Sınıf grubuna sürekli şarkıyla giren sınıfın en depresifi ve atarlısı Han Jisung ve sınıfın en gıcık şakacı öğrencisi Lee Minho
Jisung;
aç kapıyı
gir içe|
Minho;
Bezirganbaşı
Sınıfa girdiğimde bir kaç kişi vardı.Sınıfın çoğu daha gelmemişti.
Jisung bugün erken gelmişti.Seungmin ile konuşuyordu.
Göz göze geldiğimizde gülümsedim.O da utangaç bir gülümseme sunup kafasını eğdi.Çok tatlı yiyeceğim şimdi.
Sırıtarak sırama geçtim.Kafamı sıraya koyup Jisung'u düşünmeye başladım.Her zaman ki gibi.
__
Son tenefüstü ve Jisung bütün gün benden kaçmıştı.Bu beni üzmekten çok sinirimi bozmuştu.
Pişman olacağın şeyi neden yaparsın ki.Ve bunu ikinci yapışı.
Koridorda karşılaşmıştık gene.Kafasını beni görür görmez eğdi ve yanımdan geçti.Ama bu sefer kaçamazdı.Kolundan tutup boş bir sınıfa soktum ikimizi.
Bileklerinden tutup duvar ile arama aldım.Hâlâ yüzüme bakmıyordu.
"Jisung.Hani pişman olmayacaktın!"
"Minho.."
"Jisung pişman olacağın şeyleri neden yapıyorsun?!"
"Pişman değilim.."
"Neden yüzüme bile bakmıyorsun o hâlde"
"Çok utanıyorum çünkü ya bakma bana öyle uf!"
"neyden utanıyorsun!?"
"Kendimden.Yüzsüz gibi pişman olduğumu söylediğimin ertesi günü tekrar aynı şeyi yaptım ama gram pişman değilim.."
"Beni seviyor musun?"
"İstiyorum ama.."
"Ama derken?"
"Minho benim eski sevgilime çok benziyorsun.Mimiklerin olsun yüzün olsun tıpa tıp aynı gibisiniz.Bilmiyorum korkuyorum istemsizce.Travma etkisi yarattı bende.Her hareketin onu anımsatıyor bu da beni sinir ediyor"
"O şerefsiz gibi biri olmayacağım Jisung"
"Kimse onun kadar şerefsiz olamaz zaten.."
"Yanağını öpebilir miyim?"
"Ne?"
"Yanağını.Öpebilir miyim?"
Jisung kafasını öpebilmem için yana çevirdi.Küçük kelebek bir öpücük kondurup geri çekildim.
Jisung'un yanakları kızarırken kıkırdadım.Ellerinj yanaklarını götürdü ve kafasını eğdi.
"Uffff Minho git!"
Diyerek beni itmiş ve koşarak sınıftan çıkmıştı.Arkasından gülerken ders zili çalmış ve bende sınıfa ilerlemiştim.
Sınıfa girdiğimde gördüğüm manzara ile kaşlarımı çattım.Mark Jisung'un yanına oturmuş beline sarılıyordu. Jisung'un yüzünde de rahatsız olduğu belli olan bir ifade vardı.
Önümden geçen başkan yardımcısı Soobin'in kolundan tuttum.
"Soobin şu Mark'ı kaldır ordan."
"Oo emret Minho komutan"
Soobin Mark'ın yanına ilerlerken peşinden gittim.
"Mark matematikci seni çağırıyor oğlum telefon baktığını görmüş galiba ağzına sıçamadan git bak en iyisi "
"ufff tamammmm." Diyerek kalkmış ve sınıftan çıkmıştı.Ders boştu zaten yaylana yaylana giderdi.
"Helal sabun"
"Ne demek ben gidiyom zibarcam Seung sen bakarsın sınıfa."
Rahatlamanın verdiği his ile yerime geçmiştim ben de.Kafamı sıraya koyup Jisung'u izledim.
Arada bana kaçamak bakışlar atıyordu.Net aşık
_
🐧💨🔥
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.