Gözüme çarpan güneş ışığıyla uyandım. Aynı yatakta uyuya kalmıştık gece o yorgunlukla kesintisiz uyumuştum.
Kafamı kaldırıp can'a bakınca onun çoktan uyandığını bana baktığını gördüm.
"Günaydın güzelim"
"Günaydın"
Kalkıp yatağa oturdu ona eşlik etmek için bende oturdum ve boynuna sarıldım. Parfümü boynuna boca etmesi gerekiyodu ki parfümü genizimi yakmıştı.
Yemek yiyip beni ağırladığı icin teşekkür ettim ve evden çıktım.
Telefonumu açtığımda furkandan gelen 37 çağrı 63 mesaj vardı.
-sana telefon vermemek lazım
telefonu açmıcaksan neden taşıyosun yanında???
03.43
-aç şu siktiğimin telefonunu
03.45-tamam biliyorum kırdım seni ama eve gel konuşalım.
03.46-melisa yarın sabah erkenden teyzeme gidicek orda kalmak istedi bir hafta yok.
03.46-yarın seni bu evde görücem
Bana emir vermelerinden sıkılmıştım dayanamıyıp konusmak için evlerine gittim. kapıyı çaldım sanki Sabahtan beri kapıda bekliyormuş gibi kapıyı hemen açtı.
"Geç şuraya" dedi
"Furkan abi ben senin hizmetkârın değilim"
"Derken?"
"Gitmiceksin Eylül, gidemezsin,bu çocukla konuşmayacaksın,bunu giyemezsin,otur,kalk."
Sesimi biraz yükselterek bağırdım.
"Ben senin sahipli malın mıyım abi"
"Geç şuraya konuşalım anlamında"
"Salak değilim anlıyorum. Ne anlatıcaksan anlat gidicem"
"Eylül ben..."
"Ben özür dilerim senden Eylül"
"Seni kıskandığımı sevdiğimi biliyosun"
"Bi sıcak bir soğuk yapicaksan kiskanma beni abi"
"Ben sadece emin degilim kendimden yani sen benim kardeşimin arkadaşısın"
"Bunuda benimle yatan kişi söylüyor "
Büyük bi kahkaha attım o ise pişman bakışlarıyla bana bakıyordu neredeyse ağlayacaktı
"Bana uzak durma lütfen"
"Bana diyene bak"
"Yavrum hatamın farkındayım ama lütfen küs kalmayalım yalvarırım sana"
"Ben gidiyorum ABİCİM"
Ayağa kalktım furkana son kez baktığımda acı çeker gibi bana bakıyordu gözleri dolmuştu ben gidiyorum dediğimde bile hiç bir şey dememişti.