Saat akşam 7'yi göstermişti. Felix son kez aynada kendisine bakarken kalbinde küçük bir çatırdama olmuş, gözleri arkasındaki boşluğa kaymıştı.
Bir zamanlar orada hep Chan olurdu. Kendisine yaklaşıp arkadan kollarını Felix'in ince beline sarar, çenesini de omzuna yaslardı. Ne kadar güzel olduğuyla ilgili türlü cümleler sıralardı kulağına. En sonunda da birkaç kirli şey söyleyip yaramazca uzaklaşırdı sevgilisinden.
Boşluğa biraz daha baktı Felix. Sanki bir anda Chan gelecekmiş de kollarını saracakmış gibi bekledi çaresizce 1-2 dakika.
Tabi ki gelmedi. Ve Felix gözlerini kapatıp derin bir nefes çekti ciğerlerine.
Ağlamanın sırası değildi.
Koskoca beş yıl geçmesine rağmen hala nasıl atlatamamıştı, hala nasıl yarası taptazeydi anlamıyordu bazen. Chan etkisi deyip geçiyordu ama derinine inse bu meselenin, psikolojik bir rahatsızlığının çıkacağından neredeyse emindi.
Kapısı tıklatıldığınde irkilip bedenini döndürdü. "Gir."
Beomgyu her zaman giydiği siyah takım elbisesiyle içeriye süzüldü ve konuştu. "Gitmemiz lazım. Yarım saate başlayacak toplantı. Neredeyse herkes gelmiş."
"Tamam, çıkalım." dedi Felix. Hazır olduğu için sadece makyaj aynasının önündeki telefonunu arka cebine koydu ve odadan Beomgyu'nun arkasından çıktı. Ardından hemen son model bir arabaya binip kısa sürede toplantının yapılacağı mekana geldiler. Kapısı vale tarafından saygılı bir şekilde açılırken etraftaki birkaç muhabir hemen yanlarına gelmişti.
"Kim haber verdi bu toplantıyı bunlara amına koyayım?" diye fısıldadı içine içine. Ardından dudaklarına sahte ama etkileyici bir gülümseme koydu.
"Felix Bey size çok önemli bir şey sormam gerekiyor, bu sorduğum soru sosyal medyada hit haline gelmiş bulunmakta!"
Felix kendisine heyecanlı bir şekilde mikrofonunu uzatan kadına gülümsedi. "Sorun lütfen."
"Şampuanınız nedir acaba efendim? Emin olun herkes bu doğal gibi gözüken boyalı saçlarınızın nasıl böylesine güzel ve bakımlı olduğunu öğrenmek istiyor."
Bu soruyu garipseyen sadece Felix değildi. Diğer muhabirler de oldukça garipsemiş, kadına 'vaktimizi böyle bir soruyla mı aldın gerçekten' der gibi bakmışlardı. Felix bu sefer kendini tutamadan alaycıl ama samimi bir gülüş sundu. "Herkesin bunu merak etmesi inanılmaz. Herhangi bir markette bulabileceğiniz klasik şampuanlardan kullanıyorum işte."
"Anladım efendim, teşekkürler."
Kadın kenara çekilirken Felix hala bunu garipsiyordu. Bunun için mi buraya kadar gelmişti bu kadın gerçekten. Kafasına yazıktı.
Bir diğer muhabir öne atılınca Beomgyu onun konuşmasına izin vermeden öne atıldı. "Sadece iki soru daha alacağız, fazla vaktimiz yok."
"Felix Bey, sizden önce gelenlerin statüsü oldukça yüksek. İçeride birazdan neler olacak?"
'Oldu, istersen planı da detaylıca anlatayım sana.' diye geçirdi içinden Felix. Bu muhabirler bir değişikti yahu.
"Klasik bir yemek olacak, eski dostlukları yad edeceğiz gibi düşünebilirsiniz. Sohbet muhabbet yani."
"Peki Christopher Bang Chan dosyası ile ilgili bir gelişme var mı efendim?"
Felix bu son sorulan soruyla durdu ve kendisinden cevap bekleyen muhabirin yüzünü kafasına kazıdı. Böyle tipleri pek unutmak istemezdi, lafın içinde Chan geçiyorsa her şey olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
a little death.
FanficA Little Death by The Neighbourhood "Bir insan tüm hayatı boyunca en fazla 200 kez yalan söyleyebilir, daha doğrusu yalanlarını devam ettirebilirmiş. Ben birinci yalanımı söyledim sana Chan. Beyaz bir yalandı belki, doğrusunu bilmen bir şeyi değişt...