The neighbor was knocking, yeah

12 2 0
                                    

"Aklınızda nasıl bir plan var Bay Lee?" diye sordu Bay Wilson sandalyesinde arkasına yaslanarak. Rahatlatmaya çalışmıştı bedenini karşısındaki ezici güç karşısında. Felix'in bedeninden yayılan aura öylesine güçlüydü ki insana diz çöktürürdü.

"Oldukça güzel ama biraz zor bir plan var," diye başladı Felix iki elini masanın üzerinde birleştirirken. Bakışlarını teker teker masadaki yüzlerde gezdirdi. "Üstelik sizin yardımınıza da çok ihtiyacım olacak."

Kendisine olan şüpheci bakışlarla kafasını hafifçe yana eğerek alaycı bir şekilde güldü. "Tabi ki yüklü bir meblağ karşılığında. Merak etmeyin."

Bay Wilson omuzlarını dikleştirirken hemen yanında oturan Bay Fredo söze girmişti.

"Size güvenebileceğimizi söyleyebilecek misiniz Bay Lee? Adamlarımız tabi ki bizi korumak için çalışacaklar ve gerekirse canlarını ortaya koyacaklar fakat olası bir durumda karşımızda durmayacağınızı nereden bileceğiz?"

Bu sorunun altında yatan anlam oldukça büyük ve iğneleyiciydi aslında. Herkes bunu anladığı için gerilirken Felix gram kıpırdamamıştı.

Bu soruyu alma nedeni elbette çoğunlukla operasyon sırasında işine gelecek şekilde davranması ve emirler vermesiydi. Bir şeyin doğru olduğunu düşünürse onu uygulamak için gözü düşmanı ve dostu ayırt etmezdi. Önünde ne engel varsa hepsini aşıp geçerdi ve arada bu yüzden dostluk ilişkilerinin bozulduğu olmuştu.

"İsterseniz anlaşma yapabiliriz." dedi Felix. Bu teklifi sunmasının tek nedeni şu an aynı masada oturduğu bu kişilerin Londra'nın en büyük mafyalarından olmalarıydı. Felix onlara bu imkanı sunmadan başarıyı elde edemeyeceğini biliyordu. Bazen de bu şekilde kendini kısıtlaması gerekiyordu istediği zaferler için.

Ama katlanabilirdi. Çünkü işin sonunda sevgilisinin son düşmanının kafasını ezmek vardı.

"Bu iyi bir fikir olabilir." dedi Bay Fredo kafasını yavaşça sallarken.

"O zaman dijital anlaşmalarımızı en geç yarın akşama kadar e-postalarınıza ulaştırmış olurum. Değiştirmek istediğiniz herhangi bir madde olursa, ki sanmıyorum, benimle iletişime geçersiniz. Uygun mu?"

Masanın etrafındaki diğer üç kafa Felix'in bu dedikleri üzerine onaylayıcı biçimde sallanırken Felix gülümsedi. "Planın detaylarından bahsetmeye başlıyorum öyleyse."

Anlaşmanın içeriğindeki para miktarı konuşulmaya gerek bile duyulmamıştı bu dört adam tarafından. Çünkü biliyorlardı ki Felix onlara istediklerinden de fazlasını teklif edecek ve bu parayı verirken asla zorlanmayacaktı.

"Lütfen," diyen Bay Hill eliyle hareket yapmıştı Felix'e söz verir gibi. Bunun üzerine Felix oturduğu yerde biraz daha dikleşti ve yanındaki tabletine dalmış küçük bedene bir bakış attıktan sonra konuşmaya başladı.

"Az önce de dediğim üzere, Kim Chul diye bir adamı bulmamız gerekiyor. Önünüzdeki dosyalarda tüm bilgileri mevcut fakat ben önemli gördüğüm yerleri tekrar edeceğim. Öncelikle, adam babamla çalışıyor. Yani tam olarak çalışıyor diyemeyiz fakat şirketini babama devretmiş ve şu an ortalarda yok. Şirketin başındayken yaptığı ortaklıklara bakarak gidebileceği birkaç ülkeyi tahmin etmeye çalıştık ama bildiğiniz üzere tahmin ettiğimiz tüm ülkeleri aratmaya çalışmak zor olacaktır. Üstelik Chul bizim onu aradığımızı anladığı an bambaşka bir yere kaçabilir. Bu yüzden kullandığınız muhbirlerden haber almaya çalışmanızı istiyorum, özellikle Avustralya taraflarında faaliyet gösteren muhbirleriniz daha fazla yardımcı olacaktır bize. En güçlü tahminimiz orası çünkü."

"Avustralya'da tanıdığım bir muhbir var. Bize yardımcı olabilir." dedi Bay Wilson tüm bu dinlediklerinin üzerine.

"Güvenilir mi?" diye sordu Felix tek kaşını kaldırırken. Yüzündeki şüphe Bay Wilson'ı germişti ama belli etmemeye çalıştı adam.

a little death.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin