four/edited

736 57 0
                                    

Eski verandaya sırt üstü yatmış olanları düşünüyordum.Neden bende sıradan mutlu kızlardan olamıyordum.Tek istediğim mutlu olmaktı,sevdiklerimin beni sevmesi ama olmuyordu bir yerden patlak veriyordu işte.Kulaklığım her zaman ki gibi kulağımda takılıydı.Müzik listemi karıştırırken bir şarkı dikkatimi çekmişti.Bir ara Hayes ile oldukça fazla dinlediğimiz şarkıya bakıp gülümsemeye çalıştım.Eskisi gibi onunla dertleşebilmek istiyordum.Beni kollarıyla sarmasını.Sonra Nash'in bize fazla yakın olduğumuz için kızmasını.Ama bir önemi yoktu.Her şey değişmişti artık."Aman Tanrım" kulaklığım kulağımdan çekildi ve iğrenç bir ses duydum."Aldora bu sen misin" "Ah Carrie evet evet benim" Carrie benim aptal eski sınıf arkadaşımdı.Ayağa kalktığımda bana sarıldı ve şöyle bir süzdü"Tam bir afet gibisin şekerim" yalandan bir gülümsemeyle karşılık verdiğimde telefonuna bakarak daha da artak gülümsemesiyle bana baktı."İnanmayacaksın ama bizde tam Julia ile alışverişe çıkacaktım" gözlerimi devirerek yüzüne baktım"Ah sanırım sen olanları bilmiyordun.Biz...artık görüşmüyoruz" "Pekala" diye mırıldandı."Sorun değil gitmeden önce mutlaka bir şeyler yapalım." eski evimizin Verandasından inip Nashlerin evine doğru yürümeye başladım"Ben akşam sana mesaj atarım" arkamdan bağıran aptal arkadaşıma dönmeden tekrar kulaklığımı taktım ve ara sokaklardan birine girdim.Önceden tatillerde evde kalıp Hayes ile gizli yer bulmaca oynardık.Adımlarımı yavaşlatıp hem şarkıyı mırıldanıp hemde geçtiğim yolları inceliyordum.Nashlerin evine geldiğimde zili çalıp beklemeye başladım.Kapıyı açan Hayes aceleyle beni kollarıyla sarınca bende ona sarıldım.Annem koşarak geldi ve oda bana sarıldı."Üzgünüm hayatım sana önceden söylemeliydim" soğuk bir ifadeyle anneme baktım"Sorun değil nasıl olsa siz taşınacaksınız benim için değişen bir şey olmayacak" annem ve Hayesın arasından geçerek misafir odasına çıktım.

***********************

Flasback

Okulun ikinci günüde maalesef pek iyi geçmiyordu.Öğle tenefüsü için zil çaldığında herkes kalkarak kapıya yöneldi.Bense yavaşca çantamı topluyordum.Hayes arka sıradan kalktı ve yanıma geldi"Merhaba Dora" utangaç bir gülümsemeyle ona baktım"Merhaba Hayes" "Öğle yemeyini yalnız yiyecek gibi duruyosun bugün bende yalnızım beraber yemek ister misin?" başımı salladığımda tek kolunun altına sıkıştırdığı kitaplarını bana verdi ve"Şimdilik çantanda dursa sorun olur mu?"diye sordu başımı salladım."Pekala hadi gidelim o zaman" kolunu omzuma attığında yürümeye başladık.Onunla parkta tanıştığımızdan beri gizlice görüşüyorduk öyle ki onun annesinin adını bile bilmiyordum ama yakın arkadaştık.Yaz tatilinde saçma gizli yerler bulup orada saatlerce zaman geçiririrdik.Kafeteryaya girdik ve boş bir yer aradık.Sonunda cam kenarında ki 4 kişilik küçük masayı fark ettim ve Hayes'ın elini kavrayıp o tarafa çekiştirdim.Masaya geldiğimizde utanarak elimi çektim."Üzgünüm ben.. şey yer bulunca" "Önemli değil"dedi Hayes gülümseyerek.Masaya yerleştik ve çantamdan çıkardığım kurabiye ve patates püresini yemeye başladım.Hayes ile  neredeyse 1 yıldır konuşmamıza rağmen hala azda olsa ondan çekiniyordum."Derslerin nasıl" diye sordu Hayes elinde ki tostundan bir ısırık daha alarak"İyi" dedim bende"Aslında bakarsan benim için bile fazla iyi" bu lafıma kıkırdadı"Ah saçmala Dora sen yeterince başarılı bir kızsın" bacak başımı salladım."Alsında bakarsan annem Matematikten özel ders almamı bile düşünüyor.Matematik konusunda en az insan ilişkilerinde olduğum kadar yeteksizim" Hayes göz çevresinin kırışmasını sağlayacak bir şekilde sırıttı."İstersen Matematik dersleri için Nash ile konuşabilirim" aslında bu iyi olabilirdi.Yani kim yakışıklı birinden özel ders almak istemezdi ki."Pekala"dedim gülümsemeye çalışarak.Hayes hala gülümserken ben tereddüt içindeydim.Sonuçta belki bana ders vermek istemeyecekti ve ben rezil olduğumla kalacaktım.Elimde ki kurabiyenin hepsini ağzıma atarak suyumdan büyük bir yudum aldım.Umarım rezil olmazdım.

*************************

Hala misafir odasında bana verilen yatağa uzanmış tavana bakıyor ve düşünüyordum.Neden kötü şeyler benim başıma geliyordu ki.Telefonumu elime alarak babamı aradım.Şu an saat farkını önemseyemeyecek kadar öfkeliydim.Bir kaç çalışta babamın uykulu sesi kulaklarıma ulaştı"Merhaba birtanem" "Merhaba baba ne yapıyorsun" babam kıkırdamaya benzeyen bir ses çıkardı"Aslında bakarsan sen aramadan önce uyuyordum hayatım" "Ah"diye mırldandım"Üzgünüm ama seninle çok önemli bir konuda konuşmalıydım" "Seni dinliyorum" derin bir nefes aldım."Baba annem tekrar KC taşınacağımızı söyledi ve sen bu konuda ne hissettiğimi anlayabilecek tek kişisin.Bende düşündüm ki belki eğer istersen seninle kalabilirim" sustum ve babamın bir cevap vermesini bekledim."Tabiki de"dedi babam"Bu konuyu annenle konuşurum ve sana haber veririm.Merak etme bebeğim senin tekrar kırılmana izin vermeyeceğim."Teşekkür ederim baba" telefonu kapatıp derin bir nefes aldım.Artık daha rahat hissediyordum.Başımı yastığa koydum ve gözlerimi kapattım.Buraya tekrar taşınmak istemiyordum, tekrar kırılmak istemiyordum, nefret ettiğim insanlarla her gün konuşmak zorunda kalmak istemiyordum, Ve en önemlisi korkuyordum.Korkuyordum çünkü Nash'e tekrar aşık olmak istemiyordum.Ama biliyordum ki buraya taşınırsak ben onu affedecektim ve o yine beni yüz üstü bırakacaktı.

Meridian// GrierHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin