Kalopisa 不 BSD One-Shot

alman birası

Nazi Dazai - Sovyet Fyodor.

1917 kış ayı...

Saat 14:00, hava hafif karlı ve komünistler toplantıda.

Başındaki uşankayı düzeltti Dostoyevski. Dilini dudağındaki kan bezelerinde gezdirdi. Bir eli ise vodka bardağında cirit atıyordu.

"Naziler Alman Sovyet paktını ihlal ettiler. "

Sarı saçlı kadın derin bir nefes verdi ve karşısındaki adamın gözlerinin içerisine baktı.

"Dazai Osamu, kendilerini Nasyonel sosyalist partisi olarak tanıtan nazilerin başı."

"Kimseye acımıyor...
Avrupa'nın çoğunu "Yıldırım Savaşı" adını verdiği yeni bir taktik ile istila etti! Bu taktiği kullanarak, Polonya'yı, Danimarka'yı, Norveç'i, Belçika'yı, Hollanda'yı, Lütsemburg'u, Fransa'yı, Yugoslavya'yı ve hatta Yunanistanı işgal etti."

Sözü Atsushi adındaki asker devralarak devam ettirdi.

"Bialistok ta 500.000, Smolensk'te 300.000 ve Kiev'de 700.000 asker var efendim.. halk çaresiz ve asker sayımız hepsine yetmekte zorluk çekiyor."

"Ve en önemlisi ise, en tecrübeli asker grubu Moskova eteklerine doğru yaklaşık 1000 km ilerlediler efendim..."

Başındaki uşankayı çıkarttı Fyodor, sertçe avuçları içerisinde sıktı. Yüzündeki nefret ve kin oldukça belirgindi.

"Onlar Rusya'ya ayak bastığı anda kaybettiler."

Bir hışımla sandalyesinden kalktı Fyodor tam kapıya gidiyordu ki kapı bir asker tarafından açıldı.

"Onlar.. durmayacaklar."

Kapı eşiğinde yere yığıldı beyaz saçlı olan, bu Fyodorun en iyi ve en değerli askerlerinden Gogol Nikolai'di.

Herkes dehşetle göğüsünden vurulmuş askeri izliyorken Fyodor pek bir duygu belirtisi göstermeden beyaz saçlı gencin yanına eğildi.

Gencin açık gözlerini kapattı ve duymasını umarak son bir söz söyledi.

"Kanın yerde kalmayacak asker."

Derin bir nefes vererek ayağı kalktı ve masadaki askerlere baktı.

"Yosano, nazilerin arasına sızdırdığımız Tachihara'ya ulaşmaya çalış."

"Agatha, cephedeki asker sayısını ve hangi askerler olduğunu bana bildir."

"Atsushi destek için cepheye."

Ve küçük toplantı salonunu terk etti Dostoyevski.

15:00 Nazi Cephe üssü

İştahla önündeki bifteği yerken aralarına sızan haini bekliyordu Osamu.

Gin ve Hirotusu tarafından kızıl saçlı genç bir adam getirildi üsse.

"Söyle bana Tachihara..."

Kahveli adam masadaki biftekli bıçağı alarak keyif içerisinde yerinden kalktı... yüzündeki neşe mide bulandırıcıydı.

"Sağ mı sol mu?"

Kızıl saçlı yutkundu, korku ve umutsuzluğun ölçülemez ağırlı Tachihara'nın çarpık yüz hatlarında belirgindi.

"Ne diyorsunuz efendim?"

Kahvelinin mide bulandırıcı sırıtışı kayboldu bu sefer ciddi ve korkunç bir bakış aldı yerini.

"Sovyetler tarafından aramıza sızdırılan bir fare olduğunu biliyorum Tachihara."

"N-"

Acı bir çığlıkla çınladı savaş cephesi, dünya bir anda karardı kızıl için.