1| ödünç verilen saç tokası

680 42 20
                                    

San evinin kapısını kitledi. Kulaklığını kulağına takıp sevdiği sakin bir şarkıyı çalmaya başladı ve dış kapıyı açıp dışarı çıktı. Hala kararmamış hava, güneşin gökyüzünden çekilmeye başlaması ile kırmızılaşmış, ancak sıcağını hissettirmeye devam ediyordu. Tişörtünün üstündeki kot ceket, onu fazlasıyla terletiyordu ancak çıkarmak için de çok üşeniyordu. Sıcaklamayı tercih etti ve çok sevdiği ramen dükkanına yavaşça yürümeye başladı.

Yürürken bir yandan da günün kalan kısmını planlıyordu. Sabahtan beri dersteydi ve çok yorulmuştu. Ancak eve döndüğünde açması gereken bir oyun yayını vardı. Düzenlemesi ve yüklemesi gereken iki video ve üstünde çalışılması gereken bir psikoloji sunumu da vardı. Kafasını geriye atıp derin bir iç çekti. Parmaklarını birkaç gün önce boyattığı sarı saçlarına attı ve tutamları geri çekti.

İlk defa saçları bu kadar uzundu. İlk kez gözlerinin önüne düşecek kadar geliyordu. Bu his hem rahatsız edici, hem de mutlu ediciydi San için. Kendisine birkaç toka almalıydı.

Sonunda varmıştı en sevdiği restorana. Küçük ve özellikle Japon mimarisine göre yapılmış o samimi öğrenci dostu ramen dükkanı. San'ın evi gibi hissedebildiği sayılı yerlerden birisiydi.
Yemek yapmayı başaramıyordu. Ama en sevdiği şeylerden birisiydi yemek yemek. Dükkanın sahibi teyze son derece tatlı, el lezzeti olan bir kadındı. Yaptığı her yemek, San'a evdeymiş gibi hissettiriyordu. Kendisinin askine, onun yaptığı yemekler annesinin yemeklerine benzeyebiliyordu.

Dükkana girdi, kapıdaki zil çaldı. Teyze mutfaktan koşar adımlarla çıktı.

"Aigoo bugün gelmeyeceksin sandım !" dedi tatlı tatlı.

San gülümsedi. "Sadece haftasonları gelmiyorum, bilirsiniz." dedi ve elini ensesine attı.

"Her zamanki, değil mi canım ?"

San başını salladı ve teşekkür etmek için eğilerek selam verdi. Parasını ödedikten sonra kadın hızlıca mutfağına gitti. San'ın büyükannesine çok benziyordu. Buradaki her detay, San'ı gerçek evinde gibi hissettiriyordu.

Kapının çalan zilini duyan San kapıya baktı kulağına kulaklıklarını geçirmeden önce.
Farklı saçlarıyla dikkatini çeken onun yaşlarındaki oğlan girdi dükkana. Mutfaktan kafasını uzatan teyzeye gülümsedi ve yürümeye başladı.

San ise önüne dönüp iki gün önce açtığı yayınının  kesitlerine bakıyordu. Videoya koyabileceği yerlerini not alıyor, eve daha az iş bırakmayı planlıyordu.

Aradan geçen on beş dakika sonra San çalan zil ile yemeğini almaya gitti. Orada bekleyen teyzeye içten bir teşekkür etti ve önündeki işine geri döndü. Hatta o kadar işine odaklanmıştı ki yaklaşık beş dakika boyunca yemeğine başlamamıştı. Fark edip yemeğe döndüğünde ise önüne düşen saçlardan ötürü yiyememeye başlamıştı. Normalde kulaküstü kulaklıkla gezdiğinden onun ile saçlarını geriye atardı böylece onu fazla rahatsız etmezdi.

Şu an o kulaklık yanında değildi ve saçlarından ötürü yiyemiyordu. İlk kez bu kadar uzayan saçları onu çok rahatsız ediyordu. O an bir makas bulup tüm gelen tutamları kesmek istiyordu. Tek eli ile saçını tutup diğer eli ile yemeye başlayacaktı ki birden önüne siyah, sıradan bir siyah saç tokası bırakıldı, aslında öyle fırlatılmıştı ki yemeğine farklı bir lezzet katacaktı, San tokanın geldiği tarafa döndü.

"Yarım saattir bir yemeği yiyemedin, buz gibi oldu !" diye söylendi baktığı çocuk.

Saçları San'ınkinden biraz daha uzun dipleri sarı, üstleri siyahtı. Siyah oversize tişörtünün ve bol gri eşofmanının üstüne önlük geçirmişti. Bu dükkanda haftanın dört beş günü yemek yerdi ancak bu çocuğu hiç fark etmemişti.

"Saçını toplamayı da mı bilmiyorsun, alo ?"
Çocuk elini sallamıştı San'ın dikkatini çekmek için. San dalgınlığı geçtikten sonra tokayı usulca alıp saçlarının üst kısmından ufak bir kuyruk yapmaya çalıştı. Ancak bu saçını düğüm yapması ile sonlanmıştı. Hayatında ilk defa saçını uzattığından, nasıl toplanır onu da bilmiyordu.

Çocuk sinirli bir nefes verdi ve tokayı birden çekti. Bu San'ın ağzından ufak, acı bir inleme çıkartmıştı. İsmini bilmediği çocuk düzgünce San'ın saçını topladı.

San onun yüzüne bakmak için bir kez daha döndü arkasına. Tam teşekkür etmek üzereyken dükkanın arka kısmından bir ses geldi.

"Wooyo, nerde kaldı kaseler !"

Çocuk hiçbir şey demeden diğer masalardaki boş kaseleri kaptı. Hızlıca mutfağa doğru ilerledi. San ise önüne dönüp neredeyse buz gibi olmuş yemeğini yedi.

Yemeğini bitirdikten sonra teşekkür edebilmek için çocuğu görmeye çalıştı ancak yarım saat boyunca hiç ortalıkta gözükmemişti. Artık acele etmesi gerekiyordu. Telefonuna sunumu hazırladığı arkadaşından spam mesajlar yağıyordu. Hızlıca yemek için teşekkür edip dükkandan çıktı. Buranın müdavimiydi zaten, her türlü "Wooyo'yu" görüp teşekkür edebilirdi.
Çocuğun sinirli hali geldi aklına. Yorgun bir gülümseme ile kapıya yöneldi. Üzerinde çalışması gereken ağır bir sunum, editlemesi gereken bir videosu vardı.

Wooyoung büyükannesine kaseleri verdikten sonra yıkamaya başlayan büyükannesini izledi.

"Bundan sonra müşteri gelirse yemeğini sen yaparsın canım."

Wooyoung başını sallayıp onayladı.

"İçerdeki çocuğa sinir oldum. Yemek geldi on beş dakika boyunca yemedi asla buz gibi oldu."

"Çocuğun çok yoğun bir hayatı var sanırım.. haftanın beş günü hep burdan yemek yiyor, her seferinde de bir işle uğraşıyor. Öğrenci ama ne ile uğraşıyor bu kadar bilmiyorum." diye yanıtladı büyükannesi. Wooyoung büyükannesinin yanına geçip bulaşıklara yardım etmeye başladı.

İçeriden "Yemek için teşekkür ederim !" diye bir ses duyduktan sonra Wooyoung hızlıca elini kurulayıp mutfaktan çıktı.

"Tokam..."

Büyükannesi arkadan seslenmişti.

"Noldu Wooyo ?"

Wooyoung dışarıya çıkıp çocuğa yetişmeyi düşünüyordu ancak arada kalmıştı.

"Saçları gözüne giriyor diye tokamı vermiştim o müşteriye ama geri vermeden gitti.."

"Abinin tokası mı ?"

"Evet."

Wooyoung derin bir nefes verdi.

"O sürekli geliyor buraya dediğim gibi. Merak etme sen yoksan ben alırım."

Wooyoung başını sallayarak onayladı. Büyükannesi büyük ihtimalle unutacaktı ancak her türlü tokasını alabilirdi. Ertesi gün uygulaması sınavından önce de dükkana gelip bekleyebilirdi. Mutfağa geri dönüp büyükannesine yardım etmeye geri döndü.

-

Selam

Dört yıl sonra fic yazmaya dönen ben 🧍‍♀️

Woosan'a beni geri getirdikleri için teşekkürlerimi sunuyorum öncelikle.

Bu fic için gerçekten çokkkk heyecanlıyım. İlk iki bölüm biraz kısa ve giriş gibi olacak ama sonrasında tatlış tatlış bir kurgu bizi bekliyor.

Desteğiniz için şimdiden çok teşekkür ederim 🩷

hair tie | woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin