ciğerimi deliveren aşkı görün, 1

622 60 79
                                    

Sakin bir mahalle sabahıydı.

Sakin diye belirtmek istiyorum çünkü bu mahallenin sakin olduğu çok görülmezdi. Gençleri sayesinde kavga gürültüden eksik değildi. Özellikle bir ikili vardı ki, onlar yüzünden mahalle ikiye ayrılmıştı. Aralarındaki husumetin nedeni belliydi. Biri, diğerinin kardeşine aşıktı. Sorun ne burda; gençler birbirini sevmiş, yaşları da evlenmeye yakın, diğerinin derdi ne de bunu sorun etmiş diyor olabilirsiniz ama işte sorun tam da burda baslıyordu.

Kim Seokjin...

Sorunların en büyüğüydü. Kardeşi Rose için bu dünyayı yakardı. Onun için adam bile öldürür, hatta biri laf etti diye tüm kemiklerini kırmıştı... Evet evet gerçekten kırmıştı. Adam iki ay hastanede kalmıştı. Lakin sevdiği adama, onay vermeme konusunda oldukça kararlıydı. Deli bir inadı vardı.

Elbette vardı her delinin huyuna giden birileri. Neyse orası şimdilik pek mümkün değildi. Adamın sınırından geçmeyi bırak, sinirinden yaklaşılmıyordu.

Kim Namjoon...

Mahallenin güzeline abayı fena yakmıştı. Rose için abisi dünyaları yakar, adam öldürür demiştim ya, Namjoon sanırım gerçekten onun için bu hayatta yapılmayacak ne varsa yapardı. Ama onun da en büyük sorunu, Seokjin ile düşman olmaktı. Yani düşmandan ziyade, lisede olan saçma sapan kavgalardan ortaya çıkan bir anlaşmazlık vardı.

Şimdi ikisi de mahallenin ortasında birbirine öldürecek gibi bakarken, Seokjin derin bir nefes aldı. Hem bu adamın kardeşiyle aynı mağazada çalışıyor, hem de yetmiyor burda yüzünü görüyordu. Taehyung'dan nefret etmezdi ama abisiyle arasındaki olaylara karışması canını sıkıyordu.

"Koskoca kıza dışarı çıkmama cezası vermek doğru bir karar mı?"

Namjoon'un sert sesi Seokjin'in canını sıkıyordu. "Kardeşim değil mi? Sana hesap mı vereceğim?" Namjoon derin bir nefes alıp, gözlerini yukarda pencereden kendisine bakan kıza çevirdi. Gerçekten bu kadar güzel olması, ona hiç mantıklı gelmiyordu.

"Önüne bak önüne, yoksa kafanı o cama sokacağım." Namjoon sinirle söylediklerine koca bir kahkaha patlattı. "Aynen yaparsın." Seokjin alayla gülerken tam bir adım atacağı sırada ikisinin ortasına giren Taehyung ile öylece kaldı. Ortamın kokusu bile değişmişti.

"Kaç yaşına geldiniz hala aynısınız. Ben sizden bıktım." Namjoon kardeşinin saçlarına ellerini atıp karıştırdı. "İşe mi gidiyorsun?" Taehyung derin bir nefes alıp, Seokjin'in bileğinden tuttu. "Evet ve bu adam da benimle geliyor. Kapanış değil misin sen?" Seokjin, Namjoon'dan gözlerini çekip Taehyung'a baktı.

"Evet," dedikten sonra elinden bileğini sertçe çekti. "Bu abin kardeşime yanaşmasın diye kapıda nöbet tutuyordum." Taehyung sabır çekercesine yürümeye başladı. Bu iki adama asla akıl sır edemiyordu. Gerçekten kafayı yememek için, işe girmişti. Oraya da Seokjin gelmişti.

Asla normal ve sakin bir hayatı yoktu.

Bu gidişle olacak gibi de değildi.

Taehyung önden yürürken, Seokjin arkasından geliyordu. Bu çocukla konuşacak bir şeyi hiç olmamıştı. Daha doğrusu olmaması için kendini fazlasıyla tenkil ediyordu. Yoksa Namjoon ile arasında oluşacak daha başka sorunlar çıkacaktı. Seokjin bu yüzden çoğu olayın üzerini örtüyordu.

"Abinle aramda olan sorunlara karışma." Taehyung arkasından gelen sert sesi duyduğunda durdu. Mağazanın önüne gelmişlerdi. "Pardon ama abim sadece kardeşini seviyor. Hem de sandığından daha çok. Sen neden izin vermiyorsun?" Seokjin sigarasından derin bir nefes alıp, yere atıp ezdi ayağıyla.

Kolundaki saate gözleri kaydığında, Taehyung'a doğru yaklaştı. Bu çocuğun gözleri, her yaş aldığında daha da güzelleşiyordu. Gerçi Seokjin için Taehyung oldukça güzeldi. Güzeldi güzel olmasına rağmen ama Seokjin için ölüm de demekti. Bu çocuğun ateşine düşerse, sonu ölümdü.

"İlerde anlarsın. Hatta anlarsan, benimle aynı duyguları paylaşırsan, sen de karşı olacaksın inan bana."

Taehyung kaşlarını çatarak dediklerini anlamaya çalışırken, Seokjin kartı basıp içeri girmişti bile.

Bu mağazada ilerleyen günlerde, ikisi için daha da çekilmez bir hal alacak gibiydi.

-

Bir satış danışmanı olarak böyle bir kurgu yazmasam olmazdı. Tabii çok derine inmeyeceğim (yoksa aklınızı kaybedebilirsiniz, mağaza pişmanlıktır arkadaşlar inanın bana. 🥹)

Herkese yeniden selamlar...

Tahta kuruları ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin