BEĞENMEĞİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN.
İÇİMİZDEKİ KORKULAR CESARETİMİZİ ESİR ALMAKLA KALMAZ BİZİ OLMAKTAN KORKTUĞUMUZ BİR İNSANA DÖNÜŞTÜRÜR. SAKIN YÜZLEŞMEKTEN ÇEKİNMEYİN!
•••
Hafıza kimileri için bir lutufken, kimileri için bir ızdırap olur.
Çoğu zaman unuttuklarınız için kendinize kızarsınız, bazen de unutamadıklarımız için.
Unutmak çok güzel bir şey nazemde. Düşünsenize ya hiç bir anı unutmuyorsunuz. Acılarınızı, size gösterilen tarifsiz sevgiyi, hayal kırıklığını, pişmanlığı,korkuyu...
Beni anlıyorsunuz değil mi? Aslında unutmak bir direniş, yaşama karşı direnen herkes unutur, biz unutmayanlarız. Hayır... Unutamayanlar.
"Kendini nasıl hissediyorsun?" Dedim elime yeniden defteri alarak. Titremekten cevap veremiyordu. "Bana fiziksel mi, ruhsal mı daha çok acı çektiğini söyle!"
"Ca-ca-can-ı-ım ya-yan-ı-ıyor" benim de sorduğum o ya, salak!
"Hangisini daha baskın hissediyorum demiştin?" Bu ve bunun gibi pisliklere hiç acımam yoktu. (Gerçi benim kimseye acımam yoktu ya.)
Konuşmayacağını anlayınca ağzını kavradım ve ağzına zehiri boşalttım. Bu onun ölümü için değil sonrasında olacaklar içindi.
"H-hıgg ö-ööhgg" kıvranmay başlamıştı bile.
"Gebermeden önce tezimde bana yardımcı olacak mısın?" Ciddiydim bu konuda. Psikoloji de yaptığım doktora için seçtiğim konu buydu sonuçta.
"N-ne bi-bil-mek istiyor-sun?" Geriye çekildim ve kendimi koltuğa attım elime defteri ve kalemi aldım.
"En baskın duygun nedir şu anda?"
"Endişe." Kafamı kaldırdım ve ona baktım. Dışarıdan belli etmesem de şaşırmıştım, ne konuda endişeli olduğunu gerçekten merak ettim. Şu anda canı için bile endişe edemiyecek durumda olmalıydı oysa ki.
"Ne konuda endişelisin?"
"Ö-öl-dü-dük te-te-ten s-sonra beden-im," nefesi kesildi biraz öksürdükten sonra ciğerleri açıldı bu da konuşmasının düzelmesine neden oldu "Kimse, hiç kimse bedenimi bulamıyacak mı?"
İtiraf etmeliyim bu pislik beni şaşırtıyordu. Nasıl yani şu anda dert ettiği şey pis vücudunun yerinin bilinip bilinmemesi miydi? Kimse ona ağıt yakmıyacaktı ya da duğa da edilmiyecekti. Neden bulunmak istiyor peki?
"Sıradaki soru, şu anda benden yaşamak dışında istediğin son bir şey var mı?"
Yüzünde onca acıya rağmen o pis iğrenç sırıtış belirdi. Kanlı dişleri kararmış bakışları bile istiyeceği şeyin ne kadar kötü olduğunu haykırıyordu adeta.
"Seni s**mek istiyorum? Yapacak mısın?"
Aptal, işte bu tür pislikler bu kadar iğrenç düşünür ve bu onlar için zevktir. Düzeltilemez ve değiştirilemez.
"Hayır."
Net cevabım değil de sakin tavrım onu şaşırtmıştı. Onun benden istediği delirip saldırmamdı, ama ben buna gelmem.
"Son soru."
"Hemen bitti mi? Aaah daha yeni eğlenmeye başlamıştım."
Bu onun aptal tavrı değildi. Dakikalar önce ölmemek için yalvaran adam şu anda ölümü kabullenmiş ve delirmeye başlamıştı. Ölüm. İşte ölüm insanı böyle delirtiyor. Delirmek bile benim açımdan bir lütufken insanlar buna üzülüyor birde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINIRSIZ
Narrativa generaleBu kitap bol miktarda işkence, cinayet, kan ve yetişkin içerikli sahne içermektedir. rahatsız olacak olanlara duyurulur. *** Çocuklara bile acınmıyor bu sınırlarda. Biz kimiz ki acısınlar. *** Eskiden acınmak istemez acınmaktan nefret ederdim, şimd...