Fans

71 7 1
                                    

Gözüme vuran güneş ışığıyla uyandım. Boynum çok ağrıyordu. Çünkü dün geceden beri başım Andrew'ın omzundaydı. Kafamı kaldırdığımda Andrew'ın uyuduğunu gördüm. Çok tatlıydı. Onu uyandırmamak için hareket etmedim. Bir süre başım Andrew'ın omzundayken denizi izledim.

Andrew kıpırdamaya başlayınca uyuma taklidi yaptım. Yoksa beni böyle görürse yanlış anlayabilirdi. Sanırım uyanmamıştı. Emin olmak için biraz daha bekleyip en sonunda dayanamadım ve kafamı kaldırdım. Uyumuyordu, denizi izliyordu.

Benim hareket ettiğimi fark edince başını çevirdi. Çok yakındık. Gözlerimiz buluşunca yine mükemmel gülümsemesini yaptı ama uykulu olduğu için çok daha tatlıydı.

''Günaydın'' fısıldar şekilde demişti.

Ben de aynı şekilde karşılık verdim:

''Günaydın''

Kahkülümü dağıtıp gülüşünü arttırdı. Saçımın dağılmasına sinir oluyordum. Hemen dikleşip ters şekilde bakmaya başladım.

''Komik değil''

''Yüz ifadeni görüyor musun sen?''

Güneşliği açıp aynadan saçımı düzelttim. Andrew'a dönüp saçına dokunmak için elimi uzattım ama kolumu havada yakalayıp söze girdi:

''Asla Clara''

''Neden, sen benim saçımı dağıtıyorsun ama?''

''Çünkü ben Andrew'ım''

Egolu bir şekilde söylemişti. Ben de ters ters bakmayı tercih ettim.

''Tamam tamam. Öyle bakma bana.''

Cevap verecekken telefonum çaldı. Arayan Rose'du. Ciddileşip telefonu açtım.

''Alo Clara. Neredeysen hemen atölyeye gelmelisin.''

''Sana da günaydın Rose. Ayrıca provamız yarın Rose unuttun mu''

''Ben de biliyorum yarın olduğunu ama ajansdan haber geldi. Gösteriyi 1 ay erkene almışlar. Yani bunun ne demek olduğunu biliyorsun dimi?''

''Gelecek ay''

''Aynen öyle. İşte bu yüzden provaları sıklaştırmalıyız. Şimdi... Geliyor musun bakalım?''

''Başka seçeneğim yok gibi''

''Atölyede görüşürüz o zaman. Ben diğer oyunculara haber veririm.''

''Görüşürüz.''

Telefonu kapatıp denize bakmaya başladım. Andrew da meraklı gözlerle bana bakıyordu.

''Ne oldu Clara ?''

Yüzümü ona dönüp cevap verdim.

''Gösteri 1 ay geri alınmış.''

''Ciddi misin sen?''

''Maalesef evet ve şimdi provaya gitmeliyiz''

''Tamam...Rahat ol tamam mı! Halledeceğiz güven bana''

Elimi tutup güven verici bakış attı. Sulu gözlerim tebessüme dönmüştü.

''Sana güveniyorum Andey''

''Güzel''

Elimi bırakıp arabayı çalıştırdı ve tekrar bana baktı. Ben anlamaz şekilde bakınca söze girdi.

''Radyo açmayacak mısın?''

''Hiç havamda değilim''

''Sen açmazsan ben açarım''

Theatre (with Andrew Garfield)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin