"Gel." diye seslendi Felix çıplak üst bedenine geçireceği siyah, dar ve boğazlı kazağı düzeltirken. Beomgyu odaya girdikten sonra yakın arkadaşı olan patronunu çıplak görünce ıslığı basmış, elini ağzına götürmüştü. Uzun saçlarını savururken bağırmıştı.
"Yavruma bak heyt be! O baklavalardan bir dilim alabilir miyim ya?"
"Yavşama Beomgyu, yavşama." diyerek güldü Felix. Yemin ederdi ki, Beomgyu kendisine yavşamak ve işini yerine getirmekten başka hiçbir şey yapmıyordu şu hayatta.
Ve Felix sadece onun bu yavşamalarına gülerek tepki verebiliyordu çünkü gerçek olmadığını biliyordu. Birisi kendisine gerçekten asıldığında hala yanlış bir şey yaptığını düşünerek anında o ortamdan uzaklaşıyordu.
Chan'a ihanet etmiş gibi hissediyordu.
Bu hissin nasıl geçeceğini bilmiyordu Felix. Onun sevgilisi ölmüştü, kabul etmek beş yılın sonunda bile hala zor gelse de gerçek buydu. Nasıl daha iyi olacağını bilmiyordu.
Gerçi hoş, olmak da istemiyordu. Bu hayatta kısa bir zamanı kalmıştı zaten.
"Getirdin mi bütün bilgileri?" diye sordu Felix. Ardından kafasından dar kazağı geçirip siyah pantolonunun içine soktu. Bu sırada oturma takımına ait sehpanın üzerine pembe bir dosya atılmıştı Beomgyu tarafından.
"Evet getirdim. Eksiksiz her şey bunun içinde. Bir sonraki hedefimiz bu mu? Çünkü bayağı piç biriymiş de, eğer öldürmeyi hedeflemiyorsan bile şu an senden bunu talep ediyorum."
Felix sırıtarak eline dosyayı aldıktan sonra ilk sayfasını açmış, gördüğü yüzle gülümsemesi daha da korkutucu bir hal almıştı.
"Hedefimiz tam olarak bu adam." dedi. Gözleri ilk sayfadaki bildiği bilgilerin üzerinde gelişigüzel geziniyordu.
"Ve emin ol, tek bir parçasını dahi bu evrende bırakmayacağız bu itin."
"Seninle alakası ne? Yaptığı suçların hiçbirinde Chan'la ilgili bir şey yok."
Felix duyduklarıyla kaşlarını çatmış, kafasını kaldırıp aklı karışık bir şekilde Beomgyu'ya bakmıştı. "Ne demek yok? Elbet olması lazım, bütün kazayı en ince detayına kadar hazırlayıp uygulanmasını sağlayan bu adam. Bugüne kadar öldürdüklerimiz sadece yardımcılarıydı, büyük patronu sona bırakmıştım."
"Hakkında bütün her şeyi sildirmiş olabilir mi? Bütün izleri yok edip kaçmıştır belki de şimdiye kadar?"
"Sanmıyorum," dedi Felix. Dosyaya geri döndürdü bakışlarını. "Burada köklü bir şirketi var. Bırakıp gidemez onu."
"Şey..." dedi Beomgyu dudağını ısırırken. Ardından Felix'in yanına gelip elindeki dosyada üç sayfa ileri gitti. "Şirketini üç yıl önce satmış, burada bütün bilgiler var."
"Şaka mı yapıyorsun?!" diye şaşkınca konuştu Felix. Ardından kağıttaki o şaşırtıcı bilgilerde gezdirdi gözünü.
Büyük Kim Şirketi, Kim Chul tarafından satıldı. (22/04/2021)
Büyük Kim Şirketi, Lee Sungwon tarafından satın alındı. (22/04/2021)
"Babam almış." diye fısıldadı Felix. Dosyayı tutan parmakları hafiften titremeye başlamıştı. "Babam almış şirketi. Daha bir hafta önce buraya kadar gelen, gözlerimin içine baka baka konuşan babam en büyük düşmanımın kaçmasını sağlamış."
"Felix-"
"Babam bu şirketi rahatça alabilmiş çünkü Kim Chul onun şirketi batırmayacağını, hatta parasına para katacağını biliyordu. Ona güvendi. Benim düşmanım babama güvendi ve şirketi ona teslim edip benden kaçtı. Babam ona yardım etmiş Beomgyu, babam bana ihanet etmiş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
a little death.
FanficA Little Death by The Neighbourhood "Bir insan tüm hayatı boyunca en fazla 200 kez yalan söyleyebilir, daha doğrusu yalanlarını devam ettirebilirmiş. Ben birinci yalanımı söyledim sana Chan. Beyaz bir yalandı belki, doğrusunu bilmen bir şeyi değişt...