2, my last

371 34 22
                                    

☆ PART 2

(charles'ın ağzından)

otel odam, ev gibi hissettiriyordu onun kollarındayken. Huzurluydu.
Yatağıma beni narince yatırışı, sarhoş beni daha çok etkiliyordu.

Gözlerim etrafı net göremese de onun üstünü çıkardığını algılayabilmişti.
Tek tek çıkartmıştı, bilerek ağırdan alıyordu. Ben yatağımda kıvranırken; bacakları belimin iki tarafına ayrılmıştı.

"şşhh, gözlerin kapanmasın prenses"

gözlerimi açıp ona bakmıştım, çoktan üstü çıplak kalmıştı. Bana doğru eğilip çenemi tutmuş ve yüzüme doğru hafifçe üflemişti, o alkolik nefesini.

Kokusunu içime çekerken kollarımı boynuna dolamıştım, Max ise bana ayak uydurup belimi tutmuştu. Fazlaca yorulduğunu anlamıştım, kolu bedenini dik tutmak için titriyordu. Boynundaki kolumu beline indirip üstüme uzanması için bastırmıştım.

İstediğimi anlamış ve yanıma uzanmıştı.
İkimiz de şu an ne yapmamız gerektiğini bilmiyor gibiydik, ya da birimizin ilk adımı atmasını bekliyorduk. Düşüncelerim, elimi yavaş bir şekilde çıplak vücudunda gezdirmeme sebep olmuştu. Usulca boynundan kasıklarına doğru iniyordu işaret parmağım.
Dokunuşlarım onun derince nefesini çekip vermesine neden olduğunda, gülmüştüm.

Ardından beklemeden dudağına yaklaşmıştım. Aramızda mesafe denen bir şey yoktu artık, yüzümüz birbirine değiyordu. Gözlerim sarhoşlukla örtülmüş, burnumu ise onun yüzünde keşfe çıkarmıştım. Kokusunu ciğerlerime çekerken, burnumu yanağına ordan da dudaklarına doğru yol çizmiştim.
Sonunda pembe dudaklarını hissettiğimde, dudaklarımı hizalamıştım önünde.
Çok geçmeden büyük ve kemikli elleri belimi sertçe tutup kendine çekmişti.
Üzerimdeki ince gömlek bile fazla geliyordu tenime, çıkarmak istiyordum. Fakat bu ertelenebilirdi, bu yüzden beklemeden kavuşmak istediğim o yere gitti dudaklarım.
Ona, yalanmış ıslak dudaklarımı vermiştim. Bana karşılık vermeye başladığında, seslice inlememle dili ağzıma girmişti.

Dillerimizin odaya ıslak sesler bırakması ve ayrıca birbirimize sunduğumuz iniltiler daha çok tahrik olmamıza neden oluyordu.
Vücudumu yatar pozisyondan kaldırıp Max'in üstüne çıkmıştım. Sertleşmiş penisim onun çıplak kasıklarına değiyordu.
Nefessiz kalana kadar birbirimizi sömürürken artık onun erkekliğine sürtünmeye başlamıştım.

"a-ahh~"

Dudaklarımızı ayırıp şehvetle başımı geriye atmıştım, penisimi penisine sürterken.
Üstümdeki gömleği terlemiş bedenimden hızlıca söküp, odanın köşesine fırlatmıştım.

Dudaklarımızı hızlıca tekrar buluşturduğunda sertçe öpüyorduk. Ellerim belime gitmiş pantolonumun düğmesini açmaya çalışıyordu. Sonunda yerinden sökülen düğmeyle sevinip fermuarımı da aceleyle aşağı indirmiştim.
Kalçam pantolonumu indirmek için yükselirken belimde sarmaş dolaş kıpırdayan elleri hiç yardımcı olmuyordu. Sıcak bedenimi tekrardan alevlendiriyordu, bir yandan sıkıp okşayan parmakları.

Ani hareketle belimde duran koluyla beni altına almış, dudaklarımızı bir saniye bile ayırmamıştı.
Nefes almak istemedim, hatta beni daha çok nefessiz bırakmasını istemiştim.
Dilimi emiyor, ağzıyla dudaklarımı sömürüyordu. Karşılık vermekten yıpranan benim dudaklarım ise bana yarını hatırlatmak için varolacaklardı.

Damağıma yayılan metalik tatla yüzümü ekşittiğimde, ayrılmıştık. Yüzlerimize derince alıp verdiğimiz nefeslerimiz çarpıyordu. Dudağıma yayılan gülümsemeye engel olamadığımda dudaklarına masum bir öpücük kondurmuştum. Ardından üstümden tamamen ayrılıp çift kişilik yatağın sağına yayılmıştı çıplak bedeni.
Başımı uzandığım yerden ona çevirdiğimde, dışardan gelen şehir ışığı terlemiş sarı saçlarına ve artık taptığım yüzüne vuruyordu.
Hızlı aldığı nefesi yüzünden kalkıp inen göğsüne de vuruyordu.

O da başını bana döndürdüğünde gözlerimiz buluşmuştu.
Mavi okyanus misali derinlikleriyle, yeşil doğa gözlerime değdiğinde, adeta gecemi aydınlatan asıl ışığın onlar olduğunu anlamıştım.

"Sence yapmalı mıyız Charlie?"

Boğuk erkeksi sesiyle daldığım düşüncelerime son vermiştim. Artık çokta sarhoş değildim çevremi ayırt edebiliyordum, gördüklerim birbirine girmiyordu.

Sorduğunu yeni kavradığımda kollarımı başımın altına koymuş ve tekrar ona dönmüştüm. Cevap vermek istemiyordu kalbim. İstemediğinden miydi? orası meçhul.
İlk defa bir erkekle temasta bulunuyordum, bunlar benim için farklı duygulardı.
Max ile aramızda duygusal bir bağ kurmama neden olabilecek şeyler yapıyorduk. Bu gecenin bir de gündüzü vardı sonuçta, değil mi?

"Bilmiyorum... bilmiyorum"

Ağzımdan mırıldanarak çıkan kelimelerimi anlamasını beklemiştim. Başımın altından sol kolumu alıp ona doğru uzanmıştım.
Yanağını narince tutup ardında okşamıştım.
Değen avuç içimle başını hafif yana kaydırıp kokulu kelebek öpücüğünü kondurmuştu.

Birbirini seks için sömürmeye başlayan bu iki insan, şimdi neden usulca yan yana uzanıyordu?

Beynimi esir alan soruların yankısı sinirlerimi bozmaya başladığında, tekrar konuştum.

"Eğer seni bir daha göremeyeceksem bu şansı kaçırmak istemem"

"Öyleyse sana güzel bir gece hediye edeceğim~"

- иеf / [600 kelime]

sizin icin mini bir gecis bolumu 3 bolum son bolum olucakk

part 1 ✔️
part 2 ✔️
part 3 🔜

part 1 ✔️part 2 ✔️part 3 🔜

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
the nightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin