıları azalmış gibi görünüyordu. Kalabalığın arasından arabayla sağ salim geçti. Yibo'nun çoktan gittiğini düşünüyordu. Önceki gün ne kadar kızgın göründüğü göz önüne alındığında, muhtemelen gerekmedikçe orada olup Xiao Zhan'ı karşılamak istemezdi.
Bu yüzden, merdivenleri çıkarken Yibo kapıyı açınca çok şaşırdı.
Son basamağa adım atmak üzere olan sağ ayağı havada asılı kaldı ve Yibo'ya bakakaldı. Yibo ceketi de dahil tüm motosiklet kıyafetlerini giymişti ama ceketinin önü açıktı, henüz fermuarını çekmemişti. Kaşlarını çatmıyordu ki bu son iki günden sonra hoş bir değişiklikti. Ama eli kapı kolunda Xiao Zhan'a bakarken yüzünde okunması zor bir ifade vardı.
"Günaydın" dedi Xiao Zhan, sonunda sahanlığa çıkıp Yibo'yla yüz yüze geldi.
Onu görmek güzeldi. Tanıştıklarından beri Xiao Zhan'la paylaştığı dost canlısı gülümsemeler ve muzip karşılamalar sonsuza dek yok olmuş gibi görünse de, yine de onu görmek çok güzeldi.
Yibo karşılık olarak çenesini hafifçe eğdi ve Xiao Zhan'ın içeri girebilmesi için bir adım geri çekildi. Xiao Zhan, yan döndü ve ona dokunmamaya dikkat ederek yanından o şekilde yan yan geçip içeri girdi. Bazı gazetecilerin garaj yolunun sonunda hala kamp kurduğunun bilincindeydi. Telefoto lensi olan meraklı bir fotoğrafçıya anlam çıkarabileceği bir fotoğraf daha çekme şansı vermek istemiyordu.
Yibo kapıyı arkalarından kapattı ve kilitledi. Ardından oturma odasına doğru ilerledi. Li Qian kahvaltı barındaki taburelerden birine oturmuş, kahvesini yudumluyordu. Yan tarafta dumanı hafifçe tüten bir fincan çay vardı ve Yibo onu Xiao Zhan'a doğru itekledi.
"Ah! Teşekkür ederim," dedi Xiao Zhan, bu jest onu şaşırtmıştı.
Yibo, demlikten kendi kupasına kahve doldurdu. Xiao Zhan'ın teşekkürüne omuz silkerek karşılık verdi. Sonra Li Qian'a doğru bir bakış attı. Anlaşılan adam Yibo'nun bakışlarını Xiao Zhan'dan çok daha iyi okuyabiliyordu. Kahve fincanını alarak ayağa kalktı ve iç merdivenlerden garaja indi.
