Hayatına biraz mavi kat...

30 3 0
                                    

Eve geldiğimde annem masayı hazırlamıştı, hava açmıştı ama rüzgar hafifçe dolanıyordu.
- Tatlım neredeydin? Öyle bir anda çıkınca telaşlandım.
+ a-ah üzgünüm anne, dışarda harika bir sanatçı gördüm.
- Tam da senden beklediğim gibi.. Onunla tanıştın değil mi?
+ Evet ama anne o kadar şeydiki
- Ney?
+ İnanılmaz ama aslında gerçeğin ta kendisiymiş gibi.
- Seninle gurur duyuyorum.
+ Ha?
- Çok sayıda insanlar çok sayıda şey yaparlar, bu sorun değil fakat içlerinde kötü olma şansıda vardır, bu güveni sarsar. Sen hiç şüphelenmeden en doğru insanları buluyorsun tatlım, bu neden böyle biliyor musun? Çünkü sen kalbini dinliyorsun tabii yanılmıyorsam.
+ Sence öyle mi?
Annem elindeki tabakları bıraktı ve yanıma oturdu, gözlerimin içine bakıp iç çekti
- O adamın yanına neden gittin tatlım?
+ Islanıyordu ve yağmur çok şiddetliydi.
- Sokakta çok kişi ıslanıyor.
+ Ama o adam kaçmıyordu sadece o anı yaşıyor gibiydi ve ben onu görünce yardım etmek istedim.
- Oraya gitmek için hiç düşündün mü?
+ H-ayır sanırım. Gördüm gidiverdim işte.
Annem gülümsedi ve alnımdan öptü "Kalbini dinlemeye devam et, daima doğruyu bulacaksın tatlım."
Yemek yedikten sonra yatağa uzandım aklımdan çıkmayan birşey vardı, o adam bana nasıl ev adresini verecek kadar güvendi ki? Sanki bana bişeyler anlatmaya çalışır gibiydi. Yatağımdan kalktım elime bir iki fırça,üç tüp mavi tonları ve birde palet kaptışım gibi birşeyler karalamaya başlamıştım. İçimden geldi ne yapayım..!
Güneş doğarken uyandım, çalışma masasının önünde her yerim boyaya bulanmış bir biçimde uyuya kalmışım belli ki.
Uff pazartesi sonucu oluşan o mükemmel stres üzerimdeydi.Hızlıca giyindim, okul yolunu alınca önüme yine kikirdeyen bir iki kendini beğenmiş uyuz çıktı. Kety,Lindsey ve tabii ki Hailey. İki sarışın bir esmer, uzun boylu üç kız, bayağı da güzeller hani. Siz öyle çekici olduklarına bakmayın her şeye hile katar onlar, sinsi ve hainler, çok sevenleri var fakat benle uğraşmayı pek bir severler. Bu arada size bu üç cadıyı anlattım ama kendimi anlatmadım değil mi ?
Ben Elsa 17 yaşındayım ve tahmin ettiğiniz üzere resimle ilgileniyorum,1.72 boyundayım fotoğraf çekmeye de bayılırım,özellikle çektiklerimi çizmeye daha bir bayılırım. Kimileri benim için sarışın kimileri kumral diyor ama ben kumral diyenlere katılıyorum. Saçlarım belimin biraz daha üstünde aslında kısa saç severim fakat annem beni uzun saça yöneltcmeye çalışıyor bu yüzden sırf onun için uzatmaya devam ediyorum. Babamın iş yeri evimize bayağı uzak bu yüzden her gün gidip gelmek yerine oradaki küçük evimizde kalıyor. Haftada 3 gün tatili var bu yüzden o 3 gününü hep bize harcar yani anlayacağınız cuma, cumartesi ve pazar en rahat olduğum günler. Annem ve ben küçük bir kasabasında oldukça rahat bir evde yaşıyoruz. Bina 3 katlı, biz en üst katta teraslı dairedeyiz. Baştada bahsettiğim gibi odam evin teras katında çok şeker üçgen bir camı var ve gökyüzüne çok yakın, elimi uzatsam yetişecekmişim gibi. Bu yüzden gökyüzüyle iç içeyim. Biliyormusunuz orada çok farklı bir hayat var...
DEVAM EDECEK

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 24, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gökyüzü diyorum,ne kadar sonsuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin