Nash'ten
Tuvaletten çıktıktan sonra masaya doğru ilerliyordum ki Dora'nın masada olmadığını fark ettim.Telefonum ve cüzdanım masanın üzerindeydi ama Dora etrafta görünmüyordu.Onun da tuvalete girmiş olabileceği aklıma geldiğinde beklemeye başladım.Ancak 15 dakika geçmesine rağmen hala masaya gelmemişti.Biraz daha beklemekten zarar gelmez diyerek telefonumu aldım ve WhatsApp'a girdim.Çocukların açmış olduğu sohbet grubumuza girerek konuşmalara bakmaya başladım.
Hayes:
Geçen sefer gittiğimiz eğlence parkına gitmeye ne dersiniz?
Matthew:
Fena olmaz aslında.Oranın dondurmaları gerçekten güzel.
Will:
Ben gelemem çocuklar Mia'nın ailesi ile tanışmaya gideceğim.
Cameron:
Benim için fark etmez siz plan yapıp bana mesaj atarsınız.
Julia <3:
Tanrı'm çok Haklısın geçen seferinin tadı hala dudaklarımda.
Matthew:
Julia teyzem senin cezalı olduğunu söyledi.Gelemeyeceksin sanırım.
Julia:
Kes sesini Matthew!
Matthew:
Bana Matthew demenden nefret ettiğimi kaç kez söyledim gerzek?Kim bilir ne bok yaptın yine ceza almak için.
*Saçma sapan konuşmalar arasında tek dikkatimi çeken şey Julia'nın adının yanında ki kalpti.Tanrı aşkına bu Sürtük ne ara telefonumu alıp adının yanına kalp koymuştu.Gerçekten beyni yalnızca böyle şeylere çalışıyordu.Zamanında ergenlik zamanlarımda ondan hoşlanma gibi bir hata yapmıştım.Ve ona yakın olmak için Dora ile çıkmıştım ama daha sonra Julia benden hoşlandığını söylediğinde Dorayı gerçekten sevdğimi anlamıştım.Ancak Dora çoktan öğrenmişti onunla neden çıkmaya başladığımı.O zamandan beri onu seviyordum ancak sürekli aramıza engeller giriyordu ve en büyük engel Julia ve benim yaşadığım şeydi.O kadar pişmandım ki.Onu geri istiyordum.Dorayı özlemiştim.Bana bakarken gözlerinin sevgiyle parlamasını tekrar o kadar isterdim ki.Ama o benden her gün daha çok uzaklaşıyordu.Yanıma gelen genç garsona baktım."Merhaba bayım.Sanırım kız arkadaşınızı bekliyorsunuz ama o yaklaşık yarım saat önce çıktı" Garsona teşekkür edip apar topar dışarı çıktım.Ne olmuştu da gitmişti acaba.Evlerine doğru koşarken az ileride dağılan kalabalığa doğru yürüdüm.Yerde bir miktar kan vardı ve kenarda konuşan yaşlı kadınlar vardı.Bir grup çocuğu durdurup ne olduğunu sordum."Bir kıza araba çarptı 20 dakika önce" aldığım yanıt ile bedenim kas katı kesildi.Ya Doraya bir şey olmuşsa.Olabilir miydi."Kı...kızı tarif edeb..bilir misin?" "Orta boylu zayıf bir kızdı.Hafif kıvırçık ve uzun saçları vardı.Üzerinde-" "Kırmızı bir elbise mi vardı" çocuk başını salladığında ayaklarım görevini yerine getiremeyerek bedenimi kaldırıma yığdı.Defalarca Dora ve Hayes'ı aradım ancak ikisi de açmıyordu."Dostum iyi misin" başımı salladım.En iyisi hastaneye gitmek ve aslında kaa yapanın o olmadığını öğrenmekti.Odikkatli bir kızdı.Başına bir şey gelmezdi."Hangi hastahaneye gittiler" çocuğun tarif ettiği hastahaneye ulaştığımda koşarak danışmadan odasını öğrendim.Yoğun bakımın önünde bekleyen Doranın babası,Hayes ve bizim yaşlarımızda bir çocuk duruyordu.Çocuk bay Richardson ile konuşurken uzaktan onları dinledim."Demek kızımın erkek arkadaşısın" çocuk sevimli ve utangaç bir şekilde gülümsedi."Aslında biz yalnızca arkadaşız efendim" Bay Richardson'ın cevabını dinlemeden yanlarına yürüdüm.Hayes beni görünce kalkıp sarıldı.Gözleri kızarmıştı.Uzun bir süre sonra doktor yanımıza geldiğinde oldukça gergindim."Bayan Richardson'ın yakınları?" "Biziz" "Bayan Collins'in durumu düşündüğümüzden de ağır bay Collins.Kızınız bir çeşit bitkisel hatta.Bir daha uyanma olasılığı gerçekten düşük.Şu an duruma bakarsak..bunu söylemek gerçekten zor ama uyanması zor görünüyor.Uyansa bile organları ciddi hasar almış ve bazı uvuzlarını kullanamayabilir."Sesler uğuldarken göz yaşlarım çoktan akmaya başlamıştı.Aşık olduğum kız belki de asla uyanmayacaktı.Ben onsuz bir hayatta olmak istemiyordum.Onu seviyordum.Ve şimdiden özlemiştim.
*<*<*<*<*<*<*<*<*<*<*<*<*<*<*<*<*<*
*Fazla mı klişe?
