Bölüm 1: YİNE Mİ!?

19 2 1
                                    

-- YETER ARTIK, BUNA DAYANAMIYORUM!

Gözlerinden çok korkunç şeyler yaşadığı açıkça belli olan ve kalbi hızla atmakta olan bir adam Kolundaki saate bakarak söyler:

-- PEŞİMİ BIRAK ARTIK! DAYANAMIYORUM BUNA!

Korkmuş olan adam kolunu masanın üzerine koyar ve Gözleri dönmüş bir şekilde saate bakar. Ardından hızla kafasını çalışma masasının yanında duran alet çantasına çevirir. Sanki her an ölebilecekmiş gibi bir acele ile alet çantasına sol elini sokar. Ağır bir İngiliz anahtarını çıkartıp umarsızca sağ elinde duran saate vurmaya çalışır. Ne zaman anahtar saate değecek olsa kolu her seferinde kontrol ediliyormuşçasına durur. Tekrar ve tekrar dener. En sonunda anahtarı masanın üzerine sertçe vurarak bırakır ve saati eliyle sökmeye çalışır. Bunu her ne kadar daha önce denemiş olsa da çaresizlik her zamanki gibi aklın önüne geçer. Saati çıkartmayı asla başaramayacağını düşünmeye başlar ve iki elini de sertçe masaya vurur. öyle bir vurur ki masanın altı yüksek bir gürültü ile çöker. Gözünden gelmekte olan yaşlar ve ağlamaklı bir ses tonu ile:

-- Ben- ben bundan nasıl kurtulacam. Sanki hiçbir yolu yok gibi. Sanki- sanki ölümüme kadar eziyet çekmek ile lanetlenmişim gibi. İntihar etmek istesem engelleniyorum, öldürülmek istesem öldürülemiyorum, kurtulmak istesem (hıçkırarak) kurtulamıyorum.

Bir süre umutsuzca yere doğru bakmakta olan adam düşünceler içerisinde gözlerini kapatır. Ağlarken bir anda kolunun hafiflediğini hissetmesiyle gözlerini hızla açar. Sağ elindeki saatin alt kısmında küçük bir boşluk oluştuğunu fark eder, bunun bir fırsat olduğunu görür görmez anlar ve hızla demir kesme makinesine koşar çalıştırır ve kolunun kopması ihtimalini aklının ucundan bile geçirmeden saatin kordonunu makinenin dönen bıçaklarına yapıştırır. Saatin kordonu her ne kadar deri gibi görünse bile makinenin bıçaklarına değmesiyle etraf kıvılcımlar içerisinde kalır. Bir süre kıvılcımlar odayı doldurduktan sonra saatin kordonundan çatırtılar gelmeye başlar:

-- HADİ HADİ! ÇOK AZ KALDI BİRAZ DAHA DAYAN!

Adamın saati makineye daha da sert bastırmasıyla makinenin bıçağı kopar ve duvardan duvara çarparak yere düşer. Bununda etkisiyle adam kendisini yere atar ve elleriyle başını tutar. Makinenin kırılmış bıçağının dönmesini izlerken aynanda da sağ kolundaki saate bakar:

-- Nerdeyse kopmuş olmuş!

Saatin kordonunda birçok çiziğin yanı sıra neredeyse kopmak üzereymiş gibi görünen yarısı kesilmiş ve ipler fışkırıyormuş gibi ortaya çıkmış kesik bir bölüm oluşmuştur:

-- Saat kendini tekrar onarmadan önce onu koparmalıyım.

Çalışma masasının kenarında hazır bir şekilde bekleyen kaynak makinesini eline alır ve kordonun yırtılmak üzere olan kısmına tutarak tetiği çeker:

-- Normalde kaynak asla işe yaramaz ama şuanda bir şekilde koruması çökmüş gibi görünüyor o halde şimdi belki işe yarayabilir. 

Adam kaynak makinesini çalıştırmak için o kadar heyecanlı davranmıştır ki koruyucu gözlüğü takmayı bile unutur. Bir süre kaynak yapmanın ardından kırılma sesiyle bir anda kolu boşalır ve yüksek bir çarpma sesi gelir. Demir kesme makinesi ile kaynak makinesini kolunda kullanmasına rağmen adamın kolunda tek bir çizik bile yoktur. yerdeki ters dönmüş olan saate bakar ve:

-- kurtuldum. Kurtuldum (nefes nefese heyecan ile) KURTULDUM! SONUNDA BU EZİYETTEN KURTULDUM!

Hiçbir saniye kaybetmemesi gereken adam hızla çalışma masasına yönelir ve tekrar İngiliz anahtarını alır. İngiliz anahtarını iki eliyle birden tutar ve tüm gücünü kollarına vererek derin bir nefes alır. Ardından bağırarak tüm hızıyla defalarca kez saate vurur. Anahtarın saate çarpmasını ve bunun etkisiyle saatin zıplayıp tekrar düşmesini her gördüğünde vurmak için daha çok motive olur. Her vuruşunda daha bir çok neşesi yerine gelir. En sonunda tatmin olduğunu hissedince kenardaki sopayla saate vurur. Bunun etkisiyle saat duvara çarpıp odanın kenarına düşer:

KarmaşaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin