bölüm 3

303 31 11
                                    

- Cenan -

Yarın Arif'in doğum günüydü, sabah sabah kalkmış hediyesini yapmaya çalışıyordum. Elimi yüzümü yıkamadan, uykulu halimle oturmak ne kadar mantıklıydı bilmiyorum.

Tablonun içine bu zamana kadar çektiğimiz çoğu fotoğrafı yerleştirmeyi planlıyordum. Sadece ikimiz değil, Arif'in ondan habersiz tek çektiğim fotoğraflarıda vardı..

Beşiktaş maçına gittiğimiz ilk gün, fotoğrafta gülüşü o kadar güzel çıkmıştı ki

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Beşiktaş maçına gittiğimiz ilk gün, fotoğrafta gülüşü o kadar güzel çıkmıştı ki.. İstemsizce gülümsediğimi farkettim.

Diğer fotoğraflara da göz gezdirmeye başladım.

Diğer fotoğraflara da göz gezdirmeye başladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Doğum gününü arkadaşlarıyla kutlamak isteyeceğine emindim, biz ekip olarak ona bir kutlama hazırlayacaktık zaten ama ben hediyesini, ona akşam vermek istiyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Doğum gününü arkadaşlarıyla kutlamak isteyeceğine emindim, biz ekip olarak ona bir kutlama hazırlayacaktık zaten ama ben hediyesini, ona akşam vermek istiyordum.

Bir anda kapının çalmasıyla, durdum. Sabah sabah kim gelmiş olabilirdi? Hafiften ayaklandım ve kapıyı açtım.

"Günaydın! Umarım uyanmıştın, yani uyandırmadım."

Arif gelmişti, tam da şimdi mi? İnanmıyordum, hediyesi içerdeyken onu nasıl içeri alacaktım..

"Günaydın.. Yok uyandırmadın, kalkmıştım zaten."

"Güzel.. Geleyim mi? Poğaça yaptım peynirli, seversin."

Bir elindeki tabağa bir de Arif'e bakıyordum, karnım kasılmıştı. İçeri girerse her şeyi görecek ve sürprizim bozulacaktı.

"Bir sorun mu var?" dedi kaşlarını çatarak.

"Yok bir sorun.. Yani var. Bir sorun var, içerisi pek müsait değil Arif."

Gülümsedi, "Onu mu dert ettin? Ne olacak Cenan, biz birbirimizin her şeyini gördük."

"Öyle tabi, öyle de.. Oğlum anla işte görmemen lazım."

Arif kafasını içeri sokmaya çalıştı, omzundan biraz itekledim. "Ne var lan, kız mı var içerde?"

Gözlerim şaşkınlıkla açıldı, "Ne kızı oğlum ne diyorsun?"

"Daha niye götün başın ayrı oynuyor? Çekil lan önümden." beni ittirmeye çalıştı ama bana karşı gücü pek yetmemişti. Onu biraz daha itekledim. Bir anda dalaşmaya başladık.

"Ya Arif dur.. Her şeyi mahvedeceksin.." dedim sessizce. Elindeki tabağı da düşürmemek için benden uzak tutuyordu. "Arif yeter bir dur!" dedim en sonunda.

"Ver bana tabağı, bekle burada." içeri geçip, hemen kapıyı örttüm. Koşa koşa mutfağa gittim ve tabağı masaya bırakıp, oturma odasına döndüm. Bütün eşyaları yok etmem lazımdı..

Her şeyi odama fırlattıktan sonra, kapıyı yavaşça açtım. Arif yoktu.. Nereye kayboldu beş dakika bile olmamıştı. Bu kadar alıngan tavırları sinirimi bozuyordu.

cenan
nereye kayboldun
bir saniye olmadı

arif
istenmedigim yer de
bir saniye bile durmam zaten

cenan
ne diyorsun ya
ne istememesi
ağzımdan öyle bir laf çıkmadı
içerisi müsait değil dedim
ne var bunda alınacak

arif
Cenan
iceride ne olabilirdi ki
beni almadın
sabah sen kalk
pogaca yap
git arkadasının kapısına
o da sacma bir sey icin
seni iceriye almasın

cenan
saçma bir şey değildi
abarttığını düşünüyorum
hallettim zaten
görüldü

gelir misin
rica ediyorum lütfen
görüldü

Telefonu kapattım ve beklemeye başladım, dakikalar birbirini kovaladı ama kapımı çalan olmadı. Şaşkınlık ve üzüntü içerisinde koltuğa oturdum.

cenan
trip mi atacaksın Arif
tamam at
istediğin gibi olsun

-
üzülmedin mi kalbimi
carpıp cıkarkeen

late spring, arcenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin